Güncelleme Tarihi:
Her gün sabah 5'ten itibaren düzinelerce kamyon restoran ve evlerden 400 tondan fazla kötü kokulu, yapışkan gıda atığını iki futbol sahası büyüklüğündeki bir tesise getiriyor ve burada yaklaşık 20.000 haneye yetecek kadar yeşil enerjiye dönüştürüyor.
Daejeon Biyoenerji Merkezi, Güney Kore'nin günlük 15.000 ton gıda atığının neredeyse tamamının geri dönüştürülmesini sağlayan yaklaşık 300 tesisten biri; bu atıklar gübre haline getirilebiliyor, çiftlik hayvanlarına verilebiliyor veya bir tür yenilenebilir enerji olan biyogaza dönüştürülebiliyor.
Tesisin CEO'su Jeong Goo-hwang, Seul'ün yaklaşık iki saat dışındaki 1,5 milyonluk şehri kastederek, “Burası Daejeon kentinin ürettiği günlük gıda atığının yarısını karşılıyor” dedi.
Bu tesis olmasaydı, artıkların çoğu toprağa karışacak, toprağı kirletecek ve kısa vadede küresel ısınma açısından karbondioksitten çok daha kötü bir sera gazı olan metan üretecekti.
20 YIL ÖNCE GIDA ATIKLARI ÇÖPE GİDİYORDU
Güney Kore 20 yıl önce bu sorunla mücadele etmeye başladığında gıda atıklarının yüzde 98'ini çöpe atıyordu. Güney Kore Çevre Bakanlığı'na göre bugün gıda atıklarının yüzde 98'i yem, kompost veya enerjiye dönüştürülüyor. Bunu, gıda artıklarının çöp sahalarına atılmasını yasaklayarak ve tüm bölge sakinlerinin gıda atıklarını çöplerinden ve geri dönüşümlerinden ayırmalarını zorunlu kılarak, bu hizmet için para cezaları yoluyla ödeme yaparak başardı.
Güney Kore, gıda atığı yönetimi için ülke çapında bir sisteme sahip birkaç ülkeden biri. Fransa bu yıl gıdaların kompostlanmasını zorunlu hale getirirken ve New York gibi bazı şehirler benzer kurallar koyarken temel anlamda çok az yer Güney Kore ile eşleşiyor.
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), tüm gıdaların yüzde 31'inin israf edildiğini, bunun da bir milyardan fazla aç insanı doyurmaya yeteceğini söylüyor. Gıda israfının küresel emisyonların yüzde 6 ila 8'ine neden olduğu tahmin ediliyor.
‘BUGÜN SAHİP OLDUĞUMUZ EN BÜYÜK VE APTALCA SORUN’
İklim çözümlerini değerlendiren kâr amacı gütmeyen bir kuruluş olan Project Drawdown'ın İcra Direktörü Jonathan Foley, “Gıda israfı bugün sahip olduğumuz en büyük ve en aptalca çevre sorunlarından biri” dedi.
Our World in Data tarafından analiz edilen Birleşmiş Milletler rakamlarına göre, tipik bir insan her yıl yaklaşık 120 kilo yemek artığı üretiyor. Tek bir Amerikalı 137 kilo üretirken, bu rakam Güney Koreliler için 109 kilo. Malezyalılar 260 kilo ile listenin başında yer alırken, Slovenler 60 kilo ile dünyanın en düşük yemek artığını üretiyor.
ATIKLARI DÖNÜŞÜME VERMEYENLER PARA CEZASI ÖDÜYOR
Güney Kore'de gıda israfına yönelik politikalar ilk uygulamaya konulduğunda, halkın akşam yemeklerinden kalan artıklar için para cezası ödemeye zorlanması tepkiyle karşılanmıştı. Ancak şimdi, ülkenin 52 milyon insanı gıda geri dönüşümünü günlük yaşamın bir parçası olarak görüyor.
Seul'deki bazı yüksek binalarda gıda atıklarını tartan elektronik atık kutuları bulunuyor. Atıklarını dijital bir kart aracılığıyla kaydeden apartman sakinleri, ne kadar attıklarına göre aylık olarak ücretlendiriliyor. Diğerleri ise 10 sent gibi bir fiyata devletin kompost poşetlerinden satın alıyor ve bunları sokak kenarındaki çöp kutularına atıyor. Yiyeceklerini normal çöplere karıştıranlar ise para cezasına çarptırılabiliyor.
‘KATKIDA BULUNMAK BENİ TATMİN EDİYOR’
Seul yakınlarında yaşayan ve devletin gıda çöp poşetlerini kullanan 35 yaşındaki Lee Jaeyoung, artıkları ayrı ayrı atmanın diğer ev işlerinden farksız hale geldiğini söylüyor, “Karbon emisyonlarının azaltılmasına katkıda bulunduğumu bilmek beni biraz olsun tatmin ediyor” diyor.
Aktivist bir grup olan Kore Çevre Hareketleri Federasyonu'nun geri dönüşüm ekibi lideri Park Jeong-eum'a göre Güney Koreliler bu yaşam biçimini zorunluluktan benimsedi.
Gıda atıklarının bertaraf edilmesine yönelik planlar 1990'larda, bölge sakinlerinin kötü kokulu çöplüklerden şikâyet etmesi ve mahallelerin yakma tesislerine ev sahipliği yapmak istememesi üzerine başarısız oldu. Güney Kore'nin nüfus yoğunluğu, yerleşim alanlarından uzakta tesisler inşa etmeyi imkânsız hale getirdi. Park, “Dolayısıyla geriye kalan tek seçenek geri dönüşümdü” dedi.
GIDA ATIK MİKTARI HALA AZALMIŞ DEĞİL
Ancak geri dönüşümdeki tüm başarısına rağmen, hükümet hala vatandaşları daha az gıda israf etmeye ikna edemedi. Yılda yaklaşık 5,5 milyon ton olan gıda atığı miktarı, maliyetine ve sakinlerin geri dönüştürme zorunluluğuna rağmen beş yıl içinde pek değişmedi.
Ülke ayrıca bu artıkların en iyi nasıl değerlendirileceğini de tam olarak çözmüş değil.
Gıda atıklarını ayırmak oldukça zor. Güney Kore sisteminde yumurta, tavuk ve soğan kompostlanabiliyor, ancak kabukları, kemikleri ve kökleri kompostlanamıyor. Tek kullanımlık çatal bıçak takımı, hatta köpek dışkısı bile bazen gıda atık kutularına girebiliyor. Geri dönüşüm tesislerine çok fazla yanlış artık gelirse, bir yıla kadar onarım gerektirebilecek mekanik arızalara neden olabiliyorlar.
ÇÖPLERDEN ELDE EDİLEN TOPRAĞA ÜRÜN EKMEK İSTEMİYORLAR
Çiftçiler, gıda atıklarından elde edilen yemi hayvanlarına vermek istemiyor ve çöplerden elde edilen gübreyle işlenen toprağa, kokusu ve aşırı sodyum nedeniyle ürün ekmekten kaçınıyor.
Park, "Yem yüzünden hayvanların öldüğü vakalar oldu. Ayrıca, tek bir kürdan, plastik veya metal parçasının yem veya gübreye dönüşen yiyecek atıklarına karışmamasını sağlamak da imkânsız” dedi.
Jeong Goo-hwang, Güney Kore'nin Daejeon'daki gibi biyogaz merkezlerine giderek daha fazla güvenmesinin nedeninin bu olduğunu söylüyor. Kirliliği ve emisyonları azaltıyor, giderek azalan çöplük alanlarına olan baskıyı hafifletiyor, elektrik ve ısıtma üretiyor.
Olumsuz tarafı ise daha düşük ısıtma talebi nedeniyle daha sıcak aylarda daha az verimli olmaları. Geçtiğimiz yıl, Daejeon Biyoenerji Merkezi'ni ziyaret eden bir Vietnam heyeti, Vietnam'ın daha sıcak ikliminde bir biyogaz tesisinin finansal olarak mantıklı olmayacağını öğrendikleri için eli boş döndüler.
Brandeis Üniversitesi'nde mühendislik doçenti olan Jonathan Krones, Güney Kore sisteminin muhtemelen Amerika Birleşik Devletleri'ne uyarlanabilir olmadığını söyledi, “Gerçek şu ki, düşük arazi maliyeti ve nispeten düşük nüfus yoğunluğu, yüksek ulaşım maliyetlerine yol açarak, ulusal ölçekte atık standartlarını hayal etmeyi gerçekten zorlaştırıyor" dedi.
Krones'e göre, nihayetinde tüm sorunu hafifletmenin en iyi yolu, başlangıçta tabağınıza daha az şey koymak…
Washington Post'un 'South Korea recycles 98% of its food waste. What can it teach the world?' başlıklı haberinden derlenmiştir.