Güncelleme Tarihi:
Richard Mendelstein, sabah 11 sularında telefonu çaldığında evinde çalışıyordu. Ekranda 'Bilinmeyen Numara' yazıyordu. 56 yaşında bir yazılım mühendisi olan Mendelstein, dijital güvenliği konusunda aşırı temkinli davranan biriydi. Web tarayıcısından çerezleri siler, şifrelerini yine şifreli bir dosyada saklar ve gelen e-postaları sık sık kontrol ederdi. Hatta telefonla pazarlama dolandırıcılıklarını ilgili makamlara bildirebilmek için bilinmeyen numaralardan gelen tüm aramaları da yanıtlardı.
Ancak bu kez arayan, ona indirim yapmak isteyen bir dolandırıcı değildi. Mendelstein, hattın diğer ucunda bir kızın ağladığını duyuyordu. Kızın hıçkırıkları nedeniyle ne dediğini tam olarak anlayamasa da şunları duyabildi:
“Beni kaçırdılar, baba, lütfen yardım et!”
Mendelstein'in kızı Stella, Northeastern Üniversitesi’nde üçüncü sınıf öğrencisiydi. Bu sözlerin ardından kızın elinden telefonu alan bir adam, “Dikkatle dinleyin” dedi. “Kızınız elimizde. Dediğimi aynen yaparsanız hiçbir şey olmaz. Ben sadece para istiyorum.”
Kaçıran kişi ona talimatlarını harfi harfine yerine getirmesini söylediğinde Mendelstein’in kalbi yerinden çıkacak gibi çarpıyordu. Telefonun ucundaki adam, “Kimseyle konuşmayın, aramalarına ve mesajlarına sakın cevap vermeyin” dedi.
Tam o sırada eşi Rachel içeri girdi. Mendelstein’in telefonda bozuk bir ses tonuyla konuştuğunu duymuş ve kontrol etmeye gelmişti. “İyi misin?” diye sordu. Ancak Mendelstein, kaçıran kişinin talimatlarını dikkate alarak eşine yanıt vermekten kaçındı. Arayan kişi ona dışarı çıkıp aracına binmesini ve bir bankaya gitmesini söyledi. Kızını tekrar canlı görmek istiyorsa bunu yapması gerekiyordu.
Mendelstein arabayla hızla ilerlerken bir yandan da telefonda kızını kaçıran kişiyle konuşuyor, en ufak yanlış bir adım atmaktan korktuğu için eşinden gelen aramaları reddediyordu.
Nihayet bankaya vardı, belirtilen fidye miktarı olan 4 bin doları çekmek için bir form doldurdu. Rakamın neden bu kadar düşük olduğunu ve bundan sonra ne olacağını bilmiyordu ancak soramıyordu da. Sadece parayı çekmesini ve verdikleri adrese götürmesini söylemişlerdi.
Mendelstein bir anda bir karar verdi ve titreyen elleriyle kısa bir not yazdı: “Kızım kaçırıldı.”
Ancak notu daha veznedeki kadına uzatamadan arama aniden kesildi. Dehşete kapılan Mendelstein dışarı koştu ve en yakın karakola gitmek için yola koyuldu. Yolda eşini arayıp, kızlarının kaçırıldığı haberini verdi.
Rachel bir çığlık attı: “Nereden biliyorsun?”
Tam karakola gireceği sırada kızını kaçıranlar yeniden aradı. Mendelstein, aramayı cevaplamak için telefonu eşinin yüzüne kapattı.
Korkudan çılgına dönen Rachel, hemen Stella’yı aradı. Genç kız, okulda ve güvende olduğunu söyledi. Kafası karışan Rachel, neye inanması gerektiğini bilemiyordu. Kaçıran kişinin, kızının başına bir silah dayayıp zorla güvende olduğunu söyletebileceğini düşündü. Derhal görüntülü bir arama yaptı. Kızı gerçekten okulda, arkadaşlarıyla birlikteydi.
Kızının güvende olduğunu öğrenmişti ama eşi neredeydi? Panik içinde polisi aradı ve olayı anlattı. O ve kızı en kötüsünden korkuyorlardı. Richard telefonda kimle konuşuyordu? Nakit parayla nereye gidecekti? Suçlular parayı aldıktan sonra ona ne yapacaklardı?
‘MERAK ETME, BUNLAR SAHTE’
FBI adına bu tür vakalarla ilgili soruşturmaları yürüten Erik Arbuthnot, aşağı yukarı 10 yıl önce sahte kaçırma olaylarını duymaya başladığında ekip arkadaşları, “Merak etme, sahte bunlar. Gerçekleri biz hallederiz” diyerek dalga geçiyordu. Günümüzde vakalar o kadar yaygınlaştı ki buna bir isim bile verildi: Sanal insan kaçırma.
Suçların çoğu güvenlik güçlerine bildirilmediğinden FBI, dolandırıcılığın ne kadar yaygın olduğuna dair kesin bir sayıya sahip değil. Ancak son birkaç yılda Mendelstein'ler gibi binlerce aile aynı tuhaf kâbusu yaşadı. FBI, 2020'de internet dolandırıcılığının neredeyse iki katına çıktığını ve sanal insan kaçırma vakalarının en çok işlenen dolandırıcılık suçları arasında üçüncü sırada yer aldığını bildirdi.
Sanal insan kaçırma dolandırıcılığı bir nevi hipnoz. Dolandırıcılar kurbanları büyüleme ihtiyacı hissediyorlar. Bu nedenle işlerine görmezden gelinmesi neredeyse imkânsız olan duygusal bir yumrukla başlıyorlar: Yardım için ağlayan bir çocuğun ses kaydı.
Sanal insan kaçırma dolandırıcılığı bir nevi hipnoz. Dolandırıcılar kurbanları büyüleme ihtiyacı hissediyorlar. Bu nedenle işlerine görmezden gelinmesi neredeyse imkânsız olan duygusal bir yumrukla başlıyorlar: Yardım için ağlayan bir çocuğun ses kaydı.
VAKALAR 2015 YILINDA PATLADI
Sahte insan kaçırmaları 2015 yazında zirveye çıktı. Güney California'daki bir dedektif, lüks semtlerdeki kişileri hedef alan bir dizi sahte kaçırma olayı hakkında FBI ile temasa geçti.
Bir kadın, 20 yaşındaki kızının fidye için tutulduğunu söyleyen bir telefon almıştı. Kimliğinin açıklanmasını istemeyen kadın daha sonra, "Kızımın sanki baskı altındaymış gibi ağladığını, çığlık attığını, nefes nefese kaldığını duydum" demişti ve eklemişti: "Kelimeleri zar zor anlayabiliyorum, ama bir minibüste olduğunu ve kaçırıldığını söylediğini anladım."
Kadın, fidye parasını bankadan çekerken tıpkı Mendelstein gibi davranmış ve polisle irtibata geçmesi için bir banka çalışanına not bırakmıştı.
Sanal insan kaçırma, ilk zamanlarda daha amatörce yapılıyordu ve inandırıcılıktan uzaktı. Günümüzde ‘deepfake’ teknolojileri ile çok daha fazla inandırıcılık kazanmış durumda.
Siber Güvenlik Uzmanı Osman DemircanVakalar sadece kurbanları korkutmuyor, aynı zamanda polis memurlarını da endişelendiriyordu. Çağrılar o kadar inandırıcıydı ki, bazıları kolluk kuvvetlerinde çalışanları bile kandırmayı başarıyordu.
Federaller şaşkına dönmüştü. Arbuthnot, "Aramaları kimin yaptığı hakkında hiçbir fikrim yoktu" diyor.
Tamamen başarısız olan 100 telefon görüşmesinin ardından tamamen başarılı bir arama denk gelir. Ve tek ihtiyacınız olan bir tanedir, değil mi?
FBI Ajanı Erik ArbuthnotHER ŞEY BİR ALDATMACA
Rachel, eşinden haber almak için şehrin her yerindeki tanıdıklarına haber yolladı. Polis de bir yandan Mendelstein’in telefonunu izlemeye çalışıyordu.
Mendelstein, ailesinin kendisine ulaşmak için yaptığı aramalara yanıt vermiyor ve fidye parasını yetiştirebilmek için hızla ilerliyordu. Arayan kişi onu Princeton'ın 20 dakika kuzeyindeki bir kasabaya gönderdi. Ardından Mendelstein’i bir bankaya yönlendirdi ve parayı nereye yollayacağına dair ayrıntıları verdi. Mendelstein söyleneni yaptı ve parayı Mexico City’e yolladı.
Aktarımı tamamladıktan sonra derin bir nefes alarak telefonunu eline aldı. İlk açtığı mesaj arkadaşı Steve’dendi. “Stella iyi, her şey bir aldatmaca” yazıyordu.
Bir aldatmaca mı? Mendelstein ne olduğunu anlamakta güçlük çekerek mesajı tekrar okudu. Rachel ile yaptığı kısa bir telefon görüşmesi ile gerçeği doğruladı. Gerçek olmaması onu rahatlatmıştı ama olayın şokunu atlatmakta zorlanıyordu.
Polis bankadan ayrılmasını istemedi. Stella güvende olsa bile, suçlular tam o anda Mendelstein’i takip ediyor olabilirdi.
KANDIRILMANIN UTANCINI ÜSTÜNDEN ATAMIYOR
Olayın üzerinden birkaç ay geçti ama Mendelstein ailesi paralarını geri alamadı ve almayı da beklemiyorlardı zaten... Ne olayla ilgili bir ipucu vardı ne de yaşananlar geçmişteki benzer suçların failleriyle ilişkilendirilebiliyordu.
Kızlarının kaçırılması sahte bile olsa Mendelstein'lerin duyguları gerçekti: Korku, panik, çaresizlik. Richard ise kandırılmaktan duyduğu utancı bir türlü üstünden atamıyordu.
KİMİN BU KADAR ÇOK ZAMANI VAR?
Bu yaşananlar Arbuthnot’u 2017 yılındaki bir olaya götürdü. O tarihte Texas’ta gerçekleşen sanal insan kaçırma olayının ardındaki çetenin lideri hapishanedeydi. Zaten binlerce kişiyi arayıp, içerisinden bir tane doğru arama şansını yakalamak için de çok fazla boş vakit gerekirdi. Bu da hapisteki birinin yapabileceği bir işti. Fidye meblağlarının bu denli ufak olması da dikkat çekmeme amacını taşıyordu.
Bu tür vakalar, filmlerde gördüğümüz eski insan kaçırmalardan çok farklı. Sanal insan kaçırmalarda fidye elektronik ortamda konuşuluyor. Suçlular zaten parmaklıklar ardında ve özgür kalması gereken bir çocuk yok. Telefonda sadece bir ses ve ardında bıraktığı acı var. Halkın farkındalığının artmasıyla sanal insan kaçıranların kârları da işsiz kalmalarını sağlayamıyor.
Sanal insan kaçırma dolandırıcılığına son vermek gün geçtikçe daha da zorlaşacak gibi görünüyor. Arbuthnot, zamanla gerçek çocukların seslerinin de kayda alınabileceğini ve ailelerine karşı kullanılabileceğini söyleyerek, “Kaçıranlar artık genel kayıtlara güvenmek yerine, her kurban için dijital olarak uyarlanmış gerçek kayıtları kullanmaya başlayabilirler” diyor.
Sanal insan kaçırma vakalarında ilerleyen günlerde gerçek videoların bile kullanılabileceğinden bahseden siber güvenlik uzmanı Osman Demircan ise “Görüntülerin de tıpkı ses gibi gerçeğinden ayırt edilemeyecek şekilde taklit edilmesi, sanki gerçekten bir kaçırılma vakası yaşanılmış gibi çocukların acı içinde ebeveynlerinden yardım istedikleri videoların oluşturulmasını sağlayabilir” ifadelerini kullanıyor.
KONTROLSÜZCE PAYLAŞILAN VİDEOLAR TEHLİKE YARATIYOR
Video ve fotoğrafların kontrolsüzde paylaşılmasının bu teknolojileri besleyen en önemli kaynak olduğunu söyleyen Demircan, “Aileler sosyal medya paylaşımları konusunda daha seçici olmalı ve bu paylaşımları herkese açık bir şekilde değil de genele kapalı bir şekilde yapmalı” diyor.
Demircan şu unsurların da altını çiziyor:
“Diğer bir dikkat edilebilecek konu kullanılan cihazların güvenliği olmalı. Özellikle tablet ve telefonların içerisinde bol miktarda çocuklarımız ile ilgili video olmasından dolayı bu cihazları daha güvenli kullanmamız gerekiyor. Ortak ağlara bağlanmak, telefon güncellemelerini yapmamak, tanımadığımız kişilerin bilgisayarları üzerinden telefonumuzu şarj etmeye çalışmak bu videoların kötü niyetli kişilerin eline geçmesine neden olabilir. Ayrıca üzerinde kamera ve mikrofon barındıran ve güvenlik standartlarına uygun bir şekilde üretilmemiş nesnelerin interneti platformlarını kullanan cihazlar da ses ve görüntüleri elde etmek için kullanılabilecek platformlar arasında bulunuyor.”
FBI ise sanal insan kaçırma dolandırıcılıklarını önlemeye yardımcı olmak için şu önerilerde bulunuyor:
- Yaklaşan seyahat tarihlerini ve yerlerini asla çevrimiçi olarak yayınlamayın.
- Aile üyelerini sanal insan kaçırma olayı hakkında bilgilendirin.
- Aile üyelerinin acil bir durumda, başının gerçekten dertte olduğunu doğrulamak için isteyebilecekleri bir şifreye sahip olun.
- Telefonda yabancılara finansal bilgi verirken dikkatli olun.
KENDİLERİNE ZARAR VERMEYE İKNA EDİLİYORLAR
Sanal insan kaçırma örneğinin ilginç bir türü de geçtiğimiz senelerde Avustralya’da yaşandı. Çinli öğrencileri hedef alan bu dolandırıcılar, öğrencileri kendini kaçırılmış gibi göstermeye ve güvenli bir şekilde serbest bırakılmaları için ailelerinden para istemeye ikna ediyorlardı.
Guardian’ın haberine göre yabancı öğrencilere Çin Büyükelçiliği'nin bir temsilcisi olduğunu söyleyen dolandırıcılar, onları Çin’de bir suça karıştıklarına ikna ediyordu. Kurban bir şekilde sorunu çözmenin tek yolunun ailesinden fidye istemek olduğuna emin oluyordu. Sınır dışı edilmek veya tutuklanmaktan korkan öğrenciler ellerini, ayaklarını bağlayarak kaçırıldıklarını ispatlayan fotoğrafları para istemek için ailelerine gönderiyordu. Bu mesajların ardından sosyal medya hesapları ve telefonlarını kullanmayı bırakıyorlardı.
Mağdurlara verilen zarar sadece maddi olmakla kalmadı. Ebeveynlerine gönderilen fidye fotoğraflarının daha gerçekçi görünmesi için kurbanlarını kendilerine zarar vermeye ikna eden çok sayıda dolandırıcı vakası da var.
SESLERİ KOPYALAYIP VERİLERE ULAŞIYORLAR
Ülkemizde de buna benzer dolandırıcılık türleri her geçen gün artıyor. Son zamanlarda çok sık karşılaştığımız dolandırıcılık yöntemlerinden biri de robot çağrılar. Bir kurumun halkı bilgilendirmesi veya acil durumlarda toplu bilgilendirme yapılması gibi gerekli durumlarda kullanılan bu çağrı tipi kötü amaçla kullanılıyor.
Farklı numaralardan arayan dolandırıcılar bazen çağrı merkezi elemanına bağlanmak için tuşlama yapmanızı istiyor, bazen de konuşmanızı sağlayarak sesinizi kopyalıyor. Bu şekilde söylemediğiniz şeyleri size söyletiyor ve verilerinize ulaşmak için sizden izin alıyorlar.
Öyle ki geçtiğimiz yıl Birleşik Arap Emirlikleri’nde deepfake ile oluşturulmuş sahte ses ile kendini hesap sahibi olarak tanıtan bir kişi 35 milyon dolar çalmayı başarmıştı.
Bir fotoğraf işleme programı mikrofona erişim istiyorsa bu erişim yetkisini vermeden iki defa düşünmek gerekiyor. Fotoğraf işleme programının mikrofon ile ne işi olabilir?
Siber Güvenlik Uzmanı Osman DemircanBu tip bir dolandırıcılığa maruz kalındığında zaman kaybetmeden savcılığa suç duyurusunda bulunulması gerektiğini vurgulayan Avukat Elvan Kılıç, “Suç tipi nitelikli dolandırıcılıktır. Savcılık suçun işlendiğini öğrendiği anda kendiliğinden soruşturma yapar ve suç oluşmuşsa kamu davası açar. Bu anlamda nitelikli dolandırıcılık suçunu işleyen kişiler, 3 yıldan 10 yıla kadar hapis cezasıyla, beş bin güne kadar da adli para cezası ile cezalandırılır” diyor.
Insider'da yer alan 'We have your daughter': The terrified father paid the ransom. Then he found his kid where he least expected her.' adlı yazıdan faydalanılmıştır.