Güncelleme Tarihi:
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM'nin 27'nci dönem 5'inci yasama yılı açılış programında konuştu. Konuşmasında Merkez Bankası rezervlerinden bahseden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Birilerinin sürekli nerede diye sordukları Merkez Bankası rezervimiz de 122 milyar dolar seviyesine ulaştı. Geçmişten bugüne baktığımızda ise milli gelirini üç kat artırmış, satın alma paritesine göre dünyada 11. sıraya yükselmiş; yatırımda, üretimde, ihracatta, istihdamda, büyümede rekorlar kırmış bir Türkiye görüyoruz. Son dönemde yaşadığımız sıkıntıların da aynı resmin içinde olduğunu elbette unutmuyoruz. Ama artılar-eksiler analizi yaptığımızda, artılarımızın kıyas edilemeyecek kadar fazla olduğunun kabul edilmesini de, hak teslimi babından bekliyoruz" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İnşallah 2021'i yüzde 9'luk bir büyüme ile kapatmayı öngörüyoruz" derken enflasyonu tek haneli rakamlara düşürmekte kararlı olduklarını söyledi ve fahiş fiyatlarla ilgili olarak da "Rekabeti bozan piyasadaki hakim durumunu kötüye kullanan ve fiyatları keyfi şekilde belirleyen firmaların üzerine kararlılıkla gideceğiz" şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarının ardından CNN Türk'te konuşan İstanbul Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Sefer Şener, "Yılın bitmesine 3 ay var. Rezervlerin 130 milyar dolara ulaştığını göreceğiz. 20 yıllık dönemde en tarihi zirveye ulaşılmak üzere" dedi.
Şener'in açıklamalarından notlar;
(122 milyar dolar Merkez Bankası rezervi) Son dönemde çok tartışılmıştı. Bundan 8 ay önce Merkez Bankası rezervlerinin 96-97 milyar dolar civarında olduğu. Merkez Bankası'nda rezerv sorunu olduğuyla ilgili kamuoyunda yaygın bir algı oluşmuştu. Hemen ocak başında Katar, Çin'le ve diğer ülkelerle Swap anlaşmaları yapıldı.
Özellikle Merkez Bankası ocak ayından itibaren reeskont kredileriyle. Bakın bu çok önemli. Reeskont kredileri doğrudan dışarıdan gelecek dövizle alakalı yani ihracatçılara verilen kredi bu. Karşılığı olarak Merkez Bankası dönüşü döviz olarak gerçekleştiği için net rezervi de arttırıyor.
Son 6 aylık dönemde gelinen noktada 122 milyar dolara ulaşılmış durumda. Tarihi zirveler 2012'de ulaşılmıştı. 130 milyar dolar civarındaydı... Yılın bitmesine 3 ay var. Yeniden iyileştirilmesiyle rezervlerin 130 milyar dolara ulaştığını göreceğiz. 20 yıllık dönemde en tarihi zirveye ulaşılmak üzere.
Sayın Cumhurbaşkanı'nın bunu beyan etmesinin önemli bir anlamı var. Hem dış basın olarak ya da yabancıların yatırım yapmalarına yönelik algı olarak özellikle kredi derecelendirme kuruluşlarından tutun uluslararası kuruluşlara kadar Merkez Bankası'nın rezervleriyle ilgili pandemiyle birlikte daha öncesi dönemdeki kredi politikasıyla birlikte bu rezervlerin çok düşük seviyelerde kaldığı bunun Merkez Bankası'nın güvenilirliğini zedelediği söyleniyordu.
Gelinen aşamada bundan sonraki aşamada risk primleri açısından yabancı yatırımcı açısından biraz daha Türkiye'nin eli rahatlamış olacak. Tarihi zirveye yıl sonuna kadar ulaşılmış olursa yeniden 2012'de seviye yakalanmış olacak.
Rezerv konusu çok tartışıldı. 6 aylık dönemde dahi düzenlemelerle 25-30 milyar doları aşkın rakam ilave ediliyorsa sene sonuna doğru daha da artacağı ortada. Risk primi de olumlu etkilenirse yabancı yatırımcı çekmek söz konusu olur.
(Büyüme hakkında) Büyümede Türkiye pandemiye rağmen başarı gösterdi. 2020'de dünya üzerinde Çin birinci sırada büyüdü arkasından 1.8'lik büyüme ile Türkiye ikinci sırada büyüdü. Çok değerli bu. Niteliğiyle ilgili tartışmalar yapıldı. Ama dünya üzerinde bu kadar ülke var pandemi döneminde Çin ve Türkiye pozitif ayrışıyor ve bunu Türkiye sanayisine, ihracatına borçlu, üretimine borçlu.
Önemli bir pandemi sürecinden geçerken, ihracatın sanayinin hız kesmemesi geleceğe yönelik pozitif düşünülmesini sağlıyor. Tüm uluslararası kuruluşların ocak ayında Türkiye büyüme beklentileri 3.6'yla başlayıp 5.4'e çıkıyordu ancak. son 1 ayda 6 uluslararası kuruluş bu rakamları revize etti. Tamamı 8'in üzerinde bekliyor.
Hiç büyüme bile Türkiye yüzde 8.5'u garanti etmiş durumda. Tabii beklentimiz yüzde 9 ve üzerinde. Ancak şartlar daha uygun giderse yüzde 9,5'un üzerinde görmemiz mümkün. Yüzde 9'u en kötü ihtimalle yakalamamız mümkün.
Ana itici güç ihracattan geliyor. Bizim açımızdan bu daha sevindirici. Nitelikli büyümeyi de sağlamış oluyoruz.
(Enflasyon hakkında) Tüm dünyada enflasyon tartışılıyor. ABD'de 5.2 gördük. Almanya'da ilk defa 4.1 seviyesi görüldü. Enflasyonun 1 yılda yüzde 100'den fazla artması demek bu durum.
Pandemiyle enflasyon tüm ülkelerin sorunu haline geldi. Bizim ülkemizde de hayat pahalılığı, ürünlerin fiyatlarının artması enflasyona bağlı. Enflasyonun tek haneye çekileceğinin belirtilmesi ekonomi konusunda niyet gösteriliyor.
Sayın Cumhurbaşkanı 2022'yi işaret ediyor. Uluslararası kuruluşların çoğu bunu söylüyor. Çok çaba sarf etmemiz gerekiyor. Marketler meyve sebze tamamı enflasyon konusu.
Bundan sonraki süreçte daha ciddi bunların üzerine gidileceği anlaşılıyor. Tek haneli enflasyon 2022'de yakalanırsa bu gözüküyor zaten toplumun çok daha rahat ettiği görülecek. Hayat pahalılığı ve sıkıntının sebebi enflasyonun yüksek olması. Tüm herkes bu sene üretimlerini durdurdu. Olumlu rakamlar bizim enflasyonla ilgili kararlılığımızı bakış açımızı pozitife çevirmemizi sağlıyor. Enflasyon Türkiye'de şu anda yüksek bunu da söylemek lazım. Geri gelmesi toplumun huzurunu arttıracaktır.