Çocukluğundan beri 'Karnını içeri çek' deniyordu! Şimdi 'kum saati sendromu' ile mücadele ediyor
Güncelleme Tarihi:
Birçok kişi düz bir karna sahip olmak ister. Ancak uzun süre karnı içeri çekmek pek de iyi bir fikir değil. Uzun süre devam ettirilen bu hareket vücudu yeni bir forma sokarak, sağlık problemlerine sebep oluyor. Bunu yaşayanlardan biri de 27 yaşındaki Nikki Garza… İşte küçüklüğünden beri 'Karnını içeri çek' söylemlerine maruz kalan Garza'nın hikayesi...
Geçtiğimiz günlerde bir içerik üreticisinin paylaştığı video sosyal medyada viral oldu. Beden olumlama konusunda oldukça duyarlı olan Nikki Garza, ‘İnsanların görmeden inanamayacağı kadar saçma bir gerçek paylaşın’ trendi için çektiği videoda kum saati sendromu adı verilen bir bozukluğa ışık tuttu.
Videoda Garza, karnını ve kaburga kemiklerinin altındaki bölgeyi göstermek için gömleğini yukarı kaldırıyor. Ardından üst mide bölgesinin görünümünün, çocukluktan itibaren midesini sürekli sıkmaktan kaynaklandığını açıklıyor.
Garza'nın ‘mide tutma’ olarak da bilinen bu durumla yaşamanın nasıl bir şey olduğu hakkında çektiği video kısa sürede milyonlar tarafından izlendi.
Uzmanlara göre, bu görüntünün oluşmasının sebebi üst karın kaslarının alt karın kaslarından daha güçlü olması.
Uzmanlara göre, bu görüntünün oluşmasının sebebi üst karın kaslarının alt karın kaslarından daha güçlü olması.
Henüz sekiz yaşındayken ailesi ve akrabaları tarafından karnını içeri çekmesi gerektiği söylenen Garza, The New York Post’a yaptığı açıklamada, “Bu sadece diyet kültürünün ne kadar sinsi olduğunu ve aileden nasıl geçtiğini gösteriyor” diye konuştu.
Alışkanlığını pekiştirenlerin annesi ve büyükannesi olduğunu da belirten Garza, “Büyükannem 8 yaşındayken fazla kilolarımdan dolayı karnımı içeri çekmemi söylerdi ve bir daha asla rahat nefes alamadım” dedi.
Garza, kum saati sendromunu ilk defa nerede okuduğunu tam olarak hatırlamasa da, midesini tutmaya bağlı bozukluklarla ilgili çevrimiçi bir tartışmayı gördüğünde, “Bir dakika, bu gerçekten tanıdık geliyor” diye düşündüğünü belirtti ve ekledi:
“Elbette derin bir araştırma yaptım ve buna kum saati sendromu dendiğini öğrendim.”
SIKLIKLA KADINLARDA GÖRÜLÜYOR
The New York Post'a konuşan fizyoterapist Dr. Alexis Shoope da bu bozukluğun varlığını doğruladı ve bunun kasları aşırı kullanmanın bir sonucu olduğunu söyledi.
Shoope, “Karnı düz gözüksün diye sürekli olarak karnını içeri çeken insanlarda da bu sendrom olabiliyor. Üst karın kasları alt karın kaslarından daha güçlü olduğu için bu görüntü oluşuyor. Bu sendrom, çocukluklarından beri karınlarını içeri çekmeleri ve göbekli olmamaları söylendiği için genelde kadınlarda görülüyor” diye konuştu.
Garza ise bu durumun mesaneyi de etkileyebileceğini ve idrarı tutmayı zorlaştırdığını açıkladı.
Grafik: Harun Elibol
DOĞRU NEFES ÖNEMLİ
Kum saati sendromu sadece zayıf görünmek isteyen kadınlarda değil, doğru nefes alamayan insanlarda da sıklıkla görülüyor.
Shoope, “Bu sendrom, küçük küçük nefes alan insanlarda da görülüyor. Diyaframlarının derin bir nefes almak için tamamen genişlemesine izin vermeyen insanlarda da yaygın olabilir. Bu şekilde nefes almazsak baskı, pelvik bölgeye veya sırt bölgesine gider” ifadelerini kullandı.
‘YAPMAK İSTEDİKLERİNİZE ENGEL OLMASINA İZİN VERMEYİN’
Garza, paylaşımının üzerine benzer sorunları yaşayan kadınlardan çok fazla yorum geldiğini de söyledi. Hatta bazıları bunu düzelttirmek için ameliyatı tercih etmişti.
Takipçilerine, "Vücudunuz ne olursa olsun, yapmak istediğiniz herhangi bir şeyi yapmanıza engel olmasına izin vermeyin" diye seslenen Garza ise şöyle devam etti: “Hepimiz vücudumuzla ilgili bir şeylerden hoşlanmayız. Ancak bunun, istediğiniz şeyi deneyimlemenize veya yapmanıza engel olmasına izin vermeyin.”
ALIŞKANLIK TOPLUMSAL GÜZELLİK STANDARTLARINDAN GELİYOR
Yıllardır fizyoterapistlik yapan Heather Jeffcoat, dışarıda olduğu her an insanları keskin bir şekilde gözlemliyor. İnsanların nasıl yürüdüğünü, nasıl durduğunu hatta kalça kaslarını veya karın kaslarını nasıl sıktığını bile anlayabiliyor. ‘Mideyi tutma’ davranışı ise Jeffcoat’un sık sık gözlemlediğini söylediği bir şey.
Fizik tedavi bölümünde doçent olan Julie Wiebe ise bu alışkanlığın yaygınlığının büyük ölçüde karın kaslarına aşırı derecede odaklanan bir fitness yaklaşımına ve düz bir karnı vurgulayan toplumsal güzellik standartlarına atfedilebileceğini belirtti.
Mideyi tutma davranışı zararsız görünebilir, ancak Wiebe ve diğer uzmanlar, alışkanlığın zamanla fiziksel ve zihinsel sonuçları olabileceğini ifade ediyor.
Wiebe, “Duruş, idrara çıkma, bağırsak hareketleri ve pelvik taban kaslarını potansiyel olarak etkilemenin ötesinde bu davranış nefes düzeninizi de değiştirebilir" dedi.
‘FARKINDALIK SAVAŞIN YARISI’
Uzmanlar, özellikle yıllardır midenizi tutuyorsanız, alışkanlığı kırmanın ve kaslarınızı gevşetmeyi öğrenmenin her zaman kolay bir süreç olmadığını söylüyor. İyi haber şu ki zihinsel ve fiziksel stratejilerin bir kombinasyonu ile kasları yeniden eğitmek mümkün.
Wiebe, en önemli adımın, gerekmediğinde karın kaslarını serbest bırakmak olduğunu söyleyerek, “Halter kaldırırken bu kasları çalıştırmanız gerekebilir ama markette sıra beklerken onları tam güçle germemelisiniz. Farkındalık savaşın yarısıdır” dedi.
Biz de çoğumuzun ilk defa duyduğu kum saati sendromunun detaylarını Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Halil Koyuncu ile konuştuk.
SADECE BEDENSEL ETKİLERİ OLMAZ
Mideyi kavramak ya da mideyi emmek olarak da bilinen kum saati sendromu nedir, neden olur?
Her insanın vücut yapısı kendine özeldir ve bu özellikler öncelikle genetik şifreden gelir. Hareket, beslenme ve doğuştan ya da sonradan kazanılan hastalıklar ise bu yapıyı bozar.
Vücut tipleri görünüşlerine göre elma, armut, dikdörtgen ve kum saati olarak tanımlanır. Elma tipinde yağ belde, armut tipinde basen ve kalçalarda toplanırken düz ya da dikdörtgen tipte gövde ile kol ve bacaklarda eşit dağılım gösterir. İdeal addedilen ‘kum saati’ tipinde ise vücudun üst tarafı ile alt tarafı eşit boyut ve şekillerde, bel ise dar olur. Özellikle kadınlar, bu tarife uymak amacıyla her türlü girişimde bulunuyor.
Karın kaslarının kullanılması yani içeri çekilmesi kum saati görüntüsünü sağlar. Fiziksel olarak bu görünümü elde etmek çabasına giren kişiler çocukluktan itibaren kendilerini şartlandırır. Ruhsal ve sosyal yapısını da buna göre planlar. Bu şekilde bedensel, psikolojik ve sosyal olarak belirtiler oluşturan bir sendrom ortaya çıkar.
Postürüne dikkat etmeyen, ağır işlerde çalışan, düzenli solunum egzersizleri yapmayan ve hatalı duruş sergileyenlerde bu sendrom görülebilir.
Karın kasını gereğinden fazla çalıştırmak, kasın fonksiyonunu olumsuz yönde etkileyerek kum saati sendromu gibi sonuçlar doğurabilir.
Spor eğitmeni Saithan Mullaahmetoğlu‘BU BİR HASTALIK’
Tedavi edilmezse ne gibi riskleri var?
Adı üzerinde bu bir sendrom yani bir hastalık. Görünüm bozukluğunun yanı sıra, karın içi anatomik yapıların işlevlerinin bozulmasına sebep olur. Karın içi ve pelvik yapıların fonksiyonlarında değişiklikler görülür. Ayrıca solunum da yeterince yapılamaz, daha da önemlisi diyaframatik solunum zayıflar. Bu bedensel değişikliklerin yanında, kişinin ruhsal durumu da değişikliğe uğrar. Kum saati görünümü elde etme gayret ve amacı, duygu, düşünce ve davranışlarda sapmalara sebep olur.
Kum saati sendromu nasıl tedavi edilir?
Burada yapılması gerekenleri ikiye ayırabiliriz:
İlki, fiziksel olarak yapılacak uygulamalar. Kişinin ideal duruşunu sağlamak için egzersizler önem arz eder. Özellikle tüm vücudun kaslarını çalıştıracak, germe, kuvvet, esnetme ve dayanıklılık egzersizleri oldukça yararlı. Denge, nefes ve gevşeme için yapılacak spor ve egzersizler de unutulmamalı. Karın kasları gergin, sert ve kasılı olduğu için fizik tedavi araçlarından yarar sağlanabilir. Aslında, bu tür rahatsızlıkları olan hasta veya kişilerin iyi bir klinik değerlendirmeden geçirilmesi gerekir.
İkincisi ise kişilerin bu psikolojiden kurtarılmaları. Duygu, düşünce ve davranışların düzeltilmesi gerekir. Normal ve sağlıklı insan psikolojisine girmeleri sağlanmalıdır.
Bir sorudan fazlası: Yavrum sen yine kilo mu aldın?Kum saati sendromunun görülmesine pek çok şey sebep olabilir. Peki küçüklükten beri ‘Karnını içeri çek’ dayatması yapılan ve bunu uygulayan birinde bu sendrom görülebilir mi?
Vücut büyüme ve gelişiminde kişinin hareketleri oldukça önemli. Kasların çalışması ve düzenli yapılan egzersizler, vücut şeklini değiştirilebilir. Bu egzersizler hangi kas gruplarına yaptırılırsa, o bölge kaslarının değişimini sağlar. Özellikle karna yapılan egzersizler de vücudun şeklinin değişimine sebep olur.
Karın kaslarına etki edecek sporlar yapmak da bu sendromu yaşamaya sebep olabilir mi?
Karın bölgesi birçok kastan oluşan, vücudun merkez bölgesidir. Omurganın ani hareketlerini absorbe etme, yüksek ağırlıklar altında destek sağlama, nefes alma gibi birçok fonksiyon bu bölgedeki kasların görevi. Haliyle sağlam karın kaslarına sahip olmak, tüm faaliyetler için bir temel oluşturur.
Karın kaslarına uygulanacak egzersizler böyle bir bozukluk veya sendrom oluşturmaz. Zira yapılan spor veya egzersizler, asla tek tip veya tek çeşit olmaz.