Güncelleme Tarihi:
TBMM Müsilaj Sorununu Araştırma Komisyonu’na sunum yapan Türk Deniz Araştırmaları Vakfı Başkanı Prof. Dr. Bayram Öztürk “Marmara meselesinde ulusal bir seferberlik ilan edelim” dedi. Bu yıl 100’ün üzerinde geminin müsilajdan etkilendiğini ifade eden Prof. Dr. Öztürk, “Kinistin valfleri tıkandı. İleride böyle bir salya durumunda Marmara Denizi’nde her tarafta görülmesi durumunda limanlarımıza yük girmeyebilir. Onun için bununla ilgili senaryo hazırlanmalı. Mesela İzmir’den Bandırma üzerinden Savaştepe’ye gelecek bir tren yolu... Çünkü İstanbul’un mutlaka gıdaya ihtiyacı olacaktır, yükün taşınması lazım. İkincisi Saros Körfezi’nde aynı şekilde bir liman yapılarak İstanbul’a bir tren hattının yapılması. Böylece bir biyolojik riski veya bir güvenlik sorununu en az tehditle halletmek üzere çalışmamız lazım” dedi.
SAROS ÇOK ÖNEMLİ
Saros Körfezi’nin de çok önemli olduğuna dikkat çeken Öztürk, “Şimdi diyorlar ya; ‘Ergene’nin atıkları Saros Körfezi’ne atılmadığı için Marmara’ya atıldı ve Marmara kirlendi.’ Saros Körfezi’ne atılsa daha kötü, çünkü Saros Körfezi olmazsa Marmara yaşamayacak. Saros Körfezi’ndeki oksijen 6 miligram/litre olmalı ki Marmara Denizi yaşasın ve 6 miligramlık oksijenli su kendini yenileyerek Karadeniz’e geçsin. Saros Körfezi’nden düşük oksijen değerleri gelirse Marmara’yı mahvederiz, Saros’u çok iyi korumamız lazım. ‘Marmara öldü bitti, daha hayat yok’ görüşüne katılmıyorum. Marmara Denizi’nde 3 bin 200 türün 159’u tehlike altında. Marmara Denizi’nin geri dönülmez bir ekosistem haline geldiğini düşünmüyorum. Fakat 1985 yılından beri Marmara Denizi’ni takip eden bir uzman olarak şunu görüyorum; Marmara Denizi hasta, eski balıkları bulamıyoruz. Bunun için harekete geçmeliyiz” diye konuştu.
DERELER KURTARIR
Gebze Teknik Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Taşkın Kavzoğlu da Marmara Denizi’nin sağlığı için derelerin nehirlerden daha önemli olduğunu vurguladı. Kavzoğlu, “Marmara’da kirlilik geçen sene vardı, ama neden mayıs ayında patladı? Sudaki hızlı sıcaklık artışı, dalgalı olmaması, derelerden yeterli su gelmemesi, temiz suyun ulaşmaması... Bahçenizde bir havuz düşünün, günlerce çocuğunuzu oraya sokuyorsunuz, bir gün değiştirme ihtiyacı duyarsınız. Temiz kan nereden geliyor? Nehirlerden geliyor. Derelerden gelmesi lazım. Derelerden yeterince temiz su gelmezse orası kapalı havuza döner; Marmara kendi içinde kirli havuz olarak kalır. Ormanları korumak gibi nehirleri de korumamız gerekiyor” dedi.