Devletin valisi devletin Ordu’su ile çatışamaz

SAHTE belgeler ile Ordu’ya karşı yürütülen savaşa, artık devletin valileri de iştirak etti.

Bu savaşa onlar demokrasi diyor.

Abant toplantısına katılan Bolu Valisi darbecileri yargılayamadığından yakınarak, sözünün sonunu ’Yes We can’ diye İngilizce bitirdi. Obama da TBMM’nde yaptığı konuşmada, pardon bize verdiği talimatlardan sonra aynı cümleyi kullanmıştı. Evet, biz yapabiliriz.(Yes we can)

Abant Toplantıları, bazen Diyarbakır’da bazen Kerkük’te yapılır. Her seferinde Türkiye’nin üniter yapısı tartışma konusu edilir.

Üniter yapının, bağımsızlık ve laikliğin Ordu tarafından savunulması bunları çok rahatsız eder. Ordu tarafından Anayasa’nın kuruluş felsefesine ait maddelerin savunulması, bunlar tarafından tehdit diye algılanır. Askeri siyaset yapıyor diye suçlarlar.

Hálbuki Cumhuriyetin temellerini oluşturan maddelerin tartışılması siyaset değildir. Devletin ortadan kaldırılıp kaldırılmaması meselesidir. Yani varlık yokluk meselesidir.

Onlar, çoğunluğu ellerinde tuttuklarına göre her şeyi yapabilirler.

Vatan Toprağını satabilirler.

Federasyona evet diyebilirler.

PKK ile masaya oturabilirler.

Ekümenliği evet diyebilirler.

GAP’ın sularını ve topraklarını yabancılara kullanıma açabilirler.

Ama ah şu milliyetçiler/ulusalcılar olmasa, Amerika’ın tüm talimatlarını halka ekonomik etkinlik gibi yuttururuz. Diye düşünürler.

Belgede bir husussa dikkatinizi çekmek isterim. Belgenin arkasındaki güçleler belgeyi hazırlarken çok ince bir hususa dikkat etmişler.

’AKP ve Gülen’i bitirme planı’ ifadesinde; AKP ve Gülen Örgütünü aynı değerde göstererek, Türk askerinin irtica ile mücadelesinin önüne set getirilmek istenmiştir.

Meşru bir kurum olan AKP ile meşru olmayan bir örgüt (cemaat) aynı kefeye konmuştur.

Amaç Gülen örgütünü meşrulaştırmaktır.

bulentesinoglu@gmail.com

Ezilmemize az kaldı

MERKEZ Bankası’nın değerli Başkanı Durmuş Yılmaz "Tünelin sonunda ışık göründü ama bu karşıdan gelen bir aracın ışığı da olabilir" demiş.

Ne büyük bir görüş ve benzetme, kendilerini bu engin anlatım yeteneklerinden dolayı tebrik etmeliyiz.

Ben bundan şunu anladım.

Ey halkımız; kriz ışığını yakmış son gaz üzerimize gelmeye devam ediyor. Daracık tünelde nasıl teğet geçsin?

Hepimiz altında kalıp, hep birlikte ezildiğimiz an bitmiş olacak. Az kaldı, hazırlıklarınızı ona göre yapın.

Hiç birisi, hiç bir şey söylemese daha iyi...

Hazır herkes ’Aşk’ (Elif Şafak) romanını okumuşken, Şuh’u içinde beklemek en güzeli... n C.DEBEL- Esnaf-K.ESAT

Yine Keçiören

KEÇİÖREN Ayvalı Mahallesi 6. Cadde üzerinde oturuyorum. (Metro Grosmarket ve Antares AVM arkası) Bu caddede geçen yaz tadilat yapılmaya başlandı. Fakat hala ışıklandırması yapılmadı ve orta refüjü yok. Bu durum yaya ve araç trafiğini tehlikeye atmaktadır. Büyükşehir Belediyesi’ne de benzer bir mail gönderdim ancak bir cevap alamadım. Diğer bir husus ise, yaz gelmesiyle beraber başlayan çim sulama işlemi sizin de gözünüzden kaçmıyordur eminim.

Sulamalarda çimden çok yol sulanıyor. Bu büyük bir israf ve trafik kazalarına zemin hazırlıyor bu yanlış sulamalar. 

Saner YILMAZ

GÜNÜN SÖZÜ

"Sayın Sağlık Bakanı Akdağ, Bilkent Üniversitesi’nde kendisini Atatürk ve merhum Türkan Saylan’ın posterlerini kaldırarak ve alkışlarla protesto eden gençleri ’3. dünyacı’ ilan edince, üzülerek ifade edelim ki protestonun dozunun artmasına neden olmuştur. Sayın Sağlık Bakanı milletinin umudu olan gençlerini ’3. dünyacı’ diyerek protesto tavırlarına gönderme yaparak küçümserken, Atatürk’ün vatanımızı onlara emanet edecek kadar güvendiğini unutmuşa benziyor. Daha da önemlisi, Sayın Bakan, moral değerleri de olan 3. dünyacılığın ülkemizdeki karşılığı olan Milli Görüş’ten geldiğini unutmamalıdır. Akdağ’ı, Türk gençliğinden özür dilemeye davet ediyoruz."

(DP Genel Başkan Yardımcısı Aytun Çıray)
Yazarın Tüm Yazıları