Durdurun treni Bizans’ta inecek var

Aslında, İstanbul metro projesi 1870’te Abdülmecit zamanına kadar gidiyor. Yüz otuz yıllık bir proje. Dolaştığım sergide, Abdülmecit’in projesini görüyorum. 130-140 yıl sonra, şimdi benzer bir proje, yeni teknolojiyle karşımda.

Metro istasyonunda Bizans surları. Metrodan inince, istasyonda Bizans’tan kalma bir liman. Küçük Langa’da. İstasyon değil, tam anlamıyla bir müze.

Gebze’den Halkalı’ya uzanan 77 kilometre uzunluğundaki Marmaray ya da İstanbul metrosunun genişletilme çalışması, arkeolojik sorunları da beraberinde getiriyor. Özellikle, Sirkeci, Yenikapı ve Üsküdar’da her yeraltı çalışmasında, yüzlerce kalıntıyla, tarihi mirasla, karşılaşılıyor. Bizans’la. Bu da, metro için kazıdan çok, arkeolojik kazılara öncelik gerektiriyor. Ulaştırma Bakanlığı, Kültür Bakanlığı’na yazı yazıyor: "Önce siz kazın, sonra biz gireriz."

Metro nedeniyle, İstanbul’da 47 bin metrekarelik bir alanda arkeolojik kazı yapılıyor. Kazılar için on milyon dolar ayrılıyor. Bütün tarihi yarımada ve devamı tarihi SİT alanı. Bizans kalıntılarıyla dolu. Halen 50’ye yakın arkeolog günde 24 saat çalışıyor. Çalışmaları UNESCO da denetliyor.

Bulunan kalıntılar arasında sekiz bin yıl öncesinde, neolitik çağa, yani yerleşik olmayan toplumlara ait, pek çok eser bulunuyor. Tarak, oyun tablası, zar, fener, sandalet, mutfak eşyası, bilezik, yüzük, cıva kabı, matkap, haç, olta, ağ, buhurdanlık gibi eşyalar kazı alanında 25 Haziran’da açılan müzede sergileniyor. Geçen gün İstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürü İsmail Karamut’la birlikte, kalıntılardan oluşan bu sergiyi dolaşıyorum.

DEVE İSKELETLERİ

Bulgular arasında, uluslararası önem taşıyan ve Karamut’un deyimiyle, "Bizans ve İstanbul kültür tarihinin yeniden yazılmasına yol açacak" bir olayla karşılaşılıyor: Bugünkü Küçük Langa bostanlarının altında, 11. yüzyıldan kalma bir Bizans limanı. Bu bulgu ilk kez bulunuyor. Liman 379-395 yılları arasında İmparator 1. Theodisius döneminde yapılıyor. Özellikle, Mısır’la ticarette kullanılıyor.

Bulguların resimlerine bakıyorum. Limanda, büyük olasılıkla fırtınada batmış gemiler, kürekler, bazıları vişne yüklü. Liman ve gemiler, ortaçağ deniz ticaretiyle o dönemin gemi yapım teknikleri hakkında bilgi veriyor.

Buradaki soru şu: Taşınabilir ve taşınamaz kalıntılar. Taşınabilir olanlar kolay. Çaresi bulunuyor. Örneğin, tekneler jeologların, kimyagerlerin, antropologların incelemesine sunulmak üzere, Yenikapı’da bir havuza çekiliyor ve orada korunuyor.

Bulunan deve iskeletleri Veterinerlik Fakültesi’ne, ahşaplar ABD’ye gönderiliyor. İstanbul Teknik Üniversitesi’nden yardım alınıyor.

Taşınabilir kalıntılarla ilgili karar; müzede sergilemek. Örneğin, bu gemiler beş yıl sonra, tıpkı bugünkü gibi, bir müzede sergilenecek.

Ya taşınamazlar? Orada iki ayrı karar var. Ya metronun yönü değişiyor ya da olduğu gibi korunuyor. Gerçekten, metro projesi, arkeolojik buluntulara paralel, birkaç kez değişiyor. İstasyon yerleri ve güzergah değişiyor.

BİZANS İSTASYONU

Olduğu gibi korunacak olan ise, liman. İşte, o liman Bizans istasyonu. Metrodan inildiğinde, doğrudan limana inilecek, liman o haliyle korunacak.

Vazgeçilen ve dolayısıyla, değişen güzergah ise, Yenikapı’daki Konstantin Surları. 4. ila 13. yüzyıla ait mezarlar ve surlarda değişik kültür tabakalarına rastlanıyor. İlk projede istasyon olarak öngörülen bu alan, birkaç yıl sonra arkeolojik park haline getirilecek.

Atina metrosu yapımı sırasında da, benzer arkeolojik çalışma yürütülüyor. O nedenle, bizim arkeologlar Atina’ya giderek, metroyu inceliyor.

Limanın batmasıyla ilgili de jeologların bir tahmini var. 1050 yılında İstanbul çok büyük bir depremle yerle bir oluyor. Muhtemelen tsunami sonucu, liman batıyor.

Aslında, İstanbul metro projesi 1870 Abdülmecit zamanına kadar gidiyor. Yüz otuz yıllık bir proje. Hatta, dolaştığım sergide, Abdülmecit’in projesini görüyorum. 130-140 yıl sonra, şimdi benzer proje, yeni teknolojiyle karşımızda.

İsmail Karamut’a, "Metro ne zaman bitecek" diye soruyorum. Yanıtlıyor: "Arkeolog gönlüm, kazıların hep davam etmesi yönünde. Ama, vatandaş gönlüm de, kazıların bir an önce sonuçlanması yönünde. Metronun 2008’e yetiştirilmesine çalışılıyor."

2008’de Bizans durağına hoş geldiniz.
Yazarın Tüm Yazıları