Güncelleme Tarihi:
Covid-19 pandemisi iki yılı doldurmak üzere. Bu sürecin ilk gününden bu yana ortaya çıkan tabloya baktığımızda bir şeyi çok net bir şekilde söyleyebiliyoruz: Erkeklerdeki Covid ölümlerinin oranı kadınlara kıyasla çok daha yüksek.
Peki ama neden? Pandeminin ilk dönemlerinde bazı bilim insanları bu durumun nedeninin biyolojik olduğunu düşünüyordu. Dolayısıyla östrojen enjeksiyonu ya da androjen blokeri gibi tedavilerle erkeklerin ölüm riskinin azaltılabileceği öne sürülüyordu.
Ne var ki sonuçları geçtiğimiz günlerde bilim dergisi Social Science & Medicine'de (Sosyal Bilimler ve Tıp) yayımlanan bir araştırma bu durumun sebebinin sadece biyolojik faktörlerle açıklanamayacak kadar karmaşık olduğunu gösterdi.
COVID ERKEKLERİ DAHA FAZLA ÖLDÜRÜYOR AMA…
Araştırmacılar ABD'de 55 haftalık bir dönemde yaşanan Covid kaynaklı ölümleri eyalet ve cinsiyet bazlı bir analize tabi tuttu.
Bu değerlendirmenin sonucunda ortaya şu çıktı: Genele bakıldığında erkeklerin ölüm oranı kadınlardan daha yüksek olmakla birlikte, ölüm trendleri zamana ve eyalete göre değişiklik gösteriyordu. Bu da iş türü, davranış modelleri ve altta yatan sağlık problemleri gibi sosyal faktörlerin, kadınlarla erkekler arasındaki ölüm oranlarında fazlasıyla belirleyici olduğunu ortaya koyuyordu.
Araştırma Harvard Üniversitesi bünyesinde bulunan GenderSci Laboratuvarı uzmanları tarafından gerçekleştirildi. Söz konusu laboratuvar, biyolojik cinsiyet ile toplumdaki kültürel etkilerin arasındaki ilişkileri ortaya koymayı amaçlayan çalışmalarıyla biliniyor.
GenderSci Direktörü Dr. Sarah Richardson, New York Times'a yaptığı açıklamada, "Pandeminin cinsiyetler üzerindeki etkisini tek bir hikayeyle anlatamayız. Sadece ABD vatandaşları söz konusu olduğunda bile bunu yapamayız" diye konuştu.
NİSAN 2020'DEN BERİ VERİ TOPLUYORLAR
ABD'de Covid verileri bir süredir Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezleri (CDC) tarafından cinsiyet bazlı olarak ayrıştırılıyor ve kamuoyuyla paylaşılıyor. Richardson ve ekibinin araştırmasındaki veriler ise CDC'nin bu çalışmasından daha geriye gidiyor.
GenderSci uzmanları Nisan 2020'den bu yana bu verinin kaydını tutuyor. Her hafta pazartesi günü her eyaletin verisi laboratuvarın internet sitesinde bulunan bir takip motoruna işleniyor. GenderSci'ın motoru ABD'de her eyaletteki Covid ölümlerini kadın ve erkek olarak ayrıştırıp haftalık olarak takip eden tek kaynak olma özelliğini taşıyor.
Bu geniş veri tabanını kullanan uzmanlar, 50 eyalet ile Washington D.C.'de, 55 haftalık bir süreçte yaşanan ölümleri analiz etti.
Ülke geneline bakıldığında, enfeksiyon sayılarında, kadınlar ve erkekler arasında kayda değer bir fark bulunamadı. Yani Covid-19 virüsünün bulaşma sıklığı iki grupta aşağı yukarı eşit gibiydi.
Ancak iş ölüm oranlarına geldiğinde tablo bir anda değişti. Covid nedeniyle ölen erkeklerin oranı (Bir eyalette Covid nedeniyle ölen erkeklerin sayısı/O eyaletteki erkeklerin sayısı) kadınların oranına (aynı formül) kıyasla daha yüksekti.
KOMŞU EYALETLER ARASINDA BİLE BÜYÜK FARKLAR VAR
İki oran arasındaki fark ise eyaletten eyalete ve tarihe göre değişiklik gösteriyordu.
Örneğin Texas eyaletinde, 55 haftanın tamamında erkeklerin ölüm oranı kadınların ölüm oranının oldukça üstündeydi.
New York'ta 55 haftanın 52'sinde erkeklerin ölüm oranı kadınlara kıyasla daha yüksekti ancak aradaki makas Texas'taki kadar açık değildi.
Connecticut'ta ise 55 haftanın 33'ünde erkeklerin, 22'sinde ise kadınların ölüm oranı daha yüksekti.
Richardson, "Birbiriyle sınır komşusu olan New York ve Connecticut gibi eyaletler, virüsün yayılımı bağlamında aynı dalgayı yaşadılar ama örüntüleri tamamen farklıydı" diye konuştu.
55 haftanın geneline bakıldığında kadınların ölüm oranları sadece Rhode Island ve Massachusetts eyaletlerinde daha yüksek çıktı. Aralarında Connecticut'ın da bulunduğu 9 eyalette oranlar aşağı yukarı eşitti. Geri kalan tüm eyaletlerde ise erkeklerin ölüm oranları kadınların üstündeydi.
ÇALIŞMA KOŞULLARINDAN AŞIYA BİRÇOK FARKLILIK VAR
Bütün bu verilerin analiziyle uzmanlar şu sonuca vardı: Bu tablonun altında yatan faktör genlerdeki, hormonlardaki ve bağışıklık tepkilerindeki cinsiyet farklılıkları olamazdı.
Araştırmanın yazarlarından biyolojik antropolog ve mühendis Katharine Lee, bu durumu, "Biyolojik faktörler etkili olsaydı, farklı zaman ve mekânlarda bu kadar çeşitli sonuçlar elde edilemezdi" sözleriyle açıkladı.
Ne var ki ölüm oranları sosyal ve davranışsal faktörlerle kıyaslandığında ortaya çok daha anlamlı bir tablo çıktı.
Örneğin ulaştırma, imalat, et paketleme, tarım, inşaat gibi sektörler, erkek çalışanların yoğun olduğu alanlar. Üstelik bu sektörlerde çalışan kişiler arasında Covid-19 enfeksiyonu ve Covid kaynaklı ölüm oranı da daha yüksek.
Hapishanelerde ve sokakta ya da barınaklarda yaşayan erkeklerin sayısı da kadınların üstünde. Bu da erkeklerin virüse maruz kalma riskini artıran faktörler.
Diğer yandan kadınların el yıkama, maske takma, sosyal mesafe uygulama gibi Covid önlemlerine riayet etme olasılıkları daha yüksek. Bütün bunlar kadınların virüsle temas riskini azaltan etkenler.
Aşılama söz konusu olduğunda da kadınların aşı olmaya daha eğilimli oldukları görülüyor.
KISITLAMALARIN FAZLA OLDUĞU EYALETLERDE FARK DAHA AZ
Araştırmacıların dikkate aldığı bir diğer nokta da eyaletlerin aldığı kısıtlama kararları oldu.
Örneğin New York'ta pandeminin ilk 6 haftasında erkeklerin ölüm oranları kadınlara kıyasla önemli ölçüde yüksekti. Kısıtlamalar devreye girdikten sonra ise kadın-erkek ölüm oranları neredeyse eşitlendi. Uzmanlara göre New York'taki farkı belirleyen diğer iki faktör de veri toplama süreçlerinin iyileşmesi ve sakinlerinin çoğunluğu kadın olan uzun dönemli bakım tesislerindeki ölümlerin de bildirilmeye başlaması oldu.
Richardson ve ekibinin çalışmasında yaş verileri yok. Ancak yaşın da Covid ölümlerinde önemli bir faktör olduğu biliniyor. Daha yaşlı bireyler virüse karşı daha hassas durumda. Öte yandan ABD'de ortalama yaş verileri de eyalete göre önemli farklılıklar gösteriyor.
Covid pandemisinden önce bile, erkeklerin beklenen ömür süresi kadınların gerisindeydi. Bu farkın çeşitli kronik koşullardan, erkeklerin daha gözü kara davranışlara meyilli olmasından ve daha tehlikeli işlerde çalışmasından kaynaklandığı düşünülüyordu.
Richardson, "Covid verilerindeki farklılığı, erkeklerin virüse karşı daha dayanıksız olmasından ziyade, bu önceden de var olan ömür süresi farkıyla açıklayabiliriz" diye konuştu.
BİYOLOJİK FAKTÖRLER YOK SAYILABİLİR Mİ?
Peki "Biyolojik faktörlerin hiç rolü yoktur" demek doğru mu? Başka bazı araştırmacıların yorumlarına bakılırsa, hayır.
Örneğin Johns Hopkins Kadın Sağlığı, Cinsiyet ve Toplumsal Cinsiyet Araştırmaları Merkezi Direktörü ve mikrobiyoloji uzmanı Dr. Sabra Klein, New York Times'a, "Covid gibi karmaşık bir hastalığın neden olduğu ölümlere dair her şeyi biyolojiyle açıklayamazsınız. Ama ben 'Hepsi sosyal, hepsi davranışsal' demenin de doğru olduğunu düşünmüyorum" dedi.
Maryland'de ve Washington D.C.'de bulunan Johns Hopkins hastanelerinden gelen dijital sağlık kayıtlarını inceleyen Klein, erkekler arasında ağır Covid vakalarının da Covid kaynaklı ölümlerin de daha fazla olduğunu buldu.
Ancak biyoistatistiksel modellemelerde, bu farkın kaynağının erkeklerdeki enflamasyon tepkisinin daha yüksek olduğu anlaşıldı, bu da biyolojik bir farka işaret ediyordu.
Klein ve ekibinin hamster'lar üzerinde gerçekleştirdiği ve doğal olarak sosyal faktörlerin göz önünde bulundurulmasını gerektirmeyen bir başka araştırmada da erkek hamster'ların durumu dişilerden daha kötü çıktı.
Kadınların erkeklere kıyasla daha güçlü bağışıklık tepkisi ürettiğini gösteren araştırmalar da bulunuyor.
STRES, MADDİ ZORLUKLAR, AYRIMCILIK…
Bazı araştırmacılar ise ırk, gelir düzeyi, eğitim seviyesi gibi faktörlerin de hesaba katılmasıyla, kadınlar ve erkekler arasındaki farklılıkların daha net bir biçimde değerlendirilebileceğini savunuyor.
Örneğin Georgetown Üniversitesi Irksal Adalet Enstitüsü Direktörü ve kamu sağlığı psikoloğu Derek Griffith, "Bence çok az veriyle çok fazla sonuca varıyorlar" dedi.
"Bu farklılıkları ortaya koyan veri kaynakları genelde bunları açıklayacak kapasiteye sahip olmuyor" diyen Griffith, stres, maddi zorluklar ve ayrımcılık gibi faktörlerin sağlık üzerindeki etkilerinin ırk ya da cinsiyet temelli farklılıkları açıklayabileceğini ancak bu faktörlerin nicelleştirilmesinin zor olduğunu sözlerine ekledi.
Covid tablosunda ırk farklılıklarının da aynı şekilde çok karmaşık olduğunu belirten Griffith şöyle devam etti:
"Pandeminin ilk evrelerinde, bilim insanları Siyahilerin virüs kapma riskinin daha düşük olduğunu, muhtemelen bir tür biyolojik kalkana sahip olduklarını öne sürüyordu. Ancak zamanla veriler ABD'deki Siyahilerin Covid'den ölme riskinin beyazlara kıyasla daha yüksek olduğunu göstermeye başladı. O noktada rüzgâr tersine döndü, bazı bilim insanları doğuştan gelen genetik farklar olduğunu söylemeye başladı."
Şu an birçok sosyoekonomik faktörün sağlık eşitsizlikleri üzerindeki etkisinin kabul edildiğini de ifade eden Griffith, "Ancak hem cinsiyet hem de ırk söz konusu olduğunda ilk akla gelen hemen biyolojik faktörler oluyor" dedi.
The New York Times'ın "Why Are Men More Likely to Die of Covid? It’s Complicated." başlıklı haberinden derlenmiştir.