Güncelleme Tarihi:
Türkçe'de "Gerçek ve sanal dünyanın bilim kurgu ile birleştiği bir dijital dünya olarak" olarak tanımladığımız Metaverse'ü, 'artırılmış gerçeklik'i 'NFT'leri daha fazla duyar olduk.
Yeni medya aleminde devasa projelerden basit bir görsele kadar her şeyin NFT'ye dönüştüğünü gördük. Artık insanlar Metaverse aleminde bir taraftan köprüleri, kuleleri parsellere bölünüp satın alırken diğer taraftan da insanların NFT olarak sunulan yeni medya sanat eserlerine ilgisi artıyor.
NFT PAZARI 2021'DE 22 MİLYAR DOLARI GEÇTİ
Yani artırılmış gerçeklik, sanat dünyasını da etkisi altına aldı. Dünya genelindeki NFT piyasasında 2021'de telaffuz edilen rakam 22 milyar doların üzerinde.
Twitter'da atılan ilk tweet, 2,9 milyon dolar karşılığında bir Türk tarafından satın alınmıştı. Bir başka örnek ise başarılı medya sanatçısı Refik Anadol'un bir koleksiyonunun NFT olarak 5,1 milyon dolara satılması olmuştu.
Twitter'da atılan ilk tweet, 2,9 milyon dolar karşılığında bir Türk tarafından satın alınmıştı. Bir başka örnek ise başarılı medya sanatçısı Refik Anadol'un bir koleksiyonunun NFT olarak 5,1 milyon dolara satılması olmuştu.
Artık Cem Yılmaz gibi ünlülerin de girdiği NFT piyasasında; Burak Beceren, Dilara Akbal gibi genç yeteneklerin yanı sına Refik Anadol gibi "dünyadaki yapay zekâ sanatının başlamasına ve gelişmesine katkı sağlayan sanatçılardan birisi" olarak tanınan sanatçımız da var.
1985 İstanbul doğumlu olan Refik Anadol dünyanın en iyi medya sanatçısı ve tasarımcıları arasında gösteriliyor. Anadol, ABD'de Kaliforniya Üniversitesi Medya Sanatları Okulu'nda da görev yapıyor.
1985 İstanbul doğumlu olan Refik Anadol dünyanın en iyi medya sanatçısı ve tasarımcıları arasında gösteriliyor. Anadol, ABD'de Kaliforniya Üniversitesi Medya Sanatları Okulu'nda da görev yapıyor.
Peki 'yeni medya alemi'nde neler oluyor? Soruyu Türkiye’de bu alanda yetkin birkaç isimden birisi olan Dr. Begüm Aylin Önder’e yönelttik.
Hürriyet.com.tr'nin sorularını yanıtlayan İstanbul Aydın Üniversitesi İletişim Fakültesi Görsel İletişim Tasarımı Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Begüm Aylin Önder dikkat çeken tespitlerde bulundu.
"BUGÜN BİR ÇILGINLIK AMA YARIN..."
Yeni medya aleminde yaşanan gelişmelerin eskiden de var olduğuna değinen Önder "NFT dünyası söz konusuysa bugün için neyin değerli neyin değersiz olduğunu anlamak, eğer yeterince bir bilgiye sahip değilseniz çok zor. NFT dünyasına olan bu yakın ilginin merkezinde kim neyi ne kadar satmış, kim ne ile değer kazanmış bu tartışılıyor. Popüler eğilimin zaman içinde gerçeğine, özüne erişeceğini düşünüyorum. Bugün için çılgınlık ya da popüler kültürün yarattığı bir fenomenken, NFT yarın için iyileştirilmesi, konsantre olunması, bu sığ bakış açısının bir yana bırakılarak, yeni medya olanaklarının kolay para algısının ötesinde ilgilenilmesi gereken bir alan. Bu alanda kendimizi nasıl geliştirebilir, bu çağı nasıl yakalayabiliriz, sistemlerinizi bu dönüşüme nasıl entegre edebiliriz, kısaca bu çağı nasıl doğru okur ve maksimum düzeyde nasıl verim alırız bunu hayatımıza nasıl entegre ederiz araştırmamız gerektiğini sorgulamak zorundayız" dedi.
Refik Anadol da dünya çapında yeni medya sanatında eserler sunan bir sanatçımız. Son olarak Türk kamuoyu Anadol'un ismini 1.2 milyon dolara satılan çalışmasıyla duydu.
Refik Anadol da dünya çapında yeni medya sanatında eserler sunan bir sanatçımız. Son olarak Türk kamuoyu Anadol'un ismini 1.2 milyon dolara satılan çalışmasıyla duydu.
"Günümüzün Osman Hamdi Bey'i" diye adlandırılan, NFT sanatçısı Refik Anadol'u da yorumlayan Önder "Refik Anadol’un değerini onu bir başka dönemin öncüsüyle bir tutarak biçmek bana yanlış geliyor. Anadol’un yaptığı, hayata geçirdiği projeler hem birer öncü hem de çok kıymetli. Bu yüzyılda boyut ötesi evrenler yaratan, veri bilimini sanatı ile bütünleyen milletçe göğsümüze bastığımız bir değer. Osman Hamdi kendi çağının Anadol ise bu yüzyılın önemli isimlerinden. Dünyadan bir örnek, tanıdığımız ve günlerce konuştuğumuz Mike Winkelmann. Ama kendi değerlerimiz arasında çok kıymetli sanatçılar var ki bunlardan biri Tarık Tolunay. Murat Pak yine önemli isimlerden biri" diye konuştu.
METAVERSE VE NFT NEDİR?
Vatandaşın kafasındaki NFT sanat eserleri ile ilgili soru işaretlerini de yorumlayan Önder şu tespitlerde bulundu:
"NFT ve Metaverse’ün tanımına girmeden önce sanat, sanat- iletişim-teknoloji ilişkisine değinmek gerekir. Sanat dediğimiz kavram, duyguların bir nevi dışavurumu. Burada yalın bir kavramdan asla bahsetmiyoruz. Zira sanat katmanlı bir yapıya sahip. Siz bugün doğrudan beğeniye yönelik özgün işler ortaya koyuyor olabilirsiniz. Ya da birtakım kurallar doğrultusunda yeni bir anlayış geliştiriyor olabilirsiniz"
"Çok katmanlı bir yapıya sahip sanatı resim sanatı ile sınırlandırır ve bu perspektiften ele alarak tanımlarsak üretilen eser için düşünsel, teknik ve duygusal anlamda beğeni kazanmaya aday bir obje gibi sığ bir tanımlama yapabiliriz. Sanatı yorumlarken ya da bir eserin ederini, değerini deşifre etmeye çalışırken üretilen sanatın doğrudan bağlama dayalı olarak yorumlanması gerektiği gerçeği ile yüzleşiriz. Sanat doğuşundan bu yana bağlama dayalı gelişmiş ve can bulduğu dönemin gerçekliğinin yansıması olma görevini üstlenmiştir."
Paradigma kırılmalarına neden olan bu dönüşümler aslında insanın ilk kez yaşadığı bir şey değil. Zamasızlığın ve mekânsızlığın başladığı telgraf, telefon, internet gibi teknolojik ilerlemeler iletişimin çok yönlü bir değişim geçirmesini sağlamıştır.Tam da bugün NFT’lerden bahsettiğimiz Metaverse sayesinde birbirinden bağımsız evrenler yaratabildiğimiz bir dünyada teknolojinin ve bilimsel ilerlemenin sonucu olarak yaşanan çok yönlü değişimler bireyi de gün be gün ise üstüne kata kata değişimin bir parçası haline getirmiştir.
Dr. Öğr. Üyesi Begüm Aylin Önder"Resim sanatı ise bu değişimden en çok etkilenen alan haline gelmiştir. Objenin beğeniye hizmet ettiği dönemin ötesinde çağ atlayan sanat, artık kendi iç hesaplaşmasını deneyselliğe, etkileşime, bütünleşmeye yöneltmiştir. Bilhassa 1960 ve sonrası süreçte bilinç ve bilinç altı odaklı sanatsal çalışmaların önem kazandığını görürüz"
"Bir eseri sanat yapıtı olarak adlandırmak bundan birkaç yüz yıl önce daha basitken, postmodernite sonrası daha karmaşıklaştı. Bugün fenomen söylem olarak karşımıza çıkan hemen hemen her haber bültenine, her aktüel programına, akademide derslere yedirilen NFT ve Metaverse aslında neredeyse 20 yılı aşkın bir geçmişe sahip. Nitekim bilgisayar ve internet kullanımının iş yaşantısının ötesinde kişilerin evine girmesiyle başlayan küresel ölçekli ağlaşma, iletişim araçlarının geçirdiği değişim ve dönüşümle hızlanarak bugünün gündemini inşa etmiştir"
Yunanca’da 'ötesinde' anlamına gelen Metaverse kavramı, sanal olanla sanal olmayan gerçek zamanlı dünyanın ötesindeki hibrit bir gerçekliktir aslında. Bu Matrix’in hayali gerçeklikği asla olmadığı gibi daha güçlü sinerjik bir yapıya endeksli teknolojik bir üründ. İlk defa bu kavrama 1992 tarihinde Neal Stephenson’un imzasıyla Snow Crash / Parazit romanında rastlıyoruz.
DİJİTAL ALEMDE 'SAHİP OLMAK'IN ÖNEMİ
"İnternetin şöyle bir özelliği var siz bir dosyaya sahipseniz sahip olduğunuz o dosyadan kopyalar oluşturabilirsiniz. Kıtlık dediğimiz şeyi dijitalde yaşamıyoruz yani. Hatta bu durum bir süre sonra kim biricik (orijinal) kim değil sorusunu akıllara getiriyor. NFT’nin önemi bu noktada başlıyor. Ben milyonlarca kopyalanabilen bir eseri kripto teknolojisi ile şifreler ve tescillersem onu diğerlerinden ayırırım. Bu artık ünlü bir sanat eserini fiziki bir para ile satın almaktan hiçbir farkı yok. Sahiplik durumu ise dijital olan bu eserlerde daha farklı."
"Şöyle ki siz aldığınız ve sahip olduğunuz tescillediğiniz eser yatırıma dönüşüyor. Başkalarında olmayanın artık sizde oluşu yani sahiplik güdüsünden bir beslenmeden bahsediyoruz. Dahası da var. Bugün ürettiğiniz dijital bir içeriği bir platformda paylaştığınızda platformun işçisi konumuna geliyorsunuz. Yani bağlı bulunduğunuz platform, örneğin TikTok, sizin içeriğinizin değerini aldığınız beğeniler üzerinden biçiyor ve size yine kendisinin yönetiminde kendi yöntemleriyle belirlediği bir meblağ ödüyor. Telif hakkı ise artık onun. Ama siz NFT ile sertifikalandırdığınız bir eseri ya da değerli olduğunu düşündüğünüz bir şeyi tekleştiriyorsunuz. Buna sahip olduğunuzda ona yeniden değer biçebiliyor yeniden satabiliyorsunuz. Ama burada satış ile elde edilen kazanç bitmiyor. Yani onu satın alan yeni kişi de kalkıp bir başkasına o eseri sattığında size bir nevi telif ödüyor. Yani platformun yerini tüm haklara sahip olan siz alıyorsunuz."
"Bu bağlamda bir sanat eserine sahip olmak hem bakmanın ve sahip olmanın hazzını yaşatırken bireye metaverse sayesinde yeni platformlar yaratabileceği, yeni sanal dünyalar oluşturabileceği, kendine ait duvarı olan bir dünya vaad ediyor. Dahası metaverse evrenlerinde ileride bir geçiş söz konusu olursa yepyeni bir evrenin de kapısını aralıyor. Bir bakmışsınız yarattığınız ya da değerli olarak şifrelediğiniz o şey / eser Nike markasının sanal evreninde mağaza görseli haline dönüşüvermiş. Ve bunun yaratıcısı sizsiniz. Neden olmasın…"
NFT ESERLERİNİN DEĞERİ
NFT sanatındaki 'değer' tartışmasını da yorumlayan Önder şu tespitlerde bulundu
"Biz bir sanat eseri ortaya çıkarılırken süje ve obje arasındaki estetik ilişkiden beslenir. Buradaki özgünlük, estetiklik, biriciklik, yaratıcılık, evrensellik, kalıcılık gibi diğer unsurlar da önemlidir. Ve siz bir esere değer biçerken onun hikâyesinden beslenirsiniz. Şöyle düşünün antika olarak tabir ettiğiniz bir objeyi örneğin bir sürahiyi kullanmak için satın almazsınız. Ona bakmanın yarattığı hazla beslenirsiniz"
"Yani bir eseri geçirdiği tarih, sahip olduğu background, bağlamındaki önemi, tekniği, biricikliği, tekniksel özellikleri gibi pek çok değerlendirme ile tasnif edebiliriz. NFT sanatı açısından ele alırsak gerçek dünyada koleksiyon parçalarına biçtiğimiz değerin dijital yansımaları bunlar . Çünkü onlarda biricik, ama hikâyesiyle ama bağlama dayalı gerekçesiyle, ama sadece orijinale olan sahipliğin verdiği haz ile"
"Cem Yılmaz ya da Refik Anadol önemli değerler. Refik Anadol gibi bir sanatçının yaptığı eser tabi ki diğerlerinden daha yüksek meblağlarla alıcı bulacak. Bunu markaya ödediğiniz para gibi düşünün. Neticede aldığınız bir kazak dahi olsa ona basılan bir etiket onun satışını arttırır."
‘BEYİN GÖÇÜ‘ TARTIŞMASI
Yeni medya alanında yetenekli gençlerin yurt dışına gitmelerine yönelik 'beyin göçü' eleştirilerini de yorumlayan Önder, eğitim kurumlarında, yeni medyanın yanı sıra tasarımı da anlatarak besleyecek uygulamacı ve kuramsal hakimiyeti olan kimselere ihtiyaç olduğunu söyledi.
Bu istihdamı sağlamak için bu eğitimi verecek kişileri de doğru seçmek ve kaybetmemek gerekiyor" diyen Önder "Aksi halde bahsedilen, beyin göçü kapıda. Hayatın her alanında gerek akademisyenlerin/eğitimcilerin, gerek bu alana ilgi duyan öncü isimlerin refah düzeylerini sağlamanın önemli olduğunu düşünüyorum" diye konuştu.