Gül AB toplantısına Papa'nın helikopteriyle gitti

‘Bu dağ öyledir ki, dibinden yola çıkış her zaman çok zordur, ama insan yukarı tırmandıkça kendisini daha az kötü hissetmeye başlar.’’

Dante, İlahi Komedi'nin ‘‘Araf’’ bölümünde Dolomitler için böyle diyor. Garda Gölü'nün kıyısındaki toplantıya giderken, Dolomitlerin keskin zirveleri káh yanı başımızda bizimle yol alıyor, káh karşımıza çıkıyor.

Le Corbusier'nin ‘‘Dünyanın en doğal mimari harikaları’’ dediği Dolomitler arasındaki Garda gölünün kenarında, Avrupa Birliği Dışişleri Bakanlarının, yeni üyeler ve onların hemen arkasında sıra bekleyen meslektaşlarıyla, hafta sonunda yaptıkları gayrı resmi toplantıda önemli adımlar atıldı.

Avrupa artık Irak ve Ortadoğu konusunda ortak bir tavır oluşturmak ve Atlantik ötesi ilişkileri onarmak çabasında. İki etken var bu gelişmede. Birincisi Avrupa kulislerinde, özellikle Fransa ve Almanya'da Washington ile ilişkileri bu kadar germenin yanlış olduğu tartışmaları. İkincisi ise Washington'un Avrupa ile ittifak cephesini genişletme arayışı.

Bu çerçevede, Türkiye toplantının önemli konuğuydu. Neden önemli? Çünkü Türkiye, Washington'un ittifak arayışlarını belirlemede İtalya, İspanya hatta İngiltere'den bile daha etkiliydi. Mart sonuna kadar Irak'taki asker sayısını azaltma kararı alan Washington'un askeri yetenek ve deneyimi güçlü Müslüman Türkiye ile anlaşmaya varması, ittifak arayışı isteğini azaltacaktı.

Bu yüzden Gül'ün anlattıkları dikkatle not edildi.

* * *

DÖNÜŞ
yolunda, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, yoğun iş gününün sonunda göl kenarında hep birlikte bir capuccino içimlik soluk alırken, biz gazetecilere görüşmeleri anlattı.

Türkiye'nin Irak'a asker gönderip göndermeyeceği merakla izleniyor. ‘‘Dişinizi sıkın, BM kararı çıkmadan adım atmayın telkini var mı?’’

Bakan, ‘‘Hayır’’ diyor. Gül, Irak operasyonunda Avrupa Birliği'ndeki Amerikan karşıtı cephenin başını çeken Alman ve Fransız meslektaşlarıyla konuşurken Türkiye'nin kaygılarını anlatıyor. ‘‘İşler kötüye gidiyor. Gitmek istemeyiz. Bizim kararımızı sakın başka bir şeye çekmeyin. Bizim tek çıkarımız var, Irak'ın huzura kavuşması.’’

‘‘Bizi anlıyorlar’’
diyor Gül.

Toplantı sonucunda, Irak'ta işbirliği için BM kararının şart olduğu konusunda anlaşmaya varılıyor. Ama bugüne kadar Güvenlik Konseyi'nde Washington'un bütün önerilerini geri çeviren Fransa'nın yumuşadığı söyleniyor Garda'daki toplantının kulislerinde.

Avrupa, Irak'ta yeni bir BM kararında ısrarcı, ama müzakereye, uzlaşmaya açık.

ABD Dışişleri Bakanı Powell'ın, ABD tasarısının tartışmaya açık olduğunu açıklaması, AB Dışişleri Bakanları toplantısıyla çakışıyor. Avrupa ile ABD yakınlaşıyor.

Zaten kulislerde Almanya Dışişleri Bakanı Fischer'in de, BM'de anlaşmaya varılacağı mesajını verdiği dolaşıyor.

* * *

BU
arada İlginç bir tesadüften de söz etmeden geçemeyeceğim. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ü, havaalanından toplantının yapıldığı yere kadar kimin helikopteri götürdü biliyor musunuz? ‘‘Avrupa Birliği bir Hıristiyan Birliği olmalıdır’’ diyen Papa John Paul'ün. Hazreti Meryem'in resimleri altında, onun koruyuculuğunda gitti Gül, Riva del Garda'deki Avrupa Birliği toplantısına. Üstelik de orada Türkiye'nin yaptığı reformlar, uyum paketleri övüldü. Türkiye'nin geri dönülmez bir yolda olduğu bir kez daha görüldü.
Yazarın Tüm Yazıları