Gündem sapması

Sadece Batılı ülkeler gelmesin akla.

Uzakdoğu'da da öyledir, eski Doğu Bloku’nda da.

Çöllere gidin mesela Mısır'a, Şarm El Şeyh'e...

Oralarda da kent 24 saat yaşar.

* * *

Büfelerin gece zamanından önce kapatılması, "içkili yer" tartışmaları bir yana.

Bir de gece ulaşımı sorunu var, yıllardır.

İki yıl önce de ısrarla gündeme getirdik.

Ankara Hürriyet'in "Geceleri de toplu ulaşım" çağrısıyla başlattığı kent kampanyası, hemen her kesimden destek aldı.

Hatta konu TBMM gündemine de taşındı.

ANGİAD'ın o dönem yaptığı araştırma arşivlerde.

Kentlilerin yüzde 92'sinin Ankara'da saat 24.00'den sonra da otobüs, metro seferleri istediği belgelendi.

Ama sonuç sıfır.

* * *

ANGİAD'ın araştırmasına katılanların yüzde 91'i, geceleri otobüs seferlerinin olmamasının en çok dar ve orta gelirli vatandaşı etkilediğini düşünüyor.

Anketi yanıtlayan her 4 Ankaralı'dan 3'ü ise, gece ulaşımı sorununun başka bir yönüne dikkat çekiyor:

"Bu sorun Ankara'da sosyal hayatı ve eğlence yaşamını olumsuz etkiliyor."

O günlerde, dönemin ANGİAD Başkanı Birol Akman'ın görüşünü de aktarmıştım:

"Sorun Ankara'nın 24 saat yaşayan, esnafı ile ticari yaşamıyla hareketli bir kent olmasını sağlamaktır.

Bu önemli bir ekonomik fayda sağlayacaktır."

* * *

O dönem Meclis'e verilen soru önergesinde geceleri toplu taşıma olmamasında, "alkole karşı bir önyargının" etkili olup olmadığı da sorulmuştu.

Referandum, alkol devriyesi, Gençlik Parkı'nın alkolsüz "yeni düzeni" filan derken, ortaya parçaları uyumlu bir puzzle çıkıyor.

Amaç öyle de olsa, böyle de...

Çok fark etmiyor.

Türkiye böylesine önemli bir süreçten geçerken, gündemde hayati başlıklar varken, bu tür "sanal sunal" tartışmalara zemin yaratmak, yersiz, hatta sakıncalı geliyor bana.