Eşim GATA'ya rahatlıkla girip çıktı

HÜRRİYET’in eski mensubu Fatih Çekirge, bir süre ara verdiği gazeteciliğe çok önemli bir haberle döndü.

Hükümet ile Silahlı Kuvvetler arasındaki ilişkinin "Şemdinli iddianamesi" yüzünden gerildiği bir haftaydı.

Ortalık dedikodudan geçilmiyordu.

* * *

İşte böyle bir Ankara ikliminde, AKP’nin "iki numarası", Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül Gülhane Askeri Tıp Akademisi’ne yatıyordu.

O günlerde kimsenin aklına gelmeyen bir soruyu Fatih Çekirge sordu ve peşine düştü.

Bakanın türbanlı eşi kendisine refakat etmiş miydi?

Askerlerin bu konudaki tutumları belliydi.

Askeri mekánlara türbanlı kadınların girmesi kesinlikle yasaktı.

* * *

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Namık Tan, dün bir açıklama yaparak haberin asıl önemli tarafını doğruladı.

Bakanın türbanlı eşi Hayrünisa Gül hastaneye girmiş, hatta refakatçı olarak da kalmıştı.

Ancak Dışişleri Bakanı, eşinin "Arka kapıdan girmediğini" belirtiyordu.

Çekirge’nin haberinde hangi kapıdan girdiğiyle ilgili bir ifade yoktu.

Ancak bana gelen bazı bilgilere göre, Hayrünisa Gül, polikliniklerin bulunduğu kapıdan girmişti.

Biz bu haberi dün, şu espri çerçevesinde verdik:

"İnsani durumlar söz konusu olduğu zaman iyi bir kriz yönetimiyle sorunlar çözülebilir."

Bence bu herkese örnek olacak nitelikte bir davranıştı.

* * *

Dün Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’le, belki de siyasi tarihimize "Hastane diplomasisi" olarak geçecek bu olayı konuştum.

Önce hastalığından bahsettik.

"Hastalık Tunus’ta ortaya çıktı. Ağır bir giriple uçağa binmek çok tehlikeliymiş. Bizim ATA uçağı çok eskidi. Basınç sisteminde sorun oluyor. Zaten daha önce Tansu Hanım’ın (Çiller) da başına aynı şey gelmiş" diyor.

Gülhane Askeri Tıp Akademisi Hastanesi ile ilk temas Tunus’tan kurulmuş.

Girişimleri bizzat bakanın eşi Hayrünisa Gül yapmış.

Ya hastanedeki durum?

"Çok ilgi gösterdiler. Böyle bir hastanemiz varken devlet adamlarımızın başka yer aramaması lazım. Başka ülkelerin devlet adamları bile burada tedavi görüyor. Çok titiz insanlar. Kendimi çok güvende hissettim."

Yattığının ilk günü Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök ziyaretine gelmiş.

Özkök ameliyatından sonra bir kere daha ziyarette bulunmuş.

Ayrıca öteki komutanlar da ziyaret etmiş.

* * *

Gelelim en hassas meseleye.

"Eşinizin hastaneye girmesi sırasında sorun çıktı mı?" diye sordum.

"Hayır, başından itibaren hiç sorun çıkmadı. Bir kapı vardı, oradan birlikte girdik."

Bir kere mi geldi, yoksa bir kaç defa mı?

"Bir kaç defa gidip geldi. Ayrıca benimle refakatçı olarak da kaldı" diyor.

Peki Gül, başka mekanlara türbanlı kadın sokmayan askerlerin bu jestini nasıl değerlendiriyor?

Cevabı şu:

"Bunlar artık geride kalması gereken şeyler. Askerlerimiz halkın çok içinde. Ayrıca askeri hastanelerin yüzde 20’si halka açıldı."

* * *

Bakan, eşinin hangi kapıdan girdiği konusuna takılmış.

Bizim bilgi aldığımız yetkililer, Hayrünisa Hanım’ın poliklinik kapısından girdiğini belirtiyorlar.

Belki de o telaşla hangi kapı olduğunun farkına varmadılar.

Burada önemli olan şu veya bu kapıdan girmesi değil, türbanla hastaneye girmesi.

Çünkü hepimiz biliyoruz ki, askeri mekanların girişinde, türbanlı kadınlardan, başlarını başörtüsü şeklinde bağlamaları isteniyor.

Başını örtmeye fanatik biçimde bakmayanlar da bunu yerine getiriyor.

O nedenle GATA’da bakanın eşi için "özel bir uygulama" yapıldı.

İyi ki de yapıldı.

Hatta, Fatih Çekirge’nin haberinde bulunmayan bir ayrıntıyı daha vereyim.

Sadece Hayrünisa Hanım değil, kız kardeşi de GATA’ya alındı.

Ankara’da bazı mekánlara "arka kapıdan" bile girilemediği dikkate alınırsa, bu önemli bir gelişmeydi.

* * *

Geçen hafta GATA’da yaşanan karşılıklı iyi niyet ve hoşgörü, ilerisi için umut verici bir davranış biçimi vaat ediyor.

Bu güzel gelişmeyi, üzerimizden bir türlü atamadığımız küçük psikolojilere kurban edersek, Türkiye’ye çok haksızlık etmiş oluruz.
Yazarın Tüm Yazıları