Güzellikler bir öpücükle sanki uçup gidecek gibi

Canım Güzin ablacığım, ben küçük bir şirkette sekreter olarak çalışan 18 yaşında bir genç kızım.

İki yıldır bir gençle beraberim. Birbirimizi çılgınca seviyoruz. Şimdiye kadar da aramızda hiçbir sorun çıkmadı. Ancak son zamanlarda bana baskı yapıyor. Hatta beni zorla öpmek bile istedi; karşı koydum. Buna biraz bozuldu.

Ben de onu öpmek istiyorum, ama çok çekiniyorum. Sanki onu öpünce aramızdaki tüm güzellikler, tüm büyü bir anda uçup gidecek gibi geliyor. İçime böyle kötü hisler doğuyor. İçimden ona sarılmak ve öpmek gelse de sarılamıyorum. Ablacığım bu tutukluğumun nedenini bana söyler misin? Böyle giderse sevdiğim insanı kaybedebilirim diye korkuyorum.

RUMUZ: BİR ÖPÜCÜKTEN NE ÇIKAR


Sevgili kızım, bu durumda yine yanlış eğitilmenin, yanlış fikirlerin ve ailelerin çocukluktan itibaren gençlere verdikleri yanlış öğütlerin payı var. Cinsel açıdan gençlerin yeterli eğitim almamaları, işte bu korkuları ve çekingenliği ön plana çıkarıyor. Hálá pek çok genç kızın, öpüşmeyle bile bekaretinin bozulacağını sandığını biliyor muydun?

Henüz çok gençsin yavrum, ama kendini bu açıdan eğitmek için ciddi kitaplar okumalısın. Bilgi düzeylerinin ne olduğunu bilemediğin kişilerle de bu konuları konuşma.

Öpüşmekten çekinmenin asıl nedeni, bu yakınlığın öpüşmekle kalmayacağı endişesi sanırım. Büyüklerin sana "erkeklerle fazla yakınlaşmamak gerektiğini" sık sık tekrarlamış olmalı. Oysa birbirini seven iki insanın sarılması kadar güzel ve mutluluk veren bir şey olamaz. İnan bu sarılma ve kucaklaşmalar cinsellikten bile daha güzel duygular yaratır yüreğimizde. O güzel güven duygusu, o güzel dokunma duygusu ve o sıcaklık hiçbir şeyle kıyaslanamaz.

Sevdiğine neden sarılmayacakmışsın ki kızım? Bir masum kucaklaşmadan neden korkuyorsun? Yine de gençliğin ateşine kapılmak istemiyorsan, onunla dört duvar arasına girmezsin, olur biter. Bir parkta, bir çay bahçesinde ya da ayrılmadan önce evin kapısında birbirinize vereceğiniz masum bir öpücük neden tüm büyüyü bozsun?

Canım Güzin ablacığım, ben küçük bir şirkette sekreter olarak çalışan 18 yaşında bir genç kızım. İki yıldır bir gençle beraberim. Birbirimizi çılgınca seviyoruz. Şimdiye kadar da aramızda hiçbir sorun çıkmadı. Ancak son zamanlarda bana baskı yapıyor. Hatta beni zorla öpmek bile istedi; karşı koydum. Buna biraz bozuldu.

Ben de onu öpmek istiyorum, ama çok çekiniyorum. Sanki onu öpünce aramızdaki tüm güzellikler, tüm büyü bir anda uçup gidecek gibi geliyor. İçime böyle kötü hisler doğuyor. İçimden ona sarılmak ve öpmek gelse de sarılamıyorum. Ablacığım bu tutukluğumun nedenini bana söyler misin? Böyle giderse sevdiğim insanı kaybedebilirim diye korkuyorum.

RUMUZ: BİR ÖPÜCÜKTEN NE ÇIKAR


Sevgili kızım, bu durumda yine yanlış eğitilmenin, yanlış fikirlerin ve ailelerin çocukluktan itibaren gençlere verdikleri yanlış öğütlerin payı var. Cinsel açıdan gençlerin yeterli eğitim almamaları, işte bu korkuları ve çekingenliği ön plana çıkarıyor. Hálá pek çok genç kızın, öpüşmeyle bile bekaretinin bozulacağını sandığını biliyor muydun?

Henüz çok gençsin yavrum, ama kendini bu açıdan eğitmek için ciddi kitaplar okumalısın. Bilgi düzeylerinin ne olduğunu bilemediğin kişilerle de bu konuları konuşma.

Öpüşmekten çekinmenin asıl nedeni, bu yakınlığın öpüşmekle kalmayacağı endişesi sanırım. Büyüklerin sana "erkeklerle fazla yakınlaşmamak gerektiğini" sık sık tekrarlamış olmalı. Oysa birbirini seven iki insanın sarılması kadar güzel ve mutluluk veren bir şey olamaz. İnan bu sarılma ve kucaklaşmalar cinsellikten bile daha güzel duygular yaratır yüreğimizde. O güzel güven duygusu, o güzel dokunma duygusu ve o sıcaklık hiçbir şeyle kıyaslanamaz.

Sevdiğine neden sarılmayacakmışsın ki kızım? Bir masum kucaklaşmadan neden korkuyorsun? Yine de gençliğin ateşine kapılmak istemiyorsan, onunla dört duvar arasına girmezsin, olur biter. Bir parkta, bir çay bahçesinde ya da ayrılmadan önce evin kapısında birbirinize vereceğiniz masum bir öpücük neden tüm büyüyü bozsun?

Genç kızlardan korkar gibiyim

Güzin abla, ben 17 yaşında bir gencim. Henüz hiç kimseyle cinsel yakınlaşmam olmadı. Ancak bu konuda biraz garip duygular içindeyim. Genç kızlar beni korkutuyor. Kendimi yaşıtım gençlere daha yakın hissediyorum. Onlarla bir aradayken daha mutluyum ve huzurluyum.

Zaman zaman bir erkek arkadaşımla şakalaşmaktan hoşlanıyorum. Genç kızlarla bir aradayken ise kan ter içinde kalıyor, oradan hemen uzaklaşmak istiyorum. Onlarla yakınlaşmaktan neredeyse korkar gibiyim. Bu utangaçlık mı, yoksa başka bir şey mi bilmiyorum. Yoksa ben anormal miyim, eşcinsel mi olacağım? Lütfen bu konuda bir açıklama yapar mısınız?

RUMUZ: UTANGAÇLIK MI



Sevgili oğlum, bu durumun genellikle senin yaşındaki gençlerde görüldüğünü söylemeliyim. Çocukluktan erkekliğe geçiş döneminde, her genç bir cinsel kimlik arayışı içinde çırpınır. O sırada yakınlarında bulunan, sık sık görebildiği, daha çok beraber olabildiği kişiler ise genellikle kendi cinsinden arkadaşlarıdır. Genç kızlara, kadınlara yaklaşması çok daha zordur. Belki de büyük bir çekingenlik içinde, onlardan mümkün olduğu kadar uzak kalmaya çalışır. Bu yüzden ilk cinsel heyecanlarını kendi cinsine karşı hissedebilir.

Ancak zaman içinde doğal olarak karşı cinsle yakınlık kurabildikçe, her şey yerli yerine oturacaktır. İstersen bir psikologla da bu konuyu konuşabilir, durumunu sorgularsın. Bu arada yaşıtın genç kızlarla, sade bir arkadaşlık kurmaya bakmalısın. Onlarla gerçekten arkadaş olduğunda, bu çekingenliğin ve korkun geçecektir. Kendini rahatsız hissetmekten vazgeç, göreceksin ki bu yaş dönemini atlattıktan sonra, gerek kafan gerekse bedenin sana yön verecektir.

Önce kendine karşı bu aşırı güvensizlikten sıyrılmayı başarmalısın. Güzel konuşmak, espri yapabilmek için eğitimine, okumaya zaman ayır. Kızların da senin gibi utangaçlıkları, çekingenlikleri olduğunu, hatta o fütursuz ve acımasız tavırları altında gerçek anlamda utangaçlığın yatmakta olduğunu düşün; onlara karşı korkularından sıyrılmayı başar.

Acımı paylaştığınız için çok teşekkürler

Kuki’min ölümü üzerine yüzlerce destek mesajı yağdı. Başta sevgili Bekir Coşkun olmak üzere -ki beni ne kadar iyi anladığını tahmin edebiliyorum- tüm hayvanseverlere, dostlarıma, Yedikule Hayvan Barınağı ailesine, Haykod, Haytap, Doğçev ailelerine, Yaşam Hakkına Saygı grubuna; herkese sonsuz teşekkürler... Bana inanılmaz teselli oldu yazdıklarınız. İşte güzel mektuplarınızdan birkaç satır...



Kimi sevmiş, kime bağlanmışsak, ondan ayrılmak canımızı acıtır. Ama sizin de dediğiniz gibi hepimiz bu dünyada geçiciyiz. Ama ölüm aynı zamanda bir kavuşmadır da... Bizler ayrılıklar ve kavuşmalar arasında günlerimizi yaşarız.

Sevgili Feyza Hanım, size, bize, sevdiğini kaybetmiş, arkasından gözyaşı döken herkese yürekten sabırlar ve dayanma gücü diliyoruz. Yaşam bizleri bazen gerçekten de sınırlarımıza kadar götürür. Ama acı görmemiş kalpler derinleşemez, genişleyemez, büyüyemez. Oysa ki daha büyük sevgileri içine sığdırabilmek için kalplerin derinleşmesi, büyümesi gerek.

Öyleyse kavuşma günlerine kadar, yüce gücün sevgisine sığınarak hayata devam etmekten başka yapacak bir şey yok elimizde. Tabii bizden daha az şanslı olanlara yardım etmeye çalışmaktan başka... Siz de bunu yapıyorsunuz zaten...

Zuhal Voigt/İsviçre



Onu ne kadar sevdiğin yazılarından belli oluyordu. Ve zaten diğer hayvanların sorunlarına da yer vermen, yüreğinin sevgi dolu olduğunu gösteriyor. Kuki, senin gibi bir sahibi olduğu için çok şanslıymış. Umarım tüm hayvanların senin gibi temiz kalpli sahipleri olur... Zaten sevgide ayrım olmaz. Hayvanları seven, insanları da sever; tıpkı senin gibi...

Myra Niyos
Yazarın Tüm Yazıları