Generalin mikrofona eğildiği an

KRİTİK müdahale Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül’den geliyor.

Kimine göre, tam zamanında, kimine göre, biraz geç kalsa, belki herkes askerin hissiyatını alenen öğrenmiş olacaktı.

Ergenekon’da son gözaltı dalgası Meclis’i dalgalandırıyor. Son dalgalanan yer, Milli Savunma Komisyonu. Komisyona Bakan Vecdi Gönül de katılıyor.

CHP milletvekilleri AKP’yi topa tutuyor. Örneğin, Osman Kaptan:

"Hiçbir biçimde kaçmayacak insanlar, aydınlar apar topar toplanıp gözaltına alınıyor. Bunlar vatanı mı satmışlar, ne yapmışlar? Ya emekli generaller? Türk Silahlı Kuvvetleri’ni rencide etmek kimin işine yarar? Cevap verin Sayın Bakan."

Bakan Bey önce sessiz. Derken bir başka CHP’li Ensar Öğüt soruyor:

"Sayın Bakan neden konuşmuyorsunuz? Tuncer Kılınç sizin bakanlıkta müsteşarlık yaptı, siz askere neden sahip çıkmıyorsunuz?"

Benzer sorular arka arkaya gelince, Vecdi Gönül:

"Bahsettiğiniz konularda bizim hiçbir sorumluluğumuz yok, bilmiyorum, bilmediğim konuda cevap veremem."

Gönül
’ün bu yanıtı dün bazı gazetelerde var. Ama, olmayan başka bir şey var.

BAŞKANDAN GİRİŞİM

Komisyonda bir de tuğgeneral var. Görevi gereği, o anda orada, teknik bir konu olursa, açıklamak üzere.

CHP’lilerin atakları sürerken, Bakan Gönül onları durdurmaya çalışıyor. Bu arada kendi partisinden de yardım alıyor. Bazı AKP’liler CHP’lilere, "Bu yaptığınız provokasyondur" suçlamasında.

Tam o sırada, hiç beklenmeyen bir girişim. CHP’lilerden çok AKP’liler şaşırıyor. AKP’li komisyon başkanı Hasan Kemal Yardımcı salondaki tuğgenerale dönüyor:

"Sayın Paşam, burada biz içtenlikle çalışıyoruz, bizim hassasiyetimizi paylaşmak ister misiniz?"

GÖNÜL’DEN İZİN YOK

Paşa önündeki mikrofona eğiliyor. Belki yanıt vermeyecek, belki manşetler o sözle çalkalanacak.

Salon bir anda sessizliğe bürünüyor. Herkes tuğgenerale dönüyor. Ama, ilk dönen Vecdi Gönül:

"Ben izin vermiyorum, hiçbir açıklama yapamaz."

Gönül
’ün bu tavrı, "Biz bir şey bilmiyoruz" sözüyle çelişiyor. Ordu içindeki rahatsızlık, AKP’ye yansıyor.

Dün Hasan Kemal Yardımcı ile konuşuyorum. Tuğgenerale yönelttiği sorunun gözaltılar ile ilgili olmadığını belirtiyor. CHP’liler farklı görüşte. Vecdi Gönül’ün izin vermeyişini, bunun kanıtı olarak görüyorlar.

Hasan Kemal Yardımcı haklı olabilir, ama benim aklım, Bakan Gönül’ün izin vermeyişine takılıyor.

Hukuk, hicran yarası

BAROLAR ayakta. Yetmiyor, en yüksek dört yargı organından biri olan Yargıtay ayakta. Ortak kaygı aynı, Ergenekon sürecinde hukuk yaralı mı?

Bunu ülkenin en önde gelen hukukçuları soruyor. Yetmiyor, Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker’in tek cümlesi soruyu daha da netleştiriyor:

"Biz, her şey hukuka uygun olsun istiyoruz."

Demek ki, en büyük hukukçulara göre, hukuka uygun olmayan işler dönüyor. Eğer, AKP’ye doğrudan üye değilse, siyasal angajmanı olan hukukçular bile, benzer soruları yöneltiyor. Bu konuda gönlü rahat olan iki sorumlu var, biri Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, öteki Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin.

Eh, normaldir.

Bekdemir’in galerisi

86 doğumlu, geçenlerde ilk resim sergisini açıyor.

Gaye Su Akyol boya kokuları ve fırçalar içinde büyüyor. Babası ressam Muzaffer Akyol. Sonra kendisi de resim yapmaya başlıyor.

Gaye Su Akyol, desenle başlayıp, karışık teknik kullanıp, yağlı boya, akrelik boya ve bunların türevleriyle kendine has, duygusal resimler yapıyor. Parlak tablolar.

Gençlik heyecanıyla yaptığı resimler Asmalımescit’te Uğur Bekdemir Sanat Galerisi’nde sergileniyor.

Bekdemir galerisinde sergi eksik değil. Aynı yerde zaman zaman da, genç sanatçılara destek sergileri açılıyor. Akyol’un sergisi bunun son örneği.
Yazarın Tüm Yazıları