ZEYTİN ve zeytinyağı sektöründe son yıllarda eski firmaların yanında küçük ve orta ölçekli pek çok markanın piyasaya girmesi rekabet ortamını arttırırken, butik üretim yapan firmalar, pazarlama, pazar bulma ve tanıtım anlamında bir takım sıkıntılar yaşamaya başladı. Butik üreticilerin sıkıntılarını ortadan kaldırmak ve birlikte hareket etmelerini sağlamak amacıyla bir ortak platform hayata geçiriliyor.
Şu an önümde nefis bir lor peyniri duruyor. Üzerine de Ayvalık’tan aldığım, önümde sıkılmış bir erken hasat yağdan damlalar. Keşke gazeteyle şu tadı bir günlüğüne dağıtabilsek. Bu güzellik varken, kim neden mısırözü veya ayçiçek ya da margarin kullanır bilemiyorum, anlayamıyorum!
Bursa’nın Mudanya İlçesi’ne bağlı Trilye bugünlerde zeytin hasadının en hareketli dönemini yaşıyor. Beşi modern teknolojiyle donatılmış, ikisi geleneksel usul, toplam yedi yağhane hafta sonunda bile harıl harıl çalışıyor. Sokaklar yine sıkılan zeytinlerin kokusuyla doldu. İsmi zeytinle özdeşleşen, ürünleri Osmanlı döneminde ABD’ye kadar ulaşan kasabada bu yıl verim düşük. Çünkü ağaçlar soğuk geçen kışın ardından, mayıstaki çiçeklenme döneminde sağnak yağmurlarla örselendi. Yine de hasat coşkusu eksilmedi. Gazeteci Celal Başlangıç “Zeytin Ağacıyla Yaşayanlar”ın öykülerini anlattığı yeni kitabında, Trilye’ye de geniş yerverdi. Bu bayram tatilinde yolunuz Trilye’ye düşerse sokaklarında geçmişin dünyasına yolculuk yapabilir, zeytin coşkusuna ortak olabilir, Başlangıç’ın kitabında anlattığı zeytin tutkunlarıyla tanışabilirsiniz.
Kış ataletini üzerimden atıp baharın kokusunu, kıyıları, kumsalları özlediğimde ilk durağım Bodrum olur. Saatlerce kıpırdamadan denizi seyre dalarım. Kumbahçe sahilinden geçer, Bodrum Kalesi’nin ihtişamını içime çeke çeke liman boyunca yürürüm. Teknelerin direkleri arasından yüzümü ısıtan güneşle karşılarım sabahları. Antik Tiyatro’nun tepesinden muhteşem manzarayı seyredip, yazın ertelediğim hayallerin peşine düşerim.