Güncelleme Tarihi:
Covid-19 neredeyse iki yıldır hayatımızda. Bu süreçte virüsle ilgili her gün yeni bir şey öğrendik. Ortaya çıkan varyantlar, geliştirilen tedaviler ve aşılarla uzun ve dönemeçli bir yolda bilim insanlarının rehberliği ışığında ilerlemeye devam ediyoruz.
Bu süreçte dünyanın dört bir yanında çok ilginç vakalarla karşılaştık. Testleri pozitif olduğu halde en ufak bir şikayeti bile olmayanların yanına Covid'in bütün belirtilerini göstermelerine rağmen test sonuçları hep negatif olanlar eklendi. Aynı anda iki ayrı Covid varyantıyla birden mücadele edenleri de gördük, virüsün erken dönem varyantlarıyla enfekte olup iyileştikten sonra bir de Delta'ya ya da Omicron'a yakalananları da... Hatta birkaç ay içinde iki hatta üç kez Covid'e yakalananları da biliyoruz.
Tabii de çevrelerindeki herkes Covid olsa da virüsü kapmayanlar var. Örneğin aynı evde yaşadığı eşi, çocukları, annesi ve babası, sürekli temas halinde olduğu kapı komşusu, yakın arkadaşları, meslektaşları Covid olduğu halde, kendisi virüse yakalanmayan birçok insana dair örneklerle karşılaşıyoruz.
Peki bu durumun açıklaması ne? Neden bazıları maske, mesafe, temizlik gibi her türlü önlemi alıp aşısını olsa da Covid'den kaçamazken diğerleri yaygın söyleyişle "şerbetli" gibi sapasağlam kalıyor?
VİRÜS KAPMAYANLARDA ŞANSTAN FAZLASI MI VAR?
İngiliz Telegraph gazetesi, geçtiğimiz günlerde yayımladığı bir haberde tam olarak bu soruya yanıt aradı ve bazı ilginç çalışmaların ayrıntılarını aktardı.
Gazeteye göre, bilim insanları daha önce "Neden bazıları virüs kapmıyor?" sorusunun cevabını şansla açıklıyordu. Virologlar, bir partide konuştuğunuz kişiler, otobüste seyahat ederken yanınızdaki pencerenin açık olması gibi tesadüfi faktörlerin, Covid'e yakalanıp yakalanmamakta belirleyici olabileceğini belirtiyordu. Aynı şekilde test kalitesi de bu konuda bir faktör olarak görülüyor, özellikle yurt dışında evde yapılan testlerde alınan örneklerin virüsün varlığını tespit etmeye yetmiyor olabileceği ifade ediliyordu.
Ancak immünoloji uzmanları şu an bambaşka bir açıklama üzerinde yoğunlaşıyor. İngiltere ve Brezilya'dan araştırmacılar, bazı insanların virüs karşısında doğal bir bağışıklığa sahip olup olmadığını değerlendiriyor.
HERKESİN BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ DİĞERLERİNDEN FARKLI
Uzmanlar, bu kişilerin bağışıklık sistemlerinin virüsle savaşmanın yolunu daha önceden bildiğine inanıyor. Bu şanslı azınlığın kanı ve hücreleri üzerinde yapılacak çalışmalarla da bağışıklığın doğasına dair kritik iç görüler elde edilebileceği ifade ediliyor.
Dahası bu kişiler, pandemi araştırmaları bağlamında en önemli hedef olan her türlü varyanta karşı etkili olabilecek evrensel bir Covid aşısının anahtarını da ellerinde tutuyor olabilirler.
Londra Emperyal Koleji'nde immünoloji profesörü olan Dr. Danny Altmann, Telegraph'a yaptığı açıklamada, "Biz bağışıklığı mutlak bir şey gibi düşünüyoruz; virüse karşı bağışıklığımız ya vardır ya da yoktur diyoruz. Ama bu düşünce biçimi nedeniyle bir dünya detayı göremiyoruz" dedi.
Bağışıklığı kontrol eden genlerin insan vücudundaki en çeşitli genler olduğunu, kişiden kişiye dev farklılıklar gösterdiğini söyleyen Altmann, "Kan grubu gibi bir şeyden bahsettiğimizde kombinasyonlar çok sınırlı. Ama bağışıklık söz konusu olduğunda binlerce farklı ihtimal var. Birbirine aynı iki kişi bulmak imkânsız" diye konuştu.
Bunun sonucunda, bazı insanların virüse yakalanmaya diğerlerinden daha meyilli olmasına şaşırmamak gerekiyor. Üstelik laboratuvar çalışmaları da Altmann'ın söylediği bu olguyu doğruluyor.
GÖNÜLLÜLERE KASTEN VİRÜS BULAŞTIRILIYOR VE…
Oxford Üniversitesi ve Londra Emperyal Koleji araştırmacıları şu an çeşitli "meydan okuma çalışmaları" yürütüyor. Bu çalışmalarda gönüllülere, burunlarına çektikleri bir sıvı çözeltisi ile Covid bulaştırılmaya çalışılıyor. Ardından bu kişiler karantinaya alınarak iki hafta boyunca izleniyor.
Tüm gönüllülerin aşılama durum ve sayıları, maruz kaldıkları SARS-CoV-2 virüsü miktarı ve bu virüse maruz kalma yolları birebir aynı. Ama uzmanlar, tıpkı daha önceki meydan okuma çalışmalarında olduğu üzere, gönüllülerin her birinin çok farklı bağışıklık tepkileri vereceğini düşünüyor. Bazılarında antikor ve T hücrelerinin patlama yapacağı, bazılarında ise böyle bir tepkinin ortaya çıkmayacağı tahmin ediliyor.
"ABORTİF ENFEKSİYON" OLGUSU DİKKAT ÇEKİYOR
Benzer bir durum hastanelerde de gözlemleniyor. Pandeminin başlangıcında, Londra Üniversitesi'nden uzmanlar, bu şehirdeki sağlık kurumlarında çalışan çok sayıda personeli, COVIDSortium isimli çalışmaya dahil etti. Gönüllülerin neredeyse tamamının iş yerinde SARS-CoV-2'ye maruz kaldığı düşünülüyordu. Bu kişilere yapılan testler yakından takıp edildi. Çalışmanın sonucunda sağlık çalışanlarının aşağı yukarı yüzde 20'si çok açık bir biçimde Covid enfeksiyonu işaretleri gösterirken, yüzde 65'i enfekte olmamıştı.
Ancak en ilginç olan geriye kalan yüzde 15'ilk kesimdi. Bu üçüncü gruptaki kişilerin düşük seviyeli "abortif (yarıda kesilmiş) enfeksiyon" yaşadıkları ve PCR sonuçlarının negatif olduğu belirlendi.
Kanlarında Covid antikorları yoktu ama T hücresi sayıları ortalamanın üzerindeydi. Özellikle de Covid'le savaşan spesifik T hücreleri çok yüksekti.
VİRÜSÜN BAŞINI KÜÇÜKKEN EZENLER
Kısaca söylemek gerekirse, bu kişilerin T hücreleri, virüsün başını küçükken ezmiş, vücutlarında kamp kurup yerleşmesine izin vermemişti. Pandeminin ilk günleri olmasına karşın, bağışıklık sistemleri Covid'le nasıl savaşacağını çoktan biliyor gibi görünüyordu.
Londra Üniversitesi'nde viral immünoloji alanında öğretim üyesi olarak görev yapan ve araştırmanın yazarlarından olan Mala Maini, bu olguyu, "Enfeksiyona tamamen direnmediler, ama virüsü o kadar hızlı ortadan kaldırdılar ki standart testlerle tespit edilemedi" ifadeleriyle açıkladı.
Bu araştırma bazı kişilerin Covid'e karşı doğal bir bağışıklık sahibi olduğunun açık bir kanıtı olarak görülüyor. Altmann da bir parçası olmadığı bu çalışmanın sonuçlarını "ikna edici" olarak nitelendirdi.
AKRABA VİRÜSLERE KARŞI BAĞIŞIKLIK KAZANMAK ETKİLİ OLABİLİR
Peki bu doğal bağışıklık halinin açıklaması ne? En olası teori, bu insanların bağışıklık sistemlerinin yıllar yıllar önce benzer virüslere maruz kalmış olması.
SARS-CoV-2 virüsü şu an insanlarda etkili olduğu bilinen yedi koronavirüsten bir tanesi. Bu virüslerden bir diğeri de mevsimsel grip virüsü. Bütün bu virüsler görünüş itibarıyla da birbirlerine epey benziyor. T hücrelerinin bir tanesiyle savaşmayı öğrendiğinde diğerlerine karşı da daha iyi savaştığı düşünülüyor.
Bir diğer cevap da genlerimizde yatıyor olabilir, ancak bu konu henüz çok fazla araştırılmış değil. Bilim insanları bazı kişilerin belli virüsler karşısında bir bağışıklıkla doğmuş olabileceğini düşünüyor.
KENYA'DA 2008'DE YAPILAN ARAŞTIRMADAN İLGİNÇ SONUÇLAR ÇIKMIŞTI
Bu ihtimal ilk kez 2008 yılında gündeme geldi. Kenya'da HIV araştırmaları yapan bilim insanları, bazı seks işçilerinin, pozitif olduğu kanıtlanmış çok sayıda kişiyle korunmadan beraber olduklarını ama buna rağmen hiç virüs kapmadıklarını ortaya koydu. Bu kişilerin hücrelerinde, HIV partiküllerinin insan hücresine girmek için kullandığı kritik bir reseptörün bulunmadığı tespit edildi.
Maini, "Şimdi kapsamlı çalışmalarla bazı insanlarda da Covid'e karşı benzer bir durum olup olmadığına bakılıyor ama henüz kesin bir delil elde edilebilmiş değil" diye konuştu.
BREZİLYALI 100 ÇİFT ÖNEMLİ VERİLER SUNACAK
Maini'nin vurguladığı çalışmalardan bir tanesi Brezilya'da Sao Paulo Üniversitesi'nde gerçekleştiriliyor. Bu çalışma kapsamında aynı evde yaşayan 100 çiftin verileri inceleniyor. Çiftlerin özelliği şu: Taraflardan biri semptomatik Covid pozitifken, diğer taraf Covid'le enfekte olmadı. Yapılan kan testlerinde de vücutlarında Covid'e özel antikor bulunamadı.
Bu 200 kişinin tamamının DNA'ları analiz edilerek genetik farklılıklar olup olmadığı araştırılacak. Gerçekten bazı kişilerde doğal Covid bağışıklığı olduğu tespit edilirse, bu sadece onlar için değil hepimiz için güzel bir haber olacak. Çünkü bu bulgular ışığında her türlü varyantı alt edebilen geniş kapsamlı bir Covid aşısı geliştirilebilecek.
DOĞAL BAĞIŞIKLIK SPIKE PROTEİNİNİ HEDEF ALMIYOR
Bilindiği üzere, şu anki Covid aşıları, virüsün dış yüzeyindeki spike proteinini hedef alacak şekilde geliştirildi. Ancak spike proteini, virüs her mutasyona uğradığında değişiyor. Bu da aşıların yeni varyantlar karşısındaki gücünün azalmasına yol açıyor.
Ancak görünüşe bakılırsa, doğal bağışıklık daha farklı çalışıyor. Londra Üniversitesi'nde yapılan çalışmada, araştırmacılar, virüse karşı önceden bağışıklık var gibi görünen kişilerin kanlarını dikkatle inceledi. Bu kişilerin T hücreleri, spike proteinini değil, virüsün kalbindeki proteinleri hedef alıyordu.
Söz konusu proteinler mutasyondan mutasyona değişiklik göstermiyor. Dahası sadece SARS-CoV-2 virüsünde değil, birçok başka koronavirüste de aynı proteinler bulunuyor.
Yani bu iç kısımdaki proteinlere etki eden bir aşının geliştirilmesi, sadece tüm koronavirüs varyantlarına karşı değil, birçok başka koronavirüse karşı elimizde bir silah olması anlamına geliyor.
Bununla birlikte uzmanlar araştırmaların halen devam etmekte olduğunda ısrarcı. Altmann, "Sakın hiç kimse 'Nasılsa bana bir şey olmuyor' rahatlığına kapılmasın" sözleriyle tedbirlerin elden bırakılmaması gerektiğinin altını çizdi. Ancak pandemiyle iki yılı doldurmaya yaklaştığımız şu günlerde, bu çalışmaların umut verici olduğu da bir gerçek.
The Telegraph'ta yayımlanan "Why some people keep getting Covid – and others never at all" başlıklı haberden derlenmiştir.