Güncelleme Tarihi:
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), yapılan revizyonlar sonrası mayıs sonu itibarıyla kısa vadeli dış borcun 25,7 milyar dolar, net uluslararası yatırım pozisyonu açığının 33,6 milyar dolar ve firmaların net döviz pozisyonu açığının ise 37 milyar dolar azaldığını bildirdi.
TCMB'nin "Kısa Vadeli Dış Borç", "Uluslararası Yatırım Pozisyonu", "Finansal Kesim Dışındaki Firmaların Döviz Varlık ve Yükümlülükleri" ile "Haftalık Menkul Kıymet İstatistikleri"nde yapılan revizyonlara ilişkin hazırladığı bilgi notu yayımlandı.
Bilgi notunda, revizyonlarla ticari krediler verilerinde tespit edilen yanlılıkların veri kalitesinin artırılması yoluyla düzeltildiği, menkul kıymet istatistiklerinde uluslararası standartlara uyumun artırıldığı ve yurt dışı yerleşiklerin mevduatlarında kısa ve uzun vade ayrımının istatistiklere yansıtıldığı belirtildi.
Dış borç istatistiklerini etkileyen başlıca revizyonun, ticari kredilerin firmalardan doğrudan raporlama yoluyla derlenmesi olduğu aktarılan notta, "Firmaların dış ticaretten kaynaklı ihracat alacakları ve ithalat borçları daha önce gümrük beyannameleri esas alınarak belirli varsayımlar altında borç istatistiklerine yansıtılmaktaydı. Ancak Türkiye'nin ithalatı ve vadeli ithalatında yapısal bir değişiklik olmamasına rağmen son yıllarda ithalat borçlarında dikkat çekici bir artış gözlenmiştir. Firmaların gümrük beyannamelerinde ödeme şeklini tam yansıtamamaları ve bankacılık sistemi aracılığıyla yaptıkları ithalatta kredi geri ödeme bilgilerini bankalara zamanlı raporlamamalarının bu artışın kaynağı olduğu değerlendirilmektedir." ifadeleri kullanıldı.
TİCARİ KREDİLER İSTATİSTİKLERİNDEKİ YANLILIKLAR DÜZELTİLDİ
Bilgi notunda, TCMB'nin 15 milyon dolar üzeri yabancı para kredi riski bulunan firmalardan döviz risklerinin takibi amacıyla 2018'den itibaren yabancı para borç ve alacaklarına ilişkin aldığı raporlamalarda da yurt dışı ticari borçların varsayımların oldukça altında kaldığının görüldüğüne işaret edildi.
İthalat borçlarının ithalata oranının ortalama ve medyan değerlerinin gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelere kıyasla Türkiye'de görece yüksek olduğu vurgulanan notta, "Gelişmekte olan ülkelerin 2020 ortalaması yüzde 13 ve medyan değerleri yüzde 9 düzeyinde iken, gelişmiş ülkelerin aynı oranları sırasıyla yüzde 10 ve yüzde 8 düzeyindedir. Türkiye'nin bu dönemdeki ithalat borçlarının ithalata oranı ise yüzde 26 düzeyindedir." denildi.
Notta, ticari krediler istatistiklerindeki söz konusu yanlılıkların düzeltilmesi amacıyla geçen yıl TCMB ile Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) iş birliğinde birçok ülkede yaygın olarak kullanılan doğrudan raporlama tekniği ile firma seviyesinde veri derlenmesine yönelik bir çalışma başlatıldığı anımsatılarak, şunlar kaydedildi:
"Çalışma ile çeyreklik dönemler itibarıyla toplam vadeli ithalatın ve ihracatın en az yüzde 80'ini temsil eden firmalardan ticari alacak ve borçlarını yurt içi ve yurt dışı ayrımında, yabancı para kompozisyonlarını da içerecek şekilde raporlamaları talep edilmiştir. Doğrudan raporlama yöntemiyle elde edilen ticari kredi borç ve alacak verileri öncelikle tam kapsayıcılık sağlayacak şekilde tümevarım yöntemiyle genişletilmiş, daha sonra da girdi oluşturdukları istatistiklere geriye dönük olarak yansıtılabilmeleri için geçmiş zaman serileri üretilmiştir. Buna göre; mayıs ayı itibarıyla ihracat alacakları 13,1 milyar dolar artarak 24,5 milyar dolardan 37,6 milyar dolara çıkmış, ithalat borçları ise 25,1 milyar dolar azalarak 56,5 milyar dolardan 31,4 milyar dolara gerilemiştir."
MENKUL KIYMETLERDE YASAL SAHİPLİKTEN EKONOMİK SAHİPLİK ESASINA GEÇİLDİ
Bilgi notunda, menkul kıymet istatistiklerinde yapılan revizyona da değinilerek, menkul kıymetlerin sahiplik tanımında yasal sahiplikten ekonomik sahiplik esasına geçildiği bildirildi.
Eski uygulamada, bir bankanın sahipliğindeki menkul kıymetin yurt dışı yerleşik ile repo veya ödünç verme işlemi sonucu el değiştirdiğinde, DİBS'ler için yasal sahipliğin, eurobondlar için ise ekonomik sahipliğin esas alındığı aktarılan notta, "Yeni uygulamada DİBS'ler için de ekonomik sahiplik esas alınmaya başlanmıştır." bilgisi verildi.
Notta, bir menkul kıymetin ekonomik sahibinin tüm risk ve faydaları taşıyan taraf olarak tanımlandığı aktarılarak, şu ifadelere yer verildi:
"Bu yeni tanım ve uygulama gereği, repo yoluyla sağlanan yurt dışı kaynaklar ve fonlar, banka için kredi yükümlülüğü olarak kaydedilmektedir. Repo konusu menkul kıymetler ise bankanın ekonomik sahipliğinde kalmaya devam etmektedir. Repo yoluyla sağlanan yurt dışı kaynakların kredi kullanımı olarak değerlendirilmesi dış borç stokunu yukarı yönlü etkilemiştir.
Diğer bir iyileştirme ise, yurt dışı yerleşiklerin Türkiye'deki mevduatlarının kısa ve uzun vade ayrımının yapılması olmuştur. Eski uygulamada yurt dışında yerleşik gerçek ve tüzel kişilerin yurt içinde yerleşik bankalardaki döviz ve TL mevduatlarının tamamının kısa vadeli olduğu varsayılmaktaydı ancak söz konusu mevduat yükümlülükleri için banka mizan verilerinde 1 yıla kadar ve 1 yılın üstünde olmak üzere vadeye göre ayrım olduğu bilinmektedir. Bu çerçevede, mevcut tablodaki mevduat kalemlerinin kısa ve uzun vadeli olarak ayrıştırılması Bankalar Tek Düzen Hesap Planı çerçevesinde yapılmıştır. Çalışma sonucu, uzun vadeli mevduat tutarları kısa vadeli dış borç tablosundan çıkarılmıştır.
REVİZYONLARIN İSTATİSTİKLER ÜZERİNDEKİ ETKİSİ
Bilgi notuna göre, üç başlık altında gerçekleştirilen revizyonlar sonrası Mayıs 2021 itibarıyla kısa vadeli dış borç 25,7 milyar dolar azalarak 144,9 milyar dolardan 119,2 milyar dolara geriledi.
Net uluslararası yatırım pozisyonu açığı 33,6 milyar dolar azalarak 327,8 milyar dolardan 294,2 milyar dolara, firmaların net döviz pozisyonu açığı ise 37 milyar dolar gerileyerek 168,6 milyar dolardan 131,6 milyar dolara indi.
Bu arada yapılan revizyonlar sonucunda, kısa vadeli dış borç stoku haziranda 2020 yıl sonuna göre yüzde 6,5 artarak 121,7 milyar dolar oldu. Bu dönemde, bankalar kaynaklı kısa vadeli dış borç stoku yüzde 1,3 artarak 58,1 milyar dolara, diğer sektörlerin kısa vadeli dış borç stoku yüzde 2,8 yükselerek 36,5 milyar dolara çıktı.
Uluslararası yatırım pozisyonu verilerine bakıldığında, haziran sonunda geçen yıl sonuna kıyasla Türkiye'nin yurt dışı varlıkları yüzde 7,4 artarak 274,4 milyar dolara yükselirken, yükümlülükleri yüzde 12,4 azalarak 555 milyar dolara geriledi. Böylece 2020 sonunda 378,3 milyar dolar olan net uluslararası yatırım pozisyonu açığı, haziranda 280,6 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti.
Öte yandan yurt dışında yerleşik kişiler, geçen hafta net 77,9 milyon dolarlık hisse senedi, 1,5 milyon dolarlık Şirket Borçlanma Senetleri aldı. Bu dönemde 45,2 milyon dolarlık Devlet İç Borçlanma Senedi (DİBS) kesin satışı gerçekleştiren yurt dışı yerleşikler, ters repo yoluyla ise 40,6 milyon dolarlık DİBS aldı.