Dön babam dönelim

DOKUZ yıl Amerika’da yaşadım ve Ankara’ya geldiğimde çok şaşırdım. Ofisim Farabi’de ve Farabi’nin başından Tunalı’nın başına (Kuğulu Parka) gitmem 2-3 dakika sürüyor arabayla.

Geriye dönmem, yaklaşık 20 dakikamı alıyor. Dönüş olarak ya Köşk’e kadar geri çıkmam lazım veya Amerikan Büyükelçiliği’ne kadar gitmem lazim, niye?

Park sorununa da değinmek istiyorum. Bazı caddelerde garip park yasakları var. Mesela Karum’un önünden Köşk’e çıkış tek yön yapıldı. Yol 4-5 şeride çıktı, trafik olmadığı için genelde arabalar eskisi gibi sağdaki iki şeridi kullanıyorlar. Buna rağmen yolun soluna park etmek yasak? Zaten yol fazla kullanılmıyor, niye araçların park edilmesine izin verilmiyor, anlamıyorum.

Diğer taraftan Tunalı Caddesi... Orada arabanızı bıraktınız mı polisin bir süre sonra ceza yazması lazım. Orada gün içerisinde sürekli trafik polisi dolaşmasına rağmen, sağda hep arabalar park etmiş duruyorlar. Nedeni nedir? Madem park yasak yaya olarak dolaşan polisler olsa da, her park edene cezayı yazsa, daha rahat olmaz mı?

Ben Boston’ın Newburry Caddesi’nde iki saatten fazla arabamı bırakırsam cezayı hemen yazarlardı. Nedeni, yaya dolaşan memurlardı. Gördüklerine hiç uyarmadan, gözününün yaşına bakmadan ceza yazarlar. Biz de ise Tunalı’da motosikletli-arabalı polis devriyeleri gezer, yüksek anonslarıyla yayayı rahatsız eder ve herkes yasak olduğu halde park halinde durur.

Ben sadece vatandaş olarak şikayetimi söylüyorum, bu işlerin keyfi olmaması lazım.

Murat CATAN

Şeyh-Ermiş

ULUSUMUZUN pek düşünmediği, hatta "düşünmeye alıştırılmadığı" söylenirse de Şeyh-Ermiş konusunda ürettiği masal ve fıkralar ciltler doldurur.

Hele siyaset söz konusu ise uçak kazasından sağ çıkmaktan tutun da mezar yapımındaki ustanın görünmezliğine, rüyasında gördüğü için adamın dördüncü karısı olmaya razı olan kıza kadar ermişlik masalı dinlersiniz.

Bu masallar her zaman insan üstü nitelikler taşırlar. Yerseniz...

Bir zaman sonra Dursun’un yanındaki yanaşma kız gebe kalır. Ancak, kimden gebe kaldığı bilinemez! Bunu duyan Temel "Kudretin her şeye kadir olduğunu bilirdim, ama kızları gebe bıraktığına ilk kez tanık oluyorum" diyerek sorunu çözümler.

Bu şeyhler tahta duvardaki postu da aşağı yukarı yürütürler. "Sağa sola yürütemez misiniz" diye sorduğunuzda "karışma zındık (dinsiz)" derler.

2007’nin 19 Mayıs’ında nelerle uğraşıyoruz?

Tanrım, aklımızı bu şeyhlerden ve sempatizanlarından koru!

Mustafa AKSOY-ÇAYYOLU

Duayı önerenler kriz yönetimini akıl edemediler

DİKKATLİ
kullanmaları için belediyeler vatandaşı uyarıyor. Ankara Belediyesi de önlemlerini uygulamaya koydu. Krizlere hazırlıksız olduğu anlaşılan ve zamanında bu günleri düşünmeyenlerin, adeta tehdit gibi önlemlerle, ’hem suçlu hem güçlü’ oldukları ortaya çıktı. Su temini konusunda herhangi projelerini bugüne dek görmedik ama yumurta kapıya gelince 145 km. uzaktan su getirmek akıllarına geldi. Yağmur için dua önermeyi de ihmal etmediler. Kısıntı tedbirlerinin bir diğeri de, zaten fakirleşen vatandaş için caydırıcı zamlı su! Fiyat tasarruf ilişkisinden medet umanlar, zaten en pahalı suyu satanlar.

Uygulaması başlayan tedbirlerin sebep olacağı, mesela salgın hastalıklar için şimdiden birşeyler düşünüyorlar mı bari? M.A.

Lösemi önlenebilen bir hastalıktır

LÖSEV’
in ev sahipliği ilki 6 yıl önce kutlanan ’Uluslararası Lösemili Çocuklar Haftası’ bu yılda 26 Mayıs-1 Haziran tarihleri arasında Japonya’dan Bosna Hersek’e kadar çeşitli ülkelerin lösemili çocukların katılımıyla gerçekleştiriliyor.

Birbirlerini hiç görmeseler de bir araya geldiklerinde kucaklaşan, aslında kardeş olduklarını hisseden, farklı dilleri konuşan ama aynı kaderi paylaşan lösemili çocukların seslerini duyurabilmek ve el ele, geleceğe umutla bakmalarını sağlamak amacıyla gerçekleşen organizasyon ile ilgili daha geniş bilgi için 0312-447 06 60; www.losev.org.tr

GÜNÜN SÖZÜ

"Söz ve davranışlarımızın her zaman akıl terazisinde tartıp uygulayalım."

(Zerdüşt)
Yazarın Tüm Yazıları