Derviş ve Özal modeli

TÜRKİYE bugünden itibaren bir süre de Baykal-Derviş pazarlıklarına kilitlenecek. Masaya Baykal CHP'nin lideri olarak oturuyor. Derviş'in konumu ise muğlak. Ama işin ilginci her iki tarafın da müzakereye eşit ağırlıkta oturduğu izlenimi yaygın.

Birinin ardında koskoca bir parti, bu parti için yıllarını vermiş politikacıları, bu partiye yeni ufuklar açmak için kolları sıvayan yönetimi ve muhalefeti var.

Diğerinin ise dayandığı kesim, gücü, oy potansiyeli belli değil. Birkaç seçkin ismin dışında.

Bazı çevreler, AKP'nin seçimlerde patlama yapma olasılığına karşı ordunun, ABD'nin ve Türkiye'nin AKP gerilimini kaldıramayacağını düşünen büyük sanayicinin de Derviş'in arkasında olduğunu ileri sürüyor.

Olabilir ama olmayabilir de.

Tek bildiğimiz ve kendisinin de söylediği, Türkiye'nin krizden bu yana aldığı dış borçları ödeyebilecek yapıya kavuşması için gereken siyasi yapıyı oluşturma kararlılığı.

Derviş'in siyasi misyonunda, 'Türkiye'nin borcunu geri ödemesinin garantörü' olma unsuru öne çıkıyor.

Eski dönemlerde Türkiye, dış borçlarını ödeyemez duruma geldiğinde darbeler olurdu. Böylece kitleler susturulur, sübvansiyonlar kısılır ve paralar ödenirdi.

Özal'ın köklü ekonomik reformları gerçekleştirmesini kolaylaştıran da 1980 darbesinin, muhalefetin ağzına kilit vurduğu ortam değil miydi?

Artık darbe dönemleri sona erdi. Ama Türkiye yine her kafadan değişik seslerin çıkmaması, IMF reçetelerinde öngörülen reformların savsaklanmaması gereken günlere geri döndü. Şimdi ne yapılacak?

* * *

DERVİŞ, eğiliminin CHP olduğu açıklamasını yaparken çok önemli bir noktaya değindi. Ekonomik reformların siyaseten de desteklenmesinin şart olduğunu, seçim sonrası siyaset sahnesinin şekillendirilmesi işine de bu nedenle soyunduğunu söyledi.

Bu kadar büyük bir iddiayla yola çıkan bir kişinin, herhangi bir siyasi partiye eklemlenmesi mümkün olabilir mi?

YTP macerasından sonra- ki yerinin YTP olduğu açıklamalarını kendisi yapmadı ama yapılanları da tekzip etmedi- CHP'ye yaklaşımında da pazarlık mesafesi bırakan Derviş'in farklı bir konum aradığı görülüyor.

Derviş, Özal'ın hem siyasi hem de toplumdaki iktidarına sahip olan bir pozisyon arıyor.

İş gelip, pozisyon arayışına dayandı mı o zaman söylenen güzel sözlerin, 'sol liberal' retoriğin de sihri bozuluyor.

Partileri için yıllarca neferlik yapmış olanların, siyaset koridorlarında dirsek çürütenlerin emeklerinin hiçe sayılmasını, milletvekili listelerinde yerlerini parti için bir çivi çakmamışlara bırakmak zorunda kalmalarını hiçbir zaman adalet duyguma sığdıramadım.

Tepeden inmeciliğin en tepe örneği olan bu uygulamayı içine sindiren bir sistemde gerçek demokrasi hele de sosyal demokrasiden söz edilebilir mi?

* * *

TÜRKİYE'nin her tarafından öfke yükseliyor. İşsizlik, önünü görememezlik, doğal felaketler, devlet hizmetlerinin yetersizliği ve daha birçok gerekçesi var bu öfkenin. İnsanlar bir an önce sorunlarına çözüm istiyor.

Umuyorum bugün Baykal ve Derviş bu öfkenin farkında olarak masaya oturup, uzlaşma zemini yaratırlar.
Yazarın Tüm Yazıları