Güncelleme Tarihi:
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Darülaceze Yurt ve Kültürel Tesis Açılışı ve Darülaceze Sosyal Hizmet Şehri Tanıtım Töreni'nde önemli açıklamalarda bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamaları şöyle:
"Bugün açılışını yapmak için bir araya geldiğimiz Darülaceze hizmet yelpazesini genişletiyor. Yurt ve kültürel tesislerimizin Darülaceze'mize hayırlı olmasını diliyorum.
Bu ödüllü projenin hayata geçmesinde katkısı olan herkesi, özellikle hayırseverlerimizi tebrik ediyorum. Darülaceze Sosyal Hizmet Şehri iftihar verici bir projedir. Bu tesis 1068 yatak kapasitesi ile misyonuna uygun bir yer olacaktır. İnşaata katkı sağlayacak herkese şükranlarımı sunuyorum.
Her yatırım önemlidir ama doğrudan insana üstelik de bakıma muhtaç insana yapılan yatırım çok daha önemlidir. Sadece ve sadece Allah rızası gözetilerek yapılan bu yatırımın hayattaki getirisi de hayır duasıdır.
Milletimizin Allah devletimize zeval vermesin duasının gerisindeki en önemli saiklerden biri de ihtiyaç duyduğunda kendisine sahip çıkacak bu tür müesseselerin güvenidir. Darülaceze'yi yakından tanıyan birisi olarak bu kurumdan ifadesini bulan anlayışı tüm Türkiye'ye yaymak için çalıştık.
Bu bölgenin çocuğuyum. Darülaceze'yi iyi bilirim. Belediye Başkanı oldum Ayazağa kampüsünü yaptım. Ayazağa ile beraber bir sıçrama gerçekleşti. Arnavutköy'deki bu devasa yere başlıyoruz. Arnavutköy ülkemiz ve bizler için bambaşka bir örnek olacak. Hayırseverlerimizin oraya olan katkısı inanıyorum ki dünyada Arnavutköy'deki Darülaceze'mizi bir örnek olarak yansıtacak. Onunla iftihar edeceğiz.
Türkiye'nin en yaygın ve en etkin sosyal destek politikalarını hayata geçirmek suretiyle hiç kimsenin kendisini sahipsiz hissetmeyeceği bir sistem kurduk.
Â
"ÃœLKEMÄ°ZÄ° BU ALANDA GIPTA EDÄ°LEN BÄ°R HALE GETÄ°RDÄ°K"
Günde 3 kez bir yatağa bağımlı olan buradaki emaneti bakacaksın. Onunla ilgileneceksin. Onu bir kenara bırakmayacaksın. Ecdad böyle bir ecdad. Bizler de bu ecdadın varisleri olarak buna sahip çıkıyorsak ben cumhurbaşkanı olarak elhamdülillah.
Her alanı kapsayan destek politikalarımızla ülkemizi bu alanda gıpta edilen bir hale getirdik. Bu destekleri insanlarımızı kendi tabii aile hayatı içinde tutarak veriyoruz. 60 yaşın üzerindeki 170 binden fazla 65 yaşın üzerindeki 150 bine yakın büyüğümüzü kendi ailesi yanında destekliyoruz.
Engellilerin topluma katılma konusunda da en büyük atılımlar bizim dönemimizde gerçekleşti. 536 bine yakın engellimize aylık ortalama 1790 lira destek veriyoruz. Engellilerin kamudaki istihdamı da 60 bini aştı. Devlet korumasındaki çocuklarımız ile ilgili sistemi baştan sona değiştirdik. 139 bine yakın çocuğumuzun sağladığımız sosyal ve ekonomik destekle kendi aileleri veya yakınları yanında hayatlarını sürdürmelerini temin ediyoruz.
Aynı şekilde 18 binin üzerinde çocuğumuz da evlat edinilmek suretiyle bir aileye kavuştu. Risk grubundaki çocukların ve ailelerin izlenmesi konusunda 67 bine yakın evladımızı yakından takip ettik.
HER KESİMİ KORUYAN, GÖZETEN VE DESTEKLEYEN POLİTİKALAR GELİŞTİRİLİYOR
Sadece yaşlı, çocuk, engelli ve kadınlarla kalmıyoruz. Her kesimi koruyan gözeten ve destekleyen politikalar geliştiriyor, bunları kararlılıkla uyguluyoruz. Türkiye'nin sosyal yardım bütçesi göreve geldiğimizde 2 milyar liraydı. Geçtiğimiz yıl bu rakam 69 milyar lirayı buldu.
19 yılda verdiğimiz sosyal desteklerin tutarı 434 milyar liraya ulaştı. Yaklaşık 2 milyon vatandaşımız kendilerine devlet tarafından verilen sosyal yardım kartları ile ihtiyaçlarını karşılamaktadır. Elbette gönlümüz her bir vatandaşımızın desteğe ihtiyaç duymadan hayatını sürdürebileceği seviyeyi ulaşmayı istiyoruz. Ancak dünyanın hiçbir yerinde böyle bir idealin olmadığı ortadadır.
Akıl ve vicdan sahibi hiç kimse demokrasiden kalkınmaya tüm alanlarda geçmişin herhangi bir döneminin fersah fersah ilerisinde olduğunu inkar edemez. Bizim kuşağımız 1960 darbesinde çocuktu. Türkiye'nin karanlık dönemlerinden biri olan 1970'ler gençlik yıllarına denk geldi. İdeolojik ve etnik kökende nasıl bölünmeye, darbe taşlarının nasıl döşendiğini bizzat yaşadık gördük. 1980 darbesi ile ülkemizin tekrardan saf dışına itildiği bir felaketti. Darbenin ardından yeniden toparlanmaya çalışan Türkiye bölücü örgütünün eylemleri ve koalisyon hükümetlerinin yol açtığı patinajla karşılaştı.
'ÖĞRENCİ YURDU' TEPKİSİ: YALAN SÖYLÜYORSUNUZ HAYATINIZ YALAN
Bakın son günlerde üniversite öğrencileriyle alakalı maalesef çok çirkin bir kampanya sürdürülüyor. İktidara geldiğimizden bu yana yurt kapasitelerini hiçbir dönemde olmadığı kadarıyla tırmandıran neredeyse 1 milyona yakın yurt kapasitesine sahip olan bir iktidarız. Bunu görmeden yalan yanlış, ilgisi alakası olmayan kişileri bankların üzerine yatırarak yalan yanlış kampanyalar sürdürülüyor. Yalan söylüyorsunuz, hayatınız yalan. Bizim yurtlarımız ortada. Bu yurtlarla birlikte kapasite ortada. Bu yurtlarımızla 2-3 kişilik kapasiteyle öğrencilerimizi ağırlıyoruz. Karnını doyuran ekmeğe muhtaç olmak fakirlik ölçüsü olmaktan çıktı. Şu anda 1000 kişi yatak kapasiteli böyle bir yurt binasına da sahip oluyoruz."