‘Yıl sonunu tarihi rezervle kapatacağız’

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda dün milletvekillerine sunum yapan ve sorularını yanıtlayan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Şahap Kavcıoğlu, 128 milyar dolar tartışmalarıyla ilgili olarak her işlemin kanuna uygun yapıldığını vurguladı. Kavcıoğlu, “Merkez Bankası, kendine özgü bir kanunu olan tek kurumdur. Kanunsuzlukla suçlamak, eşyanın tabiatına aykırıdır” dedi. Milletvekillerinin denetim yaptırılıp yaptırılmadığı sorularına da, “Denetim yaptırmaya gerek bir durum yok” yanıtını verirken, “Net rezerv diye bir şey yok. IMF’nin tanımına paralel olarak rezerv tanımı yapılmıştır. Bizim kadar şeffaf bilançosu olan MB de yok. Arkadaşlar rakamı da yanlış hesaplıyorlar. Biz gizlediysek nereden buldunuz rakamı? Arka kapı filan yok. Bizim bilançomuz en şeffaf bilançodur” ifadelerini kullandı.

8 Ekim 2021 tarihi itibarıyla banka rezervinin 123.5 milyar dolar seviyesine yükseldiğinin altını çizen Kavcıoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Önümüzdeki dönemde de Merkez Bankası olarak para politikasının aktarım mekanizmasını kuvvetlendirmek amacıyla rezerv birikiminin devam etmesini amaçlamaktayız.” Kavcıoğlu, rezervler açısından yıl sonunu tarihi bir rezervle kapatacaklarını söylerken, “Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Türkiye’nin en güvenilir kurumu” dedi.

UYGULAYAN TEK ÜLKEYİZ

Faiz indiriminin zamanlamasıyla ilgili sorulara da yanıt veren Kavcıoğlu, Türkiye’nin bu kadar uzun süre sıkı para politikası uygulayan ve 1100 baz puan faiz artırmış tek ülke olduğunu söyledi. Bu dönemde Brezilya, Meksika gibi ülkelerde faiz artırımına rağmen ulusal paraların değer kaybettiğini belirten Kavcıoğlu, “Dolar endeksinin yüzde 2 artması, dolara karşı diğer para birimlerinde yüzde 4 değer kaybına neden oluyor” dedi. Kavcıoğlu, yatırımcıların beklentilerine bakıldığında, sürpriz bir faiz indirimi olmadığının görüldüğünü sözlerine ekledi.

İSTANBUL’A 2022 EKİM’DE

Kavcıoğlu, İstanbul’a aktif ve icracı olan bölümlerin taşındığını, kiralanan binanın tam kullanılır duruma geldiğini ve şu anda yer sorunu olduğunu belirtti. İstanbul Finans Merkezi’nde yapımı devam eden binanın 2022 Ekim’e kadar hazır olacağını belirten Kavcıoğlu, taşınma sırasında da yedekleme sorunu olmayacağını kaydetti. Kavcıoğlu bir söyleşide kullandığı CDS tanımıyla ilgili olarak kendisine yöneltilen eleştirilere de yanıt verdi. 30 yıllık bankacı olduğunu ve CDS tanımını çok iyi bildiğini belirten Kavcıoğlu, “1994-95’te Merkez Bankası’nın kredibilitesini de çok iyi biliyorum, 2000 yılında da Merkez Bankası’nın kredibilitesinin ne olduğunu da biliyorum. CDS’in ne olduğunu çok iyi biliyorum” diye konuştu.

‘15-17 MİLYAR DOLAR AÇIKLA KAPATILACAK’

Şahap Kavcıoğlu sunumunda da, ihracattaki güçlü artış eğilimi ve aşılamadaki kuvvetli ivmenin turizm faaliyetlerini canlandırmasıyla yılın geri kalanında cari işlemler hesabının fazla vermesinin beklendiğini belirterek, “Cari işlemler dengesinde görülen iyileşme eğilimi fiyat istikrarı hedefi için önem arz etmektedir” dedi. Kavcıoğyu, yıl sonunda 15-17 milyar dolar cari denge ile kapanacağını söyledi. 2021 yılı temmuz ayı itibariyle reel sektörün kısa vadeli net döviz pozisyonunun 57.6 milyar dolar seviyesinde olduğunu anlatan Kavcıoğlu, reel sektörün net döviz pozisyonu açığının ise son 3 yılda azalış eğilimini sürdürerek 126.7 milyar dolar düzeyine geldiğini kaydetti.

İKLİM KOŞULLARI VE DÖVİZ KURLARI

Uluslararası tarımsal emtia ve gıda fiyatlarındaki yüksek seviyeler, birikimli döviz kuru etkileri, iklim koşulları ve bazı ürünlerdeki arz kısıtlamalarının gıda enflasyonunu olumsuz etkilemeye devam ettiğini söyleyen Şahap Kavcıoğlu, emtia fiyatlarındaki yüksek seyrin sürdüğünü kaydetti. Kavcıoğlu sözlerine şöyle devam etti: “Döviz kuru ve uluslararası emtia fiyatlarından etkilenen tarihsel dinamikler, üretici enflasyonundaki son dönemde gözlenen artışı açıklamakta yetersiz kalmaktadır. Uluslararası nakliye maliyetlerinin artması ve teslimat sürelerinin uzaması üretici fiyatları üzerinde baskı oluşturmaktadır. Enflasyonda son dönemde gözlenen yükselişte; gıda ve ithalat fiyatlarındaki artışlar ile tedarik süreçlerindeki aksaklıklar gibi arz yönlü unsurlar, yönetilen/yönlendirilen fiyatlardaki artışlar ve açılmaya bağlı talep gelişmeleri etkili olmaktadır. Bu etkilerin arızi unsurlardan kaynaklı olduğu değerlendirilmektedir. Diğer taraftan, güçlü parasal sıkılaştırmanın krediler ve iç talep üzerindeki yavaşlatıcı etkileri devam etmektedir.”

GÜNCELLEMEYE İHTİYAÇ OLDU

Parasal duruşun sıkılığının ticari kredilerde öngörülenin ötesinde daraltıcı etki yapmaya başladığını kaydeden Şahap Kavcıoğlu, “Bunun yanında, bireysel kredilerin ılımlı seyre dönmesi için makro ihtiyati politika çerçevesi güçlendirilmiştir. TCMB, para politikasının etkileyebildiği talep unsurları, çekirdek enflasyon gelişmeleri ve arz şoklarının yarattığı etkilerin ayrıştırılmasına yönelik analizleri değerlendirmiştir. Bu çerçevede para politikası duruşunda güncellemeye ihtiyaç bulunduğu değerlendirmesi yapılmış ve Eylül ayında politika faizinde indirim yapılmasına karar verilmiştir” dedi.