Ferai Tınç: Yine bir ilk yine Türkiye






Ferai TINÇ
Haberin Devamı

AVRUPA Birliği adayı Türkiye, serbest dolaşımı caydırmak üzere önlem alarak bir ‘‘ilk’’e daha imza atmaya hazırlanıyor. Çok eskiden değil, daha üç yıl önce sokaklardaki çöp tenekelerinde yiyecek bir şeyler arayan insanların resimlerini çektiğimiz ve ‘‘Ne kadar fakirsin sen zavallı komşumuz Bulgaristan’’ türü sempati ve acıma dolu yazılar döşendiğimiz Bulgaristan, bugün Avrupa Birliği'nin, Türkiye'nin önündeki adaylarından.

Tam üye olmadan serbest dolaşım hakkı kazanmak için kolları sıvamış Brüksel'de her kapıyı çalıyor, vatandaşlarının AB sınırları içinde vizesiz dolaşma hakkı için uğraşıyor, bu konuda zemin de kazanıyor.

Türkiye ne yapıyor?

50 dolar seyahat vergisi koyarak vatandaşlarının yurtdışına çıkışlarını zorlaştırmaya hazırlanıyor.

Bu fikrin, fevkalade milliyetçi duygular ve dürtülerle akla geldiğinden hiç şüphem yok.

Ama zamana uymuyor.

İç kaynak yaratırken, ülkenin hedefleri, toplumsal projeleri göz ardı edilebilir mi?

Avrupa ile entegrasyon sadece bir müktesebat uyumu meselesi midir?

İnsanların birbirlerini tanımalarının, kendilerini anlatmalarının, kaynaşmalarının hiç mi önemi yoktur?

* * *

TÜRKİYE, bir avuç insanın ‘‘Ben New York'tayken’’, ‘‘Ben Paris'teyken’’ öyküleriyle böbürlendiği yılları çook gerilerde bıraktı.

Yurtdışına çıkış, lüks değil artık.

Türk gençleri, ülkeleri dışında eğitim olanağı peşinde koşuyor bugün. Yeni kültürleri tanımak, değişik bakış açılarını öğrenmek ve yarının dünyasında etkin olabilmek için.

Sadece ‘‘Amerikalarda, Avrupalarda’’ değil, dünyanın en akla gelmedik ülkelerinde eğitim gören Türk gençleri var.

Aileler için zaten kolay değil onları okutmak, neden daha da zorlaştırmak istenir anlamam?

Globalleşme öyle bir bağladı ki ülkeleri, oradan oraya sadece en zenginler koşuşturmuyor.

Anadolu'nun en yoksul bölgelerinden bile iş adamları ellerine çantalarını alıp yollara çıkıyorlar. Kimi Orta Asya ülkelerine, kimi Kafkasya'ya, Ortadoğu, Afrika'ya.

Birkaç kuruş yol parası, belki bir iki ahbabın evinde kalarak, yolculuklarını ucuza getirmeye çalışıyorlar.

Mutlaka iş ya da eğitim gibi ‘‘ulvi’’ bir amaç mı taşımalı? Hayır, insanlar, sadece gezmek, görmek için bile olsa yurtdışına çıkabilmeli. Seyahat özgürlükleri ufukları genişletir ve toplumu güçlü kılar.

En önemlisi de insanın gözünü açar.

Yoksa sorun da bu mu? Yurtdışı yasağı yerine, orta halli insanların yurtdışına çıkışlarını engelleyerek toplumun uyanmasını ve istemesini engellemek mi amaç?

Eğer öyle değilse bir tek anlamı var bütün olan bitenin. Siyasi arpalıklara gelir kaynağı gözüyle bakmak, halkın cebine el atmaktan çok daha zor.

Telekom cengine bakıp da başka şey düşünmek mümkün mü?

* * *

ASLINDA bu devlet, vatandaşının dışarıda dolaşmasından pek hoşlanmaz. Nereden çıkarttın diyeceksiniz. Aklıma cezaevleri geldi. Tabii, af yaptılar ama büyük bir soruna bir türlü çözüm getiremediler. Ölüm oruçları devam ediyor. Kazananı olmayan bir savaşa dönüştü bu. Olmayacak da. Ama beni ilgilendiren, ana davalarından tahliye oldukları halde, 19 Aralık operasyonları nedeniyle bir türlü dışarıya çıkamayanlar. Bu operasyonlarda birçok kişi sorgusuz sualsiz yeniden tutuklandı. Yedi aydır mahkemeye bile çıkartılmayanların arasında ölüm sınırına hızla yaklaşanlar da bulunuyor.

İnadı bırakıp, hukuka dönmenin zamanı gelmedi mi?

Yazarın Tüm Yazıları