Güncelleme Tarihi:
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), faiz kararını açıkladı. Buna göre, banka bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını (politika faizi) yüzde 19 seviyesinde sabit bıraktı. AA Finans'ın gerçekleştirdiği ankete katılan ekonomistlerin tamamı TCMB'nin politika faizini değiştirmeyerek yüzde 19'da bırakmasını bekliyordu.
Ekonomistler, Merkez Bankası'nın kararını hurriyet.com.tr'ye değerlendirdi:
"ÖNCEKİ METİNLERE EK İFADELER VAR"
Yusuf Topçu - Analist
TCMB temmuz ayı toplantısında beklentilere paralel olarak faiz oranlarında değişikliğe gitmedi. Sürprize yer vermeyen ve sıkı duruşunu devam ettiren Merkez Bankası’nın karar metninde önceki metinlere ek olarak bazı ifadeler de var.
Piyasalarda oluşan fiyatlamalarda da bir sürpriz yok. 15 Temmuz resmi tatili öncesindeki seans gününde Dolar/TL bir süredir olduğu 8,60 TL etrafında devam ederken Borsa İstanbul haftanın kayıplarını geri almaya çalışıyor. BIST-100 endeksi karar sonrasında yüzde 1,50 artışla 1.366 puanda.
Küresel enflasyon teması ve artan emtia fiyatlarına atıfta bulunulan metinde, yurt içi ekonomik aktivitede yavaşlama gözlemlense de dış talebin gücünü koruduğuna değinildi. Güçlü seyreden ticaret rakamlarıyla birlikte yılın ikinci yarısında cari işlemler hesabının fazla vermesi beklendiği söylendi. Bu yeni ifadeyle birlikte 2021 yılının kalan kısmının sıkı parasal duruş ile geçeceği ihtimali kuvvetleniyor.
Haziran ayında yüzde 17,5’a ulaşan yıllık enflasyon, yılın devamında sert bir faiz indirimi alanını kapatmaya devam ediyor. Ancak yurt içi piyasaların da yeni bir kredi genişlemesine olan ihtiyacı gün geçtikçe artıyor. TCMB 14 Temmuz 2021 toplantısında, “Nisan Enflasyon Raporu tahmin patikasındaki kalıcı düşüşe kadar para politikasındaki sıkı duruş kararlılıkla sürdürülecektir.” diyerek kredi maliyetlerindeki yüksek seyrin devam edeceği sinyalini piyasaya sunmuş oldu.
"ŞAHİN DURUŞ KORUNUYOR"
Seda Yalçınkaya – İntegral Yatırım Araştırma Müdürü
Merkez Bankası bizim ve piyasanın beklentisine paralel olarak faizde değişikliğe gitmedi ve politika faizini yüzde 19’da sabit tuttu. Bununla birlikte karar metninde de piyasanın bakış açısını değiştirecek önemli bir farklılık bulunmuyor. Geçen ay yayımlanan para politika karar metnindeki aynı şahin duruşun korunduğunu görüyoruz. Ancak yükselen enflasyon ortamında, enflasyonun yüzde 19 olan politika faizine yaklaşılması halinde ek bir sıkılaşma olup olmayacağına yönelik sorunun cevabı yok.
Dolayısıyla önümüzdeki dönemde enflasyonun maliyet ve talep baskısıyla hızlanmaya devam ettiği ortamda Merkez Bankasının alacağı aksiyonu bilmiyoruz. Bu da piyasa için bir belirsizlik oluşturuyor. Haziran ayında gelen yüzde 17.53 enflasyon muhtemelen yılın en yüksek enflasyon rakamı olmayacak. Geçen ay açıklanan zamların etkisini temmuz ayı itibariyle hissetmeye başlayacağız. Bu da yılsonu enflasyon beklentilerindeki bozulmaya zemin hazırlıyor. Temmuz ayı sonunda açıklanacak enflasyon raporunda enflasyon beklentilerinin yukarı yönde revize edilmesini bekliyorum. Bu ortamda bir faiz indirim patikasına gidilmesi zor görünüyor.
Mevcut enflasyonist ortam TCMB’nin faiz indirme kapılarını sıkı sıkıya kapatıyor. Toplantının piyasaya reaksiyonu nötr oldu. Bugün yurt dışı risk iştahı düşük olmasına karşın açılıştan bu yana Borsa İstanbul’da yukarı yönlü tepkilerin hızlandığını izliyoruz. Dün gerilediği 50 haftalık ortalama olan 1348’den gelen tepkiler kurtarıcı oldu. Şimdilik bunu tepki yükselişi olarak okuyoruz. Halen daha endekste sıkışma ortamı devam ediyor. Ancak 1348 endeks seviyesi üzerinde satışların korunması halinde satıcılı seyrin sınırlı kalmasını beklerim.
"DÖRDÜNCÜ ÇEYREK İÇİN FAİZ İNDİRİMİ OLASILIĞINI CANLI TUTMAKTA"
Tera Yatırım Başekonomisti Enver Erkan
Enflasyonun oynaklık gösterdiği pandemi kilitlenmelerinden dönüşe dair dönemselliğe ek olarak, ilerleyen aylarda da yükselen fiyat dengesinin devamı ve zayıf eğilim gösteren TRY, enflasyonist ortamı beslemeye devam edecektir. Dolayısıyla, faiz indirimi konusunda hareket alanını daraltan enflasyon metrikleri, Merkez Bankası’nın bir süredir faizleri sabit tutmasına neden olmakta ve herhangi bir indirim adımı atılmamaktadır. Temmuz toplantısında da, 4. ay üst üste politika faizinde değişiklik yapılmadı.
Yükselen emtia fiyatları ve koronavirüs kısıtlamalarının gevşetilmesi nedeniyle Haziran ayında tüm tahminlerden daha hızlı bir şekilde artan enflasyonun, ilerleyen aylarda da baskı yapmaya devam etmesini bekleriz. Bu durumun ilk yansımasını, temmuz ayı enflasyon oranları içinde göreceğimiz gibi enerji fiyatlarının etkisiyle sonraki aylarda da yayılma efektini görme durumumuz olacaktır. Bu durum da, yakın aylarda faiz indirimi olasılığını ortadan kaldırırken; cari dengede turizm gelirlerinin giriş etkisinin rakamlara dökülmüş olacağı, aynı zamanda enflasyonun da biraz baz etkisinden yararlanabileceği 4Ç21 için faiz indirimi olasılığını da canlı tutmaktadır. Hatırlanacağı gibi; geçtiğimiz ay Cumhurbaşkanı Sn. Recep Tayyip Erdoğan, temmuz veya ağustos aylarında borçlanma maliyetlerinin düşürülebileceğine yönelik bir değerlendirmede bulunmuştu.
Sn. Şahap Kavcıoğlu’nun gerçekleşen ve beklenen enflasyona göre pozitif reel faiz ve %5'lik enflasyon hedefi olana kadar sıkı politikayı sürdürme yönlendirmesi geçerli olmakla beraber; TRY değer kaybetmeyi ve enflasyonu beslemeyi son 4 aylık periyotta sürdürmekte. Aynı zamanda Nisan Enflasyon Raporu tahmin patikasında öngörülen %12,2’lik yılsonu Merkez Bankası enflasyon beklentisine karşın; piyasa katılımcıları güncel anket döneminde yılsonu enflasyonunu %15,6 gibi bunun oldukça üzerinde bir noktada öngörmekteler.
Politika açıklamasının en önemli ayrıntısı olarak; ilave bir sıkılaşma referansının olmaması yine öne çıkıyor. Banka, enflasyon patikasında önemli düşüş sağlanana kadar sıkı duruşu sürdürme taahhüdünü yinelerken; enflasyonun ilave risklere işaret edebileceği ve birçok kanaldan beslenebileceği bir ortamda, ekonomistlerin tahmin modelleri de güncellenirken olası sapmalara karşı yeni bir plan ortaya koymadı.
Büyüme konusunda gözetilen dengelerin, fiyat istikrarını riske sokacak derecede gevşekliğe yöneltmesi ilave maliyet enflasyonu etkisi olarak görülebiliyor, ki dönemsel olarak enflasyonun içinde talep bileşeni de etkili olmakta. İlave sıkılaşmaya yönelik bir planlamanın politika açıklamasına yansımaması, aynı zamanda Fed de kritik kararlar alma aşamasına doğru yüksek ABD enflasyonu nedeniyle itilirken, “olabileceğinden daha güvercin” veya “olabileceğinden daha az şahin” bir tandans olarak yorumlanabilir.
Fed yükselen enflasyon ortamına yönelik olarak “tapering” çağrışımlarının yinelendiği bir ortamda toplantısını 28 Temmuz’da yapacak. Bunun hemen akabinde, TCMB güncel Enflasyon Raporu’nu yayınlayacak. Bir sonraki faiz toplantısı ise 12 Ağustos tarihinde gerçekleşecek. Enflasyonun güncel durumunun, kırılamayan dolarizasyon eğiliminin ve dışsal sermaye hareketleri risklerine karşı sıkı kalması gereken tamponların faiz indirimlerinin önüne set çektiğini düşünüyoruz. Bu nedenle, 4Ç21 içinde eğer bir fiyat şoku tarafından elemine edilmezse enflasyonda oluşacak baz etkisi kaynaklı kısıtlı alanın ötesinde bir gevşeme öngörmüyoruz.