Dış politika ve dışlananların hamiliği

TÜRKİYE, dışlananların hamisi olmaktan, dış politika önceliklerini karıştıran bir ülke haline geldi.

Sürekli projeler üreten, ve arabuluculuk gönüllüsü bir dış politika, ama ortada bir şey yok. Çünkü derinlik yok. Türkiye’nin dış politikasındaki renksizliğin nedeni bu.

Gerek ekonomik kriz, gerek Obama sonrası dünyanın koşulları dışlayıcı değil, kapsayıcı dış politika trendini öne çıkartıyor.

Ama bu kapsayıcılık, amok koşucusu gibi her önüne gelenin koluna girmek anlamını taşımıyor.

Dışişleri Bakanı Babacan’ın, bir açıklaması bu konuyu yeniden düşünmeme neden oldu.

Bakan, Nabucco projesine Rusya’nın da katılmasını istiyormuş.

Avrupa’nın Rusya’ya enerji bağımlılığını azaltmak amacıyla ortaya atılan bu projeyi, Rusya baştan beri engellemeye çalışıyor. Anlaşılır bir şey çünkü Putin yönetimi Eski Sovyet coğrafyasının enerji kaynakları üzerindeki denetimini sürdürmek istiyor, ancak bu şekilde Rusya’nın güçleneceği hesabını yapıyor.

Bu, Rusya’nın stratejik seçimi ve onu devam ettirmeye kararlı. Duma Dış ilişkiler Komitesi başkanı bir ay önce Ria-Novosti haber ajansında yer alan açıklamasında piyasada yeni rakiplerle baş başa kalmamak için Rusya’nın çatışmaları bile göze alabileceğini söyledi. Tabii ilk akla gelen bölge de Kafkasya.

Tamam, Rusya’nın bu projeye dahil edilmesi için daha iyi bir neden olabilir mi?

Doğru.

Ama doğruyu söylemek marifet değil.

***

NABUCCO
Rusya’ya kapalı değil. Avrupa Konseyi daha bu ay başında Rusya’nın da dahil edilmesini gündeme getirdi. Bu konuda çalışmalar var.

Üstelik, boru hattı şirketi, isteyenin istediği kadar doğal gazı bu hatta yükleyebileceğini de açıkladı.

Ama Türkiye’nin proje konusundaki tavrı belirsiz. Henüz net bir startejik seçim yapılmamış gibi görünürken, bu projeden neler beklenebileceğini belirleyip, bu noktalar üzerinde çalışmak gerekirken, neden "Rusya olmadan asla?"

Rusya ile ilişkiler tabii ki Türkiye için önemli. Ama Azerbaycan örnek olabilir bize. Bir yandan Rusya ile gaz anlaşmaları imzalıyor aynı zamanda "Bu boru hattını dolduracak gaz yok bölgede" diyenlere karşı yanıtını veriyor. Nabucco’yu açıkça destekliyor (Bu iddiayı Başbakan Tayyip Erdoğan da dile getirmişti Brüksel ziyareti sırasında).

Azerbaycan Ulusal Petrol Şirketi SOCAR’ın Başkanı Hoşbaht Yusufzade, geçen hafta Perşembe günü "Nabucco boru hattını doldurmaya yetecek rezervlere sahibiz" dedi.

Azerbaycan bu projeyi destekliyor.

Bölgedeki diğer doğal gaz üreticisi ülkeler de Kazakistan ve Türkmenistan gibi, karşı çıkmıyorlar. Dünya pazarlarına çıkış yollarını çeşitlendirmek üreticilerin de işine geliyor çünkü.

***

BABACAN
, Rusya’yı dahil etmekten söz ederken, " Rusya’yı dışlayan, kuşatmışlık hissine sevk eden, rekabet çekişme havasının oluşmasına karşıyız" diyor.

Bu yaklaşım çok doğru, ama son zamanlarda Türk dış politikasında öne çıkan tek şey bu, dışlananların hamiliği.

Üstelik ne böyle bir hamilik talebinde bulunan var ne de dışlanan.

Türkiye’ye sürekli bir rol biçme ve başrolü kaptırmama endişesi, dış politikayı da havaileştiriyor.
Yazarın Tüm Yazıları