İklim değişikliğinin oluşturduğu kaygı: Ekofobi

Güncelleme Tarihi:

İklim değişikliğinin oluşturduğu kaygı: Ekofobi
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 16, 2021 11:01

Modernleşen dünyada özellikle şehirlerde yaşayan insanların doğaya yabancılaşıyor. Ekofobi, doğal yaşamda kötüye gidiş, ekolojik felaket korkusu ve ekolojik sorunlara dair duyarsızlaşma anlamında kullanılıyor. Her zaman olabilecek petrol sızıntıları, asit yağmurlarının oluşması, yağmur ormanlarının kesilmesi, seller, buzulların erimesi, aşırı doğa olayları ve orman yangınlarına dair duyarsızlaşma ve hatta doğada olmaktan korkma ve çekinme ekofobiyi anlatan örnekler.

Haberin Devamı

Doğaya dair duyarsızlaşmanın ve “Ekofobi’nin ortaya çıkışını engellemek için “doğayla empati”nin geliştirilmesi önemlidir. Çünkü geleceğin yetişkinlerinin deneyim pratikleri, yaşantıları ve alışkanlıkları geleceğin sürdürülebilirliği açısından önem taşıyor.

ÇOCUKLAR NASIL KORUNUR?
Çocuklar için günlük hayatımızda ekolojik kötüye gidişin abartılı örneklerini vermek, bir yok oluşun başladığını/başlayacağını ifade etmek insanlarda ekofobi duygusu oluşturma ihtimali taşıyor. Bunun yerine çocukların yaş seviyelerine uygun konuların onlara aktarılması ekoloji eğitiminin temel prensiplerinden biri. 6 yaş grubu için bahçeyi gözlemlemek, 7 yaş grubu için doğayı gözlemlemek, 8 yaş grubu için bahçecilik temel örneklerken 10 yaş üzerinde ise sosyal aktör olma durumlarını ortaya koyan ileri dönüşüm, iklim krizi gibi konuların aktarılması çocuklarda ekofobinin ortaya çıkmaması açısından öneriliyor. Bu bağlamda yapılan araştırmalara göre dünyanın çeşitli ülkelerinde çocukluktan itibaren doğa deneyimleri sunmaya yönelik programların sayısının giderek arttığı görülüyor.
İnsanoğlunun genel olarak herhangi bir konuda farkındalığı arttırmada veya ilgili konuya dikkat çekmede en fazla kullandığı yöntemlerden biri olayın negatif/olumsuz etkilerine vurgu yapıyor. Böylece önlem alınmadığı takdirde ne ile yüz yüze gelecekleri belirtilerek dikkat çekme ve algının yüksek tutulması amaçlanıyor. İnsanın kompleks iç dünyası düşünüldüğünde tek yönlü bir bakış açısının aslında insanı anlamada yetersiz olacağı açıktır.

Haberin Devamı

EKOFOBİNİN ÜSTESİNDEN GELMEK
Bugünün çocukları çevre konusunda apokaliptik bir bombardıman altında. Bu durumun ortaya çıkışında medyanın ve bilim dünyasının rolü büyük. Sözünü bahsettiğimiz kişi ya da kuruluşların iyi niyetinden şüphe edilmemesine karşın bu bombardımanın ekofobi gibi istenmeyen davranış değişikliklerinin de ortaya çıkmasına zemin hazırladığı gerçekliğini kabul etmek zorundayız. Özellikle ilkokul çağındaki çocuklarda çevresel empati geliştirmeye çalışılırken ekofobinin ortaya çıktığı McKnight’ın “Ekofobinin üstesinden gelmek” makalesinde örneklerle verildiği gibi istendik davranışlar sekteye uğruyorr. Mesela yazar ilkokul çağındaki çocuklarda çevre duyarlılığının arttırılmasında resimli kitapların ve olumlu örneklerin etkili olduğunu belirtiyor.
Günümüzde öğrenciler çocukluktan itibaren zamanlarının çoğunu kapalı mekânlarda; evde ve odalarında geçiriyorlar. Evlerde elektronik aletlerle vakit geçiriyorlar. Çocuklar kapılarının dışındaki dünya ile ilişkilerini yitirirken dünya çapında soyu tükenmekte olan hayvan ve ekosistemlerle elektronik aletlerle ilişki kuruyorlar. Doğadan uzak olmak, çocuklar üzerinde olumsuz birçok sonuçlar doğururken, doğayla temas çocuklarda iyi ve olumlu yönde sonuçlar veriyor. Örneğin, kırsal bölgede yaşayan ve doğa ile iç içe olabilmeyi başaran insanların fiziksel sağlığının daha iyi olduğu tespit edildi.
Türkiye’deki eğitim sisteminde olumsuz örneklerin önce verildiğini ve öğretildiğini sonra tedavisinin nasıl olduğunu öğreniriz. Bu ise yanlış bir yöntemdir. Okul müfredatları da genellikle böyledir ve konuların öğrencilere zamanından önce verilmesi konusunda fazlasıyla erkencidir. Ama küçük yaşta doğadaki değişim ve tahribatı anlatmak ve göstermek korkutucu olacaktır. Çünkü zihinlerinde farklı bir dünya oluşur.

Haberin Devamı

ERKEN SOYUTLAMA SORUN YARTIYOR
Çok erken yaşlarda fazlasıyla soyut eğitim veriyoruz. Yağmur ormanları konusunun ortaokul ya da lisede çok uygun olabilecekken, ilkokul sınıflarında yeri yoktur. Erken soyutlama da sorunlardan biridir. Ekofobi de bunun gibi nedenlerden gelişmektedir. Çoğu kez çevre eğitiminde öğretilmesi gereken temel kavramları öğretmek yerine dünyadaki çevre sorunlarıyla çocukları çevreden soğutuyoruz.
Amazon Ormanları’nın yok edilmesini, Avrupa ve Afrika’da hayvan ölümlerini ve bunun biyo çeşitliliğe olan olumsuz etkilerini söyleyerek (ne yazık ki bu konulara yeterince yer vermiyoruz) çocukları dünyadan soğutabiliyoruz. David Sobel Türkçe’ye çevrilen ünlü kitabı “Ekofobiyi Aşmak” adlı eserinde çocuklara dünyayı kurtarmadan önce onu sevmeyi öğretmemiz gerekliliğine dikkat çekiyor. Çocukların çevre eğitimlerinde öncelik doğa ile insan arasındaki bağın ne derece hayati olduğunu kavramaları olmalıdır. Bunun yerine korku ve korkutarak eğitim bunu engellediği gibi farklı tavırların gelişimine zemin hazırlıyor.

Haberin Devamı

DOĞA BİLİNCİ NELER KATAR?
Küresel ısınmaya bağlı olarak buzullarda meydana gelen değişim örnekleri ile yine bazı hayvan ve bitki türlerinde aşırı artış veya azalma anlatılırken kişilerin yaş ve eğitim seviyelerine uygun yapılmalı. Çevre bilinci ve eğitimi vermeye çalışırken öğrencileri doğadan uzaklaştırmamak için verilen örnek ve etkinlikler daha dikkatli seçilmeli. Örneğin, küresel ısınmanın olumsuz etkileri öğrencilere anlatılıyor. Değerlendirme ve sentez yapma becerisi ve yetisi gelişen lise öğrencilerine bunların önlenmesi ve azaltılması için ne gibi çalışmaların yapılması gerektiği ile ilgili etkinlik ve ödevler verilerek doğanın yok olduğunu veya yok olacağını değil korunması ile ilgili önerilerini alabilecek çalışmalar yaptırmak daha doğru bir uygulama olacaktır.
Ekofobi yerine çocuklara doğa bilinci verildiğinde onlar kısıtlı kaynakların aşırı kullanılmasının ne gibi sonuçlar çıkaracağını bilirler. Evde, sokakta ve okulda gazeteleri, kullanılmış kâğıtları geri dönüştürerek dünyanın doğal kaynaklarının korunmasına katkıda bulunacaklarını öğrenirler. Günlük hayatta tasarruflu ampul kullanmak, plastik yerine cam şişe kullanmak isterler. Biz çocukları dünyanın sorunlarına karşı bilinçli ve sorumluluk sahibi kişiler olarak yetiştirmeliyiz. İnsanoğlu duyularını kullanarak ve içinde bulunduğu doğal ortamda hareket ederek dünyayı algılar. Fakat biz çocukları o kadar engelliyoruz ki yaşadıkları yeri tanımak yerine hiçbir şey yapmamalarını istiyoruz.

Haberin Devamı

ÇOCUKLAR DOĞAYLA EMPATİ YAPMALI
Türkiye’de bu tartışmaların odağını çevre üzerine yoğunlaşan bazı derneklerin yaptığı çalışmalar belirliyor. Örneğin Yeryüzü Derneği’nin ekofobi eğitimleri, kent bahçeleri projeleri bunların örneklerindendir. Aynı zamanda Türkiye’deki çocuk yazınında ekoloji temalı bir çok kitaba rastlamak mümkün. Bunlardan en dikkat çekicisi ise “David Sobel’in ekoloji eğitimi prensipleri”yle yayınlar çıkartan ve ekoloji yazınında uzmanlaşmış Yeni İnsan Yayınevi diyebiliriz.
Diğer taraftan her sorunun çözümünde referans verilen MEB’in öğretim programları ekofobiyi ortadan kaldırmak için tek başına yeterli değil. Belki de ebeveynlere okullardan daha fazla iş düşüyor. İklim krizinin etkilerini en derinden hissettiğimiz bugünlerde çocuklarının doğayla empati yapabilecekleri deneyimleri yaşatmak ebeveynlerin en temel görevlerinden birisi olmalı.

Haberin Devamı

DOÇ. DR. ALİ OSMAN KOCALAR KİMİDR?
1982 yılında Denizli’nin Tavas ilçesinde doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini Denizli’de tamamladıktan sonra Marmara Üniversitesi, Atatürk Eğitim Fakültesi, Coğrafya Öğretmenliği bölümünden 2003 yılında mezun oldu. Aynı üniversitede 2006 yılında yüksek lisans, 2012 yılında doktora eğitimini tamamladı.
2011 yılında Marmara Üniversitesi, Atatürk Eğitim Fakültesi, Coğrafya Eğitimi Anabilim Dalında araştırma görevlisi olarak başladı ve 2018 yılından beri doçent olarak görev yapıyor..
Çalışma alanları “coğrafya eğitimi”, “ekoloji”, “çevre eğitimi”, “göç”, “kültürel ve doğal miras”dır.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!