Güncelleme Tarihi:
ABD’de bulaşıcı hastalıklar ve halk sağlığı alanlarında çalışan Muhlenberg College'ın uzmanlarından Chrysan Cronin, iç içe yaşadığımız bakterilerin bir kısmının sağlığımız üzerinde doğrudan bir etkisi bulunmadığını ancak evlerde türeyen bazı bakterilerin ciddi riskler oluşturduğunu ileri sürüyor.
Bakterilerden kurtulmak için türlü yollar denediğimizi belirten Cronin, “Evlerimizi bakterilerden arındırmak için adeta alarm durumundayız” ifadesini kullandı. Uzmanlar, tuvalet ve mutfağın bakterilerin ürediği alanlar olduğuna ilişkin yaygın görüşün ötesinde, evde çok daha fazla bakteriyel sıcak nokta bulunduğuna işaret etti.
Diş fırçaları, lavabolar, bulaşık süngerleri, kahve makinelerinin hazneleri, el havluları, mutfak eşyalarının düğmeleri, bilgisayar klavyeleri, telefonlar ve evcil hayvan kaplarının ciddi oranda bakteri barındırdığını belirten uzmanlar, evlerde pusuya yatan bakterilerin bulunduğu “sinsi” yerleri araştırıyor. Bulgular ise çoğumuzu dehşete düşürecek türden.
İşte evinizin sizi şaşırtacak kadar kirli eşyaları…
DİŞ FIRÇASI
Diş fırçalarının sapları kullanımdan ziyade, bulundukları mekânlar nedeniyle ciddi tehlike altındaki hijyen ürünleri. Mikrobiyologların bugüne kadar yaptığı çalışmalar, küçük banyolarda klozete yakın duran diş fırçalarının daha fazla bakteri barındırdığına işaret ediyor.
2021 yılında Arizona Üniversitesi'nde gerçekleştirilen ve sonuçları Journal of Applied Microbiology'de yayımlanan bir araştırmayla, sifonun çekilmesiyle, 'aerosol' (bir katının veya sıvının gaz ortamı içerisinde dağılması) haline gelen bakterilerin açıkta bulunan diş fırçalarına tutunduğu tespit edildi.
Bunun yanı sıra, açıkta kalan diş fırçası bardaklarında, kaplarda veya musluk başlıklarında da klozetten çıkan ve aerosol haline gelen bakterilere rastlandı. Bu nedenle uzmanlar, diş fırçalarının kapaklı bir dolapta kuru tutulmasına çaba sarf edilmesi gerektiğini vurguladı.
İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Ayşe Çakmakçı da diş fırçalarının uygun aralıklarla değiştirilmediğinde ve temizliğine dikkat edilmediğinde önemli birer enfeksiyon kaynağı olduğunu, her fırçalama sonrası fırçanın sadece suyla yıkanması, fırçanın kılları arasında macun veya yiyecek artığı kalmadığından emin olarak kurumaya bırakılması gerektiğini belirtti.
MUTFAK LAVABOSU
Yemeklerin hazırlık sürecinde gıdalar mutfağın hemen her yerine değiyor. Uzmanlar, mutfak tezgahının ve mutfak lavabosunun ciddi anlamda bakteri barındırdığını söylüyor. Yapılan çok sayıda araştırma da mutfak lavabosunun ciddi bir bakteri yatağı olduğunu doğruladı.
Muhlenberg College’dan Cronin ise özellikle lavabo giderinin altında bulunan siyah kauçuk bölmenin ve gider borularının bir çöp kutusundan daha fazla bakteri barındırdığını vurguladı. Uzmanlar, “bakterilerin en yoğun bulunduğu” bu bölgedeki sıvı buharlaşması nedeniyle, bakterilerin daha çabuk havaya karıştığı görüşünde.
Peki, yiyecek atıklarında nasıl dışkıdan fazla bakteri olabilir? Lavabo giderlerinin temizliği nasıl yapılmalı?
Dr. Ayşe Çakmakçı, evimizdeki en kirli yer deyince hepimizin aklına kuşkusuz klozetler geldiğini ancak en kirli yerin mutfak gideri olduğunu araştırmaların da doğruladığını, lavabo ve banyo giderlerimizin yüzlerce ölümcül bakteriye ev sahipliği yaptığını belirtti.
Besin maddelerini yıkadığımız lavabolarda yaşayan E.Coli, salmonella vb. mikroorganizmaların uygun temizlik olmadığında yaşam alanımıza yayıldığını, besin maddelerinin kullanımından sonra lavaboların, özellikle giderlerin temizliğinin bu nedenle çok önemli olduğunu belirten Çakmakçı, bu alanların temizliği hakkında önemli bilgiler verdi:
“Özel açıcı temizlik maddeleri kişisel korunma ile kullanılabileceği gibi, giderin üzerine karbonat, sirke veya soda akıtılarak açılması, sulandırılmış çamaşır suyu kullanılması da yeterli olur. Bazen kaynamış su bile giderin açılmasında işe yarayabilir. Ev içinde hijyenin mutfakta başladığı unutulmamalıdır. Bulaşık makinesi kirli bulaşıkları 65-70 derecede yıkarken elde yıkanan bulaşıklarda bu sıcaklığa ulaşmak mümkün değildir."
Tuvalet ve banyo gibi bariz bir şekilde mikrop yuvası olduğunu bildiğimiz yerlerin temizliğinin en önemli noktasının iki temizlik arasında çok zaman geçirilmemesi olduğunu belirten Dr. Ayşe Çakmakçı, tuvaletlerin her gün temizlenmesinin hijyen açısından son derece önemli olduğunu vurguladı. İlk sırada önerilen temizlik maddesinin çamaşır suyu olduğunu da hatırlatan Çakmakçı, tuvalet ve klozet temizliğinde kalıcı bir hijyen sağlanmanın çok önemli olduğunu, oluşacak atıklar ve çöpler için çöp torbalarının kullanılması gerektiğini, ayrıca temizliğe başlamadan önce maske, eldiven gibi kişisel koruyucuların kullanımının önemli olduğunu sözlerine ekledi.
BULAŞIK SÜNGERLERİ VE HAVLULARI
ABD inceleme ve belgelendirme kuruluşu NSF International'ın araştırmasına göre, bulaşık süngerleri içinde bulundurduğu bakteri zenginliği açısından gerçek anlamda birer “Nuh’un gemisi”.
Nemli bir sünger üzerinde bulunan ortam, insanlarda ateşe ve mide rahatsızlığına neden olabilen bakteriler için mükemmel bir yaşam alanı sunuyor. Uzmanlar, bulaşık süngerlerinin ıslak bırakılmaması yönünde özellikle uyarılarda bulunuyor.
Peki bu kadar yoğun kullandığımız bir eşyanın bakterilerden arınması nasıl sağlanır? Uzmanlar, öncelikle süngerlerin bulaşık sonrasında dezenfekte edilmesi için bulaşık makinesine koyulmasını öneriyor. Ayrıca ıslak bir süngerin bulaşığın ardından 1 dakika boyunca mikrodalgaya koyularak kurutulabileceği de yapılan öneriler arasında.
Süngerlere ek olarak, mutfakta ellerin sıklıkla kurulandığı havlular da ciddi anlamda bakteri barındırıyor. Bu konuda oldukça hassas olunması gerektiğini belirten Cronin, “kullan at” havlu kağıtların kurulama işlemlerinde tercih edilmesini öneriyor. Muhlenberg College uzmanı, “kullan at” havluları tercih etmeyecek olanların da kullandığı havluları gün aşırı değiştirmesi gerektiğini belirtti.
Bulaşık süngerlerinin nemli bir ortam oluşturdukları için içlerinde bakteri oluşumunun üst seviyede olduğuna dikkat çeken Çakmakçı, bakteri oluşan süngerin kullanılması durumunda bakterinin bulaşıklarımıza da bulaştığını, bu nedenle süngerlerin su ile temas etmeyeceği bir yerde asılı durmasının ve kullanıldıktan sonra kurutulmasının daha uygun olacağını belirtti. Çakmakçı, yaşadığımız ortamda nemli kalabilecek bütün nesnelerin mikroorganizmaların yaşayabileceği bir ortam oluşturduğunu, bir bulaşık süngerinin ömrünün ise en fazla 2 hafta olması gerektiğini ifade etti.
Anahtarlar, cep telefonları, cüzdan yüzeyleri gün içinde sayısız yüzeye değen eşyalardır. Bu eşyaların günlük temizliğini alkol içerikli bir madde ile yapmalı, en önemlisi de ellerimizi yüzümüze değdirmemeliyiz.
İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Ayşe ÇakmakçıKAHVE HAZNESİ
Kahve makinenizin depolama alanında var olan bakterileri görebilseydiniz sabah kahveleri size pek de çekici görünmeyebilirdi. “Saccharomyces” adındaki yabani bir maya cinsi, kahve meyvesinde de bulunuyor. Dolayısıyla, yüksek maya ve küf konsantrasyonu gözlenen bir kahve makinesi haznesi, bakterilerin türediği bir alan haline geliyor.
Ama neyse ki, kahve makinesi haznesinin dezenfekte edilmesinin kolay bir yolu var. Bir bardak suya bir tatlı kaşığı sirke karıştırılarak kahve haznesinin aylık temizliği yapılabilir.
MUTFAK ALETLERİNDEKİ DÜĞMELER
Mutfak yüzeylerinizi silerken genellikle cihazların üzerinde bulunan düğmelerin temizliğini görmezden gelebiliyoruz. Kolayca gözden kaçan bu alanlar, çok sık dokunulduğu için bakteri deposu haline geliyor. Cronin, bunun gibi bulaş riski yüksek bölgeleri dezenfekte etmek için su ve sirke veya su ve çamaşır suyundan elde edilecek karışımlar kullanılmasını önerdi.
Çakmakçı, fırın düğmelerinin nemli bırakılmaması, yemek yaparken ya da bir şekilde kullanıldıktan sonra günlük olarak temizlenmesi gerektiğini belirtti. “Her türlü enfeksiyonun en önemli kaynağı ellerimizdir. El hijyeni yaşadığımız ortamdaki mikroorganizmaları en aza indirir” diyen Çakmakçı, kapı kolları, özellikle buzdolabı kollarının günlük olarak antibakteriyel madde veya çamaşır suyu gibi uygun bir dezenfektanla temizlenmesi gerektiğinin altını çizdi.
Kış aylarında az terlesek bile ölü deri hücrelerimizi vücudumuzdan atmaya devam ediyoruz, yatağa kirli ellerle girebiliyoruz bu da enfeksiyonlara davetiye çıkarıyor. Bu nedenle yatak çarşaflarımızı havalandırmakla kalmayıp haftada bir değiştirmeliyiz.
İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Ayşe ÇakmakçıMAMA KAPLARI
Tarih boyunca köpeklerin ve kedilerin ağzının insanın ağzından daha temiz olduğu efsanesi yaygındı. Hatta köpeklerinin salyalarının iyileştirici özelliğe sahip olduğu dahi düşünülmekteydi. Fakat modern bilim bunun aksini söylüyor. Özellikle, dışarıda pek çok bakteriyle temas eden köpeklerin mama kapları ciddi oranda bakteri barındırıyor.
Bu nedenle uzmanlar, mama kaplarını düzenli olarak sıcak, sabunlu suyla yıkamak gerektiğini belirtiyor. Aynı şekilde, evcil hayvan oyuncaklarının da dezenfekte edilmesi bir hayli önemli. Sert oyuncakların akan suyun altında durulanması gerektiğini söyleyen uzmanlar, yumuşak oyuncakların ise çamaşır makinesinde yıkanmasını öneriyor.
Çakmakçı da evcil hayvanların mama kaplarının her gün, su kaselerinin ise haftada bir ya da iki kez temizlenmesi ve kurulamadan önce temiz içme suyu ile durulanması gerektiğini, ayrıca paslanmaz çelikten yapılan kapların bakteri oluşumunu en aza indireceğini belirtti.
BESLENME ÇANTALARI
Çocukların beslenme çantaları nemi hapsetme özelliğine sahip. Bu nedenle, bakterilerin hızla çoğalmasının kolay olduğu beslenme çantalarının temiz tutulması bir hayli zor. Şayet beslenme çantalarını bulaşık makinesinde yıkayamıyorsanız, “su ve sirke” ile hazırlanacak karışımla her kullanımdan sonra dezenfekte etmeniz gerekiyor. Ya da tek kullanımlık kese kağıtlarıyla beslenme çantalarına bir alternatif oluşturmak da mümkün.