Ferai Tınç: Yeni savunma mimarisinde Türkiye'nin rolü






Ferai TINÇ
Haberin Devamı

AMERİKAN Yönetimi ile Türkiye'de ilk üst düzey resmi temas savunma bakanı düzeyinde oluyor. ABD savunma Bakanı bugün Ankara'da.

Bush'un, savunma konularındaki aşırı iddialı gündemini hayata geçirmek için kolları sıvayan Savunma Bakanı Donald Rumsfeld'in göreve geldikten sonra resmi temaslarına Ankara'dan başlama kararı, Türkiye'nin Sovyet sonrası dönemde de, rolünün değişmeyeceğini ortaya koyuyor.

Rumsfeld'in gündeminde önemli konular var.

Avrupa Birliği'nin, ortak dış ve savunma politikaları çerçevesinde NATO'nun olanaklarını kullanma yetkisi için son pürüzleri de aşarak Türkiye'nin olurunu almak. Önümüzdeki hafta Brüksel'de yapılacak NATO Zirvesi öncesinde sorunun çözümü için gayret sarf etmek ABD Savunma Bakanı'nın önceliklerinden sadece bir tanesi.

Diğeri de Füze Savunma Kalkanı.

* * *

FÜZE Savunma Kalkanı, Bush Yönetimi'nin en tartışmalı projesi. 'Amerika ve müttefiklerinin yeni savunma mimarisi' olarak sunulan bu projeye Avrupa Birliği mesafeli.

Geçen ay sonu Budapeşte'de yapılan NATO Zirvesi'nde ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell, Kuzey Kore, İran ve Irak'ın geliştirdikleri kıtalararası balistik füzelerin 'ortak bir tehdit' oluşturduğunu sonuç bildirgesine sokturamadı.

Powell toplantıdan sonra 'Müttefikleri ikna etmek biraz zaman alabilir' dedi. Ama bu artık geri dönüşü olmayan bir yol.

Her ne kadar 'Bu proje, nükleer silahlanmayı teşvik ederek güvenliğimiz açısından risk oluşturabilir' diyen Demokrat Partili Senato Silahlı Kuvvetler Komisyonu yeni Başkanı Carl Levin, Senato'nun projenin önündeki ciddi engellerden biri olacağı sinyallerini verse de, füze savunma kalkanı ABD ve dünyanın gündemine girdi.

Rusya bile tavrını değiştirdi. Büyük güvenlik pazarlığı oyununda herkes pay almak için masaya doğru ilerliyor.

Pekiyi Türkiye'den ne bekleniyor? Destek. Bu öncelikli bir konu. Özellikle NATO'daki tartışmalarda Türkiye'nin desteği önemli. İkna yönteminin esas olduğu bir örgütte, Avrupa'nın güvenlik risklerini, çevresindeki gelişmeleri en yakından izleyen bir ülke olarak, en iyi Türkiye anlatabilir.

İkinci ve önemlisi ise Türkiye'nin savunma kalkanına topraklarını açması. Komşularını hedef alan füzeleri konuşlandırması.

* * *

YENİ savunma mimarisi belirginleştikçe, Türkiye'nin yeni rolü de ortaya çıkıyor.

Dün Sovyet tehdidine karşı ileri karakol, bugün uluslar arası terör ve globalleşmeye direnen çılgın diktatörlerin yol açacakları risklere karşı güvenlik görevlisi.

Sovyet sonrası dönemde Türkiye'nin Batı açısından önemini yitirip yitirmeyeceği tartışıldı uzun süre. Şimdi bu duruma bakıp, 'Ne mutlu bize ki, sistemin güvenliği için yine vaz geçilmez bir ülkeyiz' deyip, sayesinde itibar gördüğümüz bu toprağı öpmekle yetinemeyiz.

Komünizme karşı kalkan rolü oynadığımız soğuk savaş yıllarındaki kazanç ve kayıplarımızın değerlendirmesini yapmadan, bu yeni rolün anlamını kavramak, ona göre pazarlığını yapmak mümkün değil.

Bugün Türkiye'de, sivil toplum güçlenememişse, siyaseti etkileyecek ve denetleyecek ağırlığa erişememişse bunda soğuk savaş döneminde, her türlü muhalefet girişiminin 'komünizm' suçlamasıyla bastırılmasının hiç mi payı yok?

Devletin, Sovyet sonrası dönemde bekçilik rolünden kurtulamayarak, değişen koşulların gereklerine yanıt veremeyecek bir hantallığa düşmesinde de mi 'ileri karakol' sorumluluğunun hiç etkisi yok?

Türkiye, değişimin bunca dayatıldığı bir dönemde değişmekte bu kadar zorlanıyorsa eğer, direncin tohumlarının soğuk savaş politikalarında atıldığını da bilmek gerekir.

İtalya, yunanistan, Türkiye gibi Soğuk Savaş dönemi karakollarındaki Gladio gerçeğine, 'çook eski bir hikaye' gözüyle bakamayız.

Türkiye ileri karakol olmanın bedelini, ekonomik ve siyasi krizlerle hálá ödüyor.

Madem öyle, yeni düzenin güvenlik görevlisi rolünü de, bu ilk deneyimin ışığında değerlendirmek gerekiyor.

Yazarın Tüm Yazıları