Hepimizin malum olduğu üzere, çocukluk, ileride nasıl bir yaşam süreceğimiz ve hayata nasıl tutunacağımızın başlıca motivasyonudur. Kuşkusuz çocukluk döneminde doğayla kurulan ilişki biçimi de, yetişkinlerin doğaya karşı davranış ve tutumlarının belirleyicisi durumundadır. Ancak, kentleşme ve modern yaşam tarzının dayatmasıyla artık çocukların büyük bölümü doğayla deneyim imkanından mahrum kalır. Çocukluğun doğadan kopuk şekilde geçmesi, beden ve ruh sağlığını olumsuz etkilemektedir. Bunlardan en dikkat çekici olanı, “doğa yoksunluğu sendromu” olarak ifade ediliyor.
#DOÇ. DR. OĞUZ ÖZDEMİR KİMDİR?Modernleşen dünyada özellikle şehirlerde yaşayan insanların doğaya yabancılaşıyor. Ekofobi, doğal yaşamda kötüye gidiş, ekolojik felaket korkusu ve ekolojik sorunlara dair duyarsızlaşma anlamında kullanılıyor. Her zaman olabilecek petrol sızıntıları, asit yağmurlarının oluşması, yağmur ormanlarının kesilmesi, seller, buzulların erimesi, aşırı doğa olayları ve orman yangınlarına dair duyarsızlaşma ve hatta doğada olmaktan korkma ve çekinme ekofobiyi anlatan örnekler.
#Doğayla EmpatiBaşlıca ekonomik büyümeye bağlı olarak doğal alanların tahribata uğraması ve fosil yakıt tüketiminin artması mevsim normallerinin de seyrini değiştirdi. Birleşmiş Milletler Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC) ‘1,5 santigrat derece Küresel Isınma Özel Raporu’na göre, yerküre insan faaliyetleri sebebiyle sanayi öncesi dönemin ortalamalarına göre 1 derece ısındı.
#IPCC