Dolarda ali cengiz oyunu

HEPSİ, giriş-çıkış, bir hafta içinde, şubat sonunda.

Senin paran var, kaynağını kimse sormuyor. Kimse sormayacak. Bir şartla, Maliye’ye bildireceksin, "şu kadar param var" diyerek, Maliye o paradan vergi alacak ve seni unutacak. Sen sağ, maliye selamet.

Vergi alacak ama, karşılığında senin paran aklanmış olacak. Hele de, getirdiğin parayı, şirketine sermaye olarak yatırırsan, o zaman başka avantajların da olacak.

Paranı yurtdışından getiriyorsan, yüzde iki, paran yurtiçinde ise ve onu bildiriyorsan, yüzde beş vergi ödeyeceksin.

Aradaki yüzde üçlük fark var.

Dolar hızla artıyor, artışın, dünyadaki artışa ek olarak, bizimle ilgili nedeni bu yüzde üçlük fark.

VARLIK BARIŞI


Hükümet bir süre önce, yastık altı paralarını, yurtdışındaki paraları piyasaya çıkarmak amacıyla, bir yasa kabul ediyor. Adına varlık barışı denilen bu yasa, paranın sahibi ile devleti barıştırıyor.

Yukarda özetlediğim gibi. Parayı nereden buldun, diye kimse sormuyor. Sadece, piyasayla ilk kez çıkan para olduğu için, devlet vergi alıyor.

Bu yasa şubatın son iki haftasında hızla işliyor. Çünkü, zaman sınırı var.

Son gün yurtdışından gelen para 13.5 milyar dolar. Hükümetin dışarıdan çekmek istediği paranın bir bölümü.

Acaba gelen para, gerçekten hep dışarıda olan para mı, yoksa ne?

KÁR 400 MİLYON DOLAR

Giriş-çıkış, hepsi bir hafta içinde, dediğim bu mekanizma. Adım adım şöyle:

1- Adamlar yurtiçinde piyasadan dolar satın alıyor, daha önce bildirmediği parayı, dolar olarak dışarıya çıkartıyor.

2- Aynı parayı bir hafta sonra içeriye getiriyor ve bu kez Maliye’ye bildiriyor.

3- İçeride iken bildirmiş olsa, ödeyeceği vergi yüzde beş, ama şimdi yüzde iki vergi ödüyor.

4- Bu işlemler hep dolarla yapılıyor. Ve dolar yükseliyor. Dünya ölçeğinde doların artış nedenine, bizdeki bu mekanizma ekleniyor.

13.5 milyar doları içeride gösterse, ödeyeceği vergi, yüzde beş üzerinden 675 milyon dolar, oysa şimdi yüzde ikiden vergi ödüyor, yani 270 milyon dolar.

Durup dururken, 400 milyon dolarlık kár. Hiç ama hiç fena değil.

Bu özel giriş-çıkışlar nedeniyle, dolar TL karşısında özel olarak artıyor.

Buna, dünya otomotiv devi General Motors’un iflas açıklaması eklenince, dolardaki ateş iyice yükseliyor. Bu satırlar yazılırken, 1.78 TL’yi geçiyor.

Yüksek, yüksek, yüksek, ne yüksek, yüksek filan değil. Dolar altı yıl öncesinin değerine geliyor, ortalık yüksek, yüksek diye inliyor.

Oysa, asıl inleme bu içerdeki giriş-çıkış. Hep birlikte ödediğimiz 400 milyon dolar.

Makarna var, şeker var, tehdit var

GÖZE batan birkaç yer var. Tunceli, Ankara başta. Onlar ön plana çıkıyor.

Oysa, AKP’liler her yerde aynı şeyi yapıyor. Bir ara kömür, seçim yaklaştıkça makarna, un, şeker dağıtımı hızlanıyor.

Beyaz eşya, kömür ve gıda yardımı dışında, siyasi olarak, bir başka propaganda var.

"Hizmet akışı Ankara’dan geçer, projeler Ankara’da onaylanır, oyunuzu ona göre verin."

Bunu açıktan ve resmen, önce Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin söylüyor. Eleştiri üzerine, geri adım atıyor, "yanlış anlaşıldığını" bildiriyor. Daha Şahin geri adım atarken, bu kez sahneye Devlet Bakanı Murat Başesgioğlu çıkıyor, aynı sözü tekrarlıyor. Bu söylem, parti, aynı zamanda hükümet politikası. Makarna, şeker, un yetmiyor, tehdit politikası ekleniyor.

Kendi seçim bölgelerine giden AKP milletvekilleri, her konuşmalarında tehdit tezini işliyor, "hizmet Ankara’dan geçer, oyunu bize vermezsen, havada bulut, sen hizmeti unut."

Sonra kürsülerden, "biz hizmet için varız, biz millet için varız" palavraları.
Yazarın Tüm Yazıları