Güncelleme Tarihi:
Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da katılımıyla Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen 2021-2022 Yükseköğretim Akademik Yıl Açılış Töreni'nde bir konuşma yaptı.
Üniversitelerin akademik açılış yılı töreninin son 5 yıldır Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın himayelerinde Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde icra edildiğini ve bu törenlerde "Yükseköğretim Kurulu Üstün Başarı Ödülleri"nin tevdi edildiğini belirten Özvar, yeni eğitim-öğretim yılının hayırlı, uğurlu olmasını diledi.
Özvar, bu yıl 204 üniversitede 8 milyonu aşkın öğrencinin örgün ve uzaktan eğitim yoluyla yükseköğretime katıldığını bildirdi.
Dünya genelinde salgının getirdiği yeni hayat biçimi nedeniyle diğer birçok alanda olduğu gibi yükseköğretimde de ciddi ve uzun sürmesi muhtemel güçlüklerin, değişimlerin ve yeni eğitim modellerinin ortaya çıktığına dikkati çeken Özvar, "UNESCO 2020 verilerine göre, tüm eğitim kurumlarında, dünya genelinde 1 milyar 725 milyonun üzerinde öğrencinin salgın sürecinden etkilendiği ifade edilmektedir." bilgisini verdi.
"ÖĞRETİM ELEMANI SAYISI, SON 10 YILDA YÜZDE 80 ARTTI"
Özvar, Türkiye'de yükseköğretim alanında 2010'da 3 milyon 480 bin olan öğrenci sayısının 2021'de 8 milyon 241 bine ulaştığını ve üniversiteli gençlerin yarısının kız öğrencilerden oluştuğunu belirterek, aynı zamanda 250 bin uluslararası öğrencinin de eğitimlerden yararlandığını söyledi.
Daha fazla sayıda öğrencinin yükseköğretime ulaşabilmesinin gelir dağılımı, sosyal adalet ve fırsat eşitliği kavramlarında önemli olumlu tesirler meydana getireceğini dile getiren Özvar, bu gelişmelere paralel olarak üniversitelerdeki öğretim elemanı sayısının ise son 10 yılda yüzde 80 artarak 102 bin 682'den 181 bin 272'ye ulaştığını aktardı.
"22 YÜKSEKÖĞRETİM KURUMUNUN KURUMSAL AKREDİTASYON SÜREÇLERİ DEVAM EDİYOR"
Prof. Dr. Özvar, Yükseköğretim Kalite Kurulunun 2021 itibarıyla mezun veren tüm üniversitelerin kurumsal dış değerlendirmesini tamamladığını ve 110 yükseköğretim kurumunda da izleme faaliyetleri yapıldığını hatırlatarak, 22 yükseköğretim kurumunun kalite güvence sisteminin en nitelikli ve prestijli değerlendirmesi olan kurumsal akreditasyon süreçlerinin devam ettiğini açıkladı.
Üniversite-kamu-özel sektör iş birliğine dayalı yürütülen ortak proje ve araştırmaların, ulusal ve uluslararası kuruluşlardan sağlanan teşvik ve destekler sayesinde heyecan verici boyutlara ulaştığının altını çizen Özvar, şunları kaydetti:
"Son yıllarda başta Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olmak üzere, tüm bakanlıklar ile bağlı kuruluşların sağladıkları fonlar sayesinde 2020 yılında üniversitelerimiz ve birlikte çalıştıkları sektörler, yürüttükleri araştırma projeleri için 623 ulusal ve uluslararası fon kuruluşundan teşvik ve destek alarak Ar-Ge ve yeniliklere dayalı 12 bin 358 proje ve araştırma yürütmüşlerdir. Bunlara ilaveten daha nitelikli Ar-Ge çalışmaları ortaya koyabilmeleri için izleme ve iyileştirme mekanizmalarını kurmaları ve bu zorlu teknolojik yarışta nitelikli insan kaynağı çalışmalarını doğru yönetmeleri üniversitelerimizden beklentimizdir. Sayın Cumhurbaşkanım, burada dikkat çekici bir gelişmeyi vurgulamak gerekir: Üniversitelerimizde AR-GE çalışmalarını yürüten kadın araştırmacılarımızın oranı, biraz önce videoda da izlediğiniz gibi Avrupa ülkeleri ortalamasının üzerine çıkmıştır."
"BÜYÜK VERİNİN KULLANILMASI EĞİTİMİN KALİTESİNİ ARTIRACAK"
Özvar, yükseköğretimde "büyük veri"nin önemine değinerek, "Yükseköğretim Kurulu olarak, yeni dönemde çağın en önemli gücü olan bilginin ve hızla değişen teknolojinin temelini oluşturan büyük verinin kullanımını öne alacağız." ifadesini kullandı.
Üniversitelerin, ulusal ve uluslararası rekabette başarılı olabilmelerinin kurumlarının güçlü ve zayıf yanlarına dair gerçekçi verileri toplayabilmelerine ve bunları doğru tahlil edebilmelerine bağlı olduğunu vurgulayan Özvar, şöyle devam etti:
"Yükseköğretimde büyük verinin kullanılması eğitimin kalitesini artıracak, başta akademik üretim olmak üzere, öğretim yöntemleri, öğrenci rehberliği, kariyer, istihdam, ölçme-değerlendirme ve kamu kaynaklarının rasyonel kullanımı üniversiter yapıdaki tüm performansların iyileştirilmesini geliştirecek ve kolaylaştıracaktır. Ülkemizde, dijital sağlık uygulamaları, siber güvenlik, akıllı şehirler, finansal teknoloji, yeni nesil tedarik zincirleri ve benzeri alanlarda büyük veriye dayalı önemli başarılar kaydedilmiştir. Bu alanlarda üniversitelerimizin de gereken önemi atfederek sistemli çalışmalar gerçekleştireceklerine inanıyor ve bunu kendilerinden bekliyoruz."
"44 BİN 452 LİSANS VE ÖN LİSANS ÖĞRENCİSİ STAJLARINI TAMAMLADI"
Özvar, 2021 yılı Cumhurbaşkanlığı Programı'nda yer verilen ve OECD tarafından da örnek bir uygulama olarak gösterilen "staj seferberliği" ile 81 ilde 44 bin 452 lisans ve ön lisans öğrencisinin fırsat eşitliği kapsamında kamu kurumlarında stajlarını tamamladığını bildirerek, "Yükseköğretim Kurulu olarak, istihdam için klasik üniversiter eğitim anlayışımızın dışında, hem sırada hem sahada eğitim-öğretimi güncele hızla taşımak ve yönlendirmek temel hedeflerimizden biri olacaktır." bilgisini paylaştı.
Yeni dönemdeki hedeflerinden birinin de dünyanın önde gelen yükseköğretim kurumları ve bilim insanlarıyla daha yakından etkileşime girmek olduğunu ifade eden Özvar, şunları söyledi:
"Bilim insanlarımızın küresel ölçekte daha nitelikli yayın yapabilmeleri ve üretkenliklerini artırabilmeleri için uluslararası saygınlığı olan yabancı meslektaşlarıyla birlikte çalışmalarını sağlayacak kurumsal imkan ve alt yapıları inşa etmeliyiz. Zira uluslararasılaşma, aynı zamanda bilimsel üretkenliği geliştirmenin en etkin ve stratejik yollarından biridir. Yükseköğretim kurumlarımızın yurt dışındaki nitelikli üniversiteler ile sonuç alıcı iş birliklerini artırmaları da bu açıdan fevkalade önemlidir. Mevcut uygulamada bazı yükseköğretim kurumları dışında yabancı uyruklu öğretim elemanları genellikle yabancı dil öğretimi alanındaki ihtiyacı karşılamak üzere çalıştırıldığını gözlenmekteyiz. Yabancı dilde eğitim programları olan üniversitelerimiz eğitim ve öğretimin kalitesi ile araştırma kapasitesini geliştirmek için özellikle temel bilimler, mühendislik, sağlık gibi alanlarda araştırmaya, proje üretimine destek olabilecek nitelikte yabancı uyruklu öğretim üyesi istihdamını değerlendirmesi yerinde olacaktır."
"YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARIMIZ, DAHA ÜST SIRALARA ÇIKACAK"
Özvar, "Türk yükseköğretim sistemi, bugün küresel iddia taşıyan üniversiteleri ve aynı zamanda üstün nitelikli bilim insanlarını içinde barındıran bir konuma ulaşmıştır" ifadesini kullanarak, sayısal verilerle üniversitelerdeki bir kısım bilimsel çalışmaları paylaştı.
2000'li yıllarda Türk bilim dünyasının nitelikli uluslararası yayınlar bakımından 209 ülke arasında 6 bin 985 bilimsel yayın ile 27. sıradayken, 2020'de 62 bin 545 yayın sayısı ile 17. sıraya, 2000'deki yayınların dünya bilimine etkisinin 0,76 iken 2020'de 0,86'ya yükseldiğini aktaran Özvar, şöyle dedi:
"Yakın gelecekte, gerek öğretim elemanı başına düşen bilimsel yayın sayısı gerekse toplam bilimsel doküman hacmi bakımından yükseköğretim kurumlarımız daha üst sıralara çıkacaktır. Bu dönemde Yükseköğretim Kurulu olarak, üniversitelerimize yönelik geliştireceğimiz proje ve teşvik mekanizmaları üniversitelerimizin kalite standartlarını, istihdam ilgilerini, akademik performansını ve bilimsel üretkenliklerini esas alacaktır. Üniversite yöneticilerimizden beklentimiz diğer kurumlara nispetle rekabetçi üstünlük oluşturabilecekleri alanlarda kurumlarını bu kriterler vasıtasıyla takip etmeleri ve değerlendirmeleridir. Üreten, nitelikli yayın yapan ve kalite güvencesi sağlayan kurumlarımız inanıyoruz ki pek çok bakımdan küresel ölçekte saygınlıklarını artıracaktır."