Güncelleme Tarihi:
Yer: İstanbul Şişli... 55 yaşında 5 katlı bir binadayız. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı lisansı olan, İSKA Dönüşüm Yapı Laboratuvarı kurucu ortağı Arif Acar ve ekibi ile buluştuk. Bina sakinleri kentsel dönüşüm kapsamında yapılarını yenilemek için risk tespiti başvurusu yapmış. Ekipler binanın riskli yapı statüsünde olup olmadığını anlamak için kolları sıvıyor.
İşte bir binanın test süreci...
- Binaya gelen ekipler önce binanın statik projesini istiyor ve projeye uygunluğa bakılıyor. Ancak eski yapılarda bu proje olmadığı için rölöve çiziliyor. Bizim bulunduğumuz binada da ekip başının ilk işi rölöve çizmek oluyor. Kolonlar, kirişler, yükseklikler, nereden karot alındığı, yapılan işlemler hepsi rölöveye işleniyor. Binanın üç boyutlu modellemesi için rölövenin doğru ve detaylı yapılması şart deniliyor.
KAROT İÇİN YER SEÇİLİYOR
- Tüm cepheleri açıkta olan en alt kat inceleme katı kabul ediliyor. Biz de zemin katta çalışmaya başlıyoruz. Yönetmeliğe göre en az 6 karot örneği alınmalı. Bunun için ekipler bir cihazla 12 kolonda beton dayanımına bakıyor ve en düşük değerdeki 6 kolon tespit ediliyor.
- Kolonu tespit ettikten sonra rastgele karot çıkarılmıyor. Ekipler binanın statiğine zarar vermemek için yine bir cihazla çalışıyor, kolonda demir olmayan alanı buluyor. Bu alana işaret konulduktan sonra karot ustası karot çıkarma işlemini yapıyor. 6 farklı yerde bu işlem tekrarlanıyor.
DEMİR İÇİN SIYIRMA İŞLEMİ
- Karottan sonra sıra geliyor demiri görmeye. Bunun için de 3 kolonda ‘derin sıyırma’ yapılıyor. Kimi zaman daire sakinleri bu görüntüden rahatsız olsa da demirin durumunu görmek için bu şart. Binanın dışında yaptığımız sıyırma işlemi de bu binada demirin ne kadar kötü durumda olduğunu gösteriyor. Kabuk bağlamış demirler elle dahi parçalanıyor...
- 3 derin sıyırma dışında binaya tahribat vermeden 3 farklı yerde de röntgen çekilerek demir kullanımına bakılıyor. Ayrı bir ekibin de sismik zemin etüdü yaptığı bilgisi veriliyor. Alan çalışması 10 katı aşmayan bir binada yaklaşık 1.5-2 saat sürüyor.
VERİLER İŞLENİYOR VE SONUÇ...
-Tüm bu işlemlerden sonra alınan numunelerle laboratuvara gidiliyor. Burada önce karotların kesme işlemi yapılıyor. Beton testine girmesi için her iki uç pürüzsüz hale geliyor ve dayanımı ölçülüyor.
- Binanın 3 boyutlu modellemesini yapan inşaat mühendisi sahadan gelen verileri ve karot örneklerini bakanlığın belirlediği uygulamaya işliyor.
- Yapılan analize göre; Binada bugün yasak olan, dayanımı en düşük düz demir kullanılmış. (S220) Güncel yönetmeliklerde az katlı yapılarda dahi C25 beton şart. Bu yapısına göre C30-35’e kadar çıkıyor. Oysa inceleme yapılan binada beton sınıfı C9 olarak belirleniyor.
SONUÇ: BİNA RİSKLİ.
Kabuk bağlayan demir riski gösteriyor.
1 YILLIK BİNA TEST İSTİYOR
Kahramanmaraş depreminden sonra risk tespiti taleplerinin arttığını belirten Arif Acar, “Telefonlar susmuyor, çok büyük bir talep söz konusu. Depremde yeni binaların yıkılması herkesi tedirgin etti. Bizi arayanlar arasında yeni binalar da var. Hatta bir yıllık siteler dahi test istiyor” dedi.
İKİ SEÇENEK VAR RİSK VE PERFORMANS TESTİ FARKLI
RİSKLİ YAPI TESPİTİ:
Bu test yapının kentsel dönüşüme girmesi için yapılıyor. Yapan kuruluşun Bakanlık lisanslı olması gerekiyor. Bu kurumların listesi bakanlığın sitesinde yer alıyor. Maliklerden biri (çoğunluk şartı yok) bu kuruluşlara müracaat edebiliyor. İşlemin resmi olarak başlaması için kentseldonusum.csb.gov.tr adresinden de başvuru yapılması şart. İncelemeler sonucunda yapı için riskli ya da risksiz deniliyor. Sonuç riskli ise hem tapuya işleniyor, hem de maliklere tebliğ ediliyor. Ev sahipleri tebliğden itibaren 15 gün içerisinde, İl Müdürlüğüne dilekçe ile itirazda bulunabiliyor. İtiraz yoksa, ya da yapılan itiraz sonrası yeniden riskli denilirse yıkım süreci başlıyor. Önce 60 gün, sonra 30 günden az olmayan ek süre veriliyor. Bu zaman sonunda malikler yıkmadıysa, elektrik, su gibi hizmetler kesiliyor ve yıkım yapılıyor.
YAPI PERFORMANS TESTİ:
Bu test ile binanın son deprem yönetmeliğine uygun yapılıp yapılmadığına bakılıyor. Diğer testin aksine her katta inceleme yapılıyor. Sonucunda da depreme dayanıklı, hasar alabilir, yıkılabilir gibi tüm seçenekler detaylıca aktarılıyor. Testin sonucu kamu ile paylaşılmıyor, binada yaşayanlara bildiriliyor. Dolayısıyla hızlı bir yıkım süreci işlemiyor. Performans testini bakanlık lisanslı firmaların yapması zorunlu değil. Gerekli belgelere sahip mühendislik firmaları da işlem yapabiliyor. Ayrıca İstanbul Büyükşehir Belediyesi de 2000 önceki yapılarda ücretsiz olarak hızlı tarama yapıyor. 9 kata kadar olan yapılarda bu hizmet veriliyor. İBB sonuçları dönüşüm yasasından faydalanmak için yeterli olmuyor.
VATANDAŞ NE ÖDEYECEK?
RİSKLİ yapı tespiti 10 kattan daha az olan binalarda tek katta yapılıyor. Dört tarafı açık, zemine gömülü olmayan giriş katta örnekler alınıyor, bodruma bakılıyor. Çalışma süresi daha kısa olan bu testin maliyeti 7 ila 10 bin lira arasında değişiyor. Eğer yapı 10 kattan fazla ise kat başına 4 ila 6 bin lira talep ediliyor. Yapı performans testinde ise binanın kat sayısı ne olursa olsun her katta işlem yapılıyor. Bu çalışmada da her kat için 4 ila 6 bin lira arasında değişen rakamlar talep ediliyor. Yani 15 katlı binada ortalama tutar 60-90 bin lira oluyor. Binada 60 hane olduğu düşünürsek, daire başına bin- bin 500 lira düşüyor.
DİKKAT: İNCELEMEDEN RAPOR VERİYORLAR
ÇOK fazla merdiven altı firma olduğu konusunda uyarıda bulunan Acar şunları söyledi: “Binadan hiç numune almadan ya da aldığı numuneyi çöpe atıp incelemeden uydurma rapor yazanlar var. Biz bir yapı için söz gelimi 20 bin lira teklif veriyoruz, aynısını bin liraya yapan var diyorlar. Bakıyoruz yaptıkları işleme tamamıyla hayali. Eğer risk tespiti istiyorsanız zaten bakanlık lisanslı olması zorunlu. Yapı performans testi için şart değil. İşi hakkıyla yapan mühendislik firmaları var. Bu firmaları doğru seçmeniz önemli. Belediyelerden güvenilir firma sorulabilir. Bir de bu firmaların, İşyeri Tescil Belgesi ve Serbest İnşaat Mühendisi Belgesi olması gerekir. Bunları sorgulayarak işlem yaptırmalarını öneririm.”
HATALI İŞLEMLER BİNAYA ZARAR VERİR
Birçok kişi risk tespitinde açılan büyük deliklerin, yapılan soyma işlemlerinin binaya zarar vermesinden endişe duyuyor. Arif Acar bu konuyu şöyle değerlendirdi: “Bizler demirin olmadığı yeri tespit edip karot çıkarıyoruz. Ama bu cihazı olmayan ya da doğru kullanamayan kişiler demirleri kesip bina statiğine zarar verebilir. Ancak kuralına uygun yapılan karot çıkarma işlemi vatandaşları tedirgin etmesin. Çünkü tespiti yapmanın başka bir yolu yok.”
KAROT BOŞLUĞU MUTLAKA DOLDURULMALI
BİNALARDA yapılan işlemlerde çok sayıda karot alınıyor, bu da büyük boşluklara neden oluyor. Uzmanlara göre eğer kentsel dönüşüme girecek ve bir iki ay içinde yıkılacak bir bina ise bu boşluklar sorun yaratmaz. Ama bina risksiz çıktıysa ya da hemen bir işlem yapılmayacaksa açılan boşlukların mutlaka doldurulması gerekiyor. Üstelik basit tamir harcı ile değil, yüksek mukavemetli harç kullanılmalı.