Kendine has kıyafetleri (rengârenk ekose kiltleri), viskisi, gaydası ile tüm dünyada tanınan İskoçya’nın 1.800.000 civarı nüfusuyla en büyük, Büyük Britanya’nın üçüncü büyük şehri Glasgow, Birmingham’ın sanayi devrimiyle gelişmesinden önce (20.yüzyıl başlarında) Londra’dan hemen sonra gelmekteydi. Muhteşem doğal güzelliğe sahip İskoçya, yaklaşık 300 yıldır İngiltere’ye bağlı olsa da kendi “İskoç” kimliğini büyük bir gururla taşıyor. Kendi dilini konuşan, kendi parasını basan, kendi tarihi olan bu ülkenin bu güzel şehri Glasgow’da gezilecek çok sayıda yeri görürken aynı zamanda sımsıcak, esprili, misafirperver İskoçlarla da karşılaşacaksınız.
#İskoçyaTabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü tarafından ilan edilen ‘Özel Çevre Koruma Bölgeleri’nden (ÖÇKB) haberdar mısınız? Bu alanlar; denizlerden ormanlara, yaylalardan göllere kadar çeşitli doğal ekosistem ve oluşumları barındırıyor. Bu hafta uzmanlarımıza ‘Özel Çevre Koruma Bölgeleri’nde nereleri gezmeli, neler yapmalı?’ diye sorduk. İşte 19 bölgeden keşfedilecek değerler…
#Rotaİskoçya’nın en büyük şehri Glasgow, beni Edinburgh kadar etkilemedi. Kıyasla gezip görecek daha az şey var şehirde. Ama ciddi büyükte müzeleri, bir dolu dükkân ve mağazalarıyla Glosgow, çok güzel lezzet duraklarını barındırıyor. İşte Glasgow’un lezzet mekânları…
#GlasgowTolga Germiyanoğlu (35), şov barmeni. Bu alanda Avrupa ve dünya şampiyonlukları var. Şovlar ve yarışmalar için yurtiçi ve yurtdışında sürekli seyahat ediyor. Yeni kokteyller üretmek, şov yapmak kadar yeni şehirler, farklı kişiler tanımayı da seviyor. İskoçya’nın Highlands bölgesindeki Inverness’e üç kez giden Germiyanoğlu “300 kez daha gidebilirim” diyor.