Depresyon kilo bağlantısına dikkat!

Depresyon sık karşılaşılan psikolojik sorunlardan biri. Özellikle kadınlarda eskiye oranla daha çok görüldüğü konusunda doktorlar fikir birliği içinde.

Genellikle, 30-60 yaş grubundaki kadınları ilgilendiren bu önemli psikolojik problemin yol arkadaşlarının biri de kilo problemi. Depresyona giren hanımların çoğunda kilo kontrolü de bozuluyor. Bu önemli bir sorun.
Önemli çünkü bu tatsız gelişme depresyonu kötü yönde etkiliyor. Kilo almanın keyifsizlik ve mutsuzluğu hastaları daha da mutsuz ediyor. Neticede, kilo sorunu depresyonun derinleşmesine, ağırlaşan depresif reaksiyonlar ise bedenin daha çok yağlanmasına sebep oluyor. “Birbirini tetikleyen olumsuz bir gidiş, bir kısır döngü” başlıyor, iki problem birbirinden beslenmeye başlıyor.

DEPRESYON İLAÇLARI DA KİLO ALDIRABİLİYOR

Depresyon kilo ilişkisindeki bir problem de şu: Tedavide kullanılan ilaçların pek çoğu -antidepresanlar- kilo almayı hızlandırıyor. Bu ilaçların özellikle bazıları var ki, onları kullandığınızda tedavinizi kilo almadan sürdürebilmeniz neredeyse bir mucize haline gelebiliyor. Ama bu bilgi keyfinizi hemen kaçırmasın: Kilo kazanımına neden olmadan depresyonu kontrol altına alabilen ilaçlar da var psikiyatrilerin elinde.
Özetle, “depresyon-kilo” ilişkisinin pek çok farklı yönü var ve özellikle kadınlarda kilo probleminin ardında gözden kaçmış bir depresyon sorunu yatabiliyor.
Bu bakımdan hastaların da doktorların da dikkatli olmaları lazım. Eğer kilo sorununuza “giderek derinleşen halsizlik, bitkinlik, keyifsizlik, gün boyu süren yorgunluk, uyku bozuklukları, bellek zayıflamaları, odaklanma güçlükleri, öğrenme problemleri, nedensiz-anlamsız duygusal ataklar, öfke-sinir nöbetleri, ağlama krizleri” gibi ruhsal işaretler eşlik ediyorsa, hele bir de bu belirtilere ek olarak olur olmaz zamanlarda “yeme atakları” yaşıyorsanız, gözden kaçmış bir depresyon hastası olabileceğiniz aklınızda olsun.

Sonbahar detoks zamanıdır

Tatil boyunca biriktirdiğiniz fazla kiloları vermek, beden ve ruhunuza yeniden nefes aldırmak istiyorsanız bu günlerde kısa süreli bir sonbahar detoksu planlayın.
Her zaman her yerde uygulayabileceğiniz yedi günlük bir “kolay detoks” programının ipuçları şunlar olabilir: 7 gün kahve, siyah çay, kolalı içecek, kafeinli içecekleri kullanmayın.
Bol bol maden suyu veya mineralden zengin su tüketin. Papatya, ıhlamur, melisa, tarçın çaylarını deneyebilirsiniz. Detoks kürü süresinde şeker eklenmiş içecekleri unutun! Sofranızdan şekeri tümüyle kaldırın.
Sebze ve meyve ağırlıklı bir beslenme planı yapın. Ağır bedensel aktivitelerden uzak durun. Sık ve az yiyin. Zeytinyağından başka yağ kullanmayın.
Deniz ürünleri, yağsız kuzu eti, tavuk veya hindi eti yiyebilirsiniz. Bamya, lahana, domates, enginar, ıspanak, kıvırcık, karnabahar, havuç, kereviz öncelikli sebze seçimleriniz olsun.
Tavsiye edilen detoks meyve sebzeleri ise şunlar: Böğürtlen, elma, armut, erik, kivi, nar, şeftali ve kavun.

Tiroit bezi: Metabolizmanın merkezi

Tiroit bezinin ürettiği T3 ve T4 temel metabolizma hormonlarıdır. Bu hormonların üretimi azalır ya da çoğalırsa metabolizma bundan ciddi ölçüde etkilenir hatta zarar görür.
T3 ve T4 az üretildiğinde (hipotiroidi) metabolizma yavaşlar, kilo alma, kilo vermede zorlanma, cilt kuruluğu, kabızlık, yorgunluk, halsizlik, hatta depresyon benzeri ruhsal problemler başlar. Tersine T3 ve T4 fazlaca üretilirse önlenemeyen kilo kaybı, çarpıntı, terleme, titreme, sinirlilik, uykusuzluk sorunları ön plana çıkar.
Yıllık sağlık kontrollerinizde tiroit bezinizin fonksiyonel durumunuzu araştıran testleri (TSH, T3, T4) yaptırmayı unutmayın.
Özellikle gizli bir tiroit problemini keşfetmek için bu taramaları yaptırmanızda fayda var.
Son yıllarda “gözden kaçmış gizli hipotiroidi” hastalarının sayısının arttığı ve bunların çoğunun farkına varılmadan kilo sorunu ve depresyon yanlış tedavilere yönlendirdiği düşünülürse sorunun önemi daha da iyi anlaşılacaktır.

SRT-1720 uzun ömür hapı olabilir mi?

Resveratrol en çok üzümde bulunan bir madde.
Ünlü biyolog David Sinclair, 2000’li yıllara girerken yaptığı araştırmalarla resveratrolün uzun yaşamı kolaylaştıran genleri olumlu yönde etkilediğini ileri sürdü. O zamandan bu yana üzüm çekirdeği özleri, üzüm suyu ve resveratrol hapları popüler hale geldi. Dr. Sinclair resveratroldaki ana etkinin SRT-1720 isimli bir molekül olduğunu iddia ediyor ve sirtris adını verdiği bu molekülün uzun ömür hapı olabileceğini düşünüyor. Konu şimdilik daha çok araştırılmaya muhtaç ama SRT-1720 ya da resveratrolün tek başına “ömür uzatan hap” olma ihtimali oldukça az.

B12, kilo kaybını hızlandırıyor

Amerika’da yapılan yeni bir çalışmanın sonuçları, B12 desteklerinin kilo kaybını hızlandırdığı gösterdi. Beslenme alanında yaptığı araştırmalarla tanınan Tufts Üniversitesi uzmanlarına göre, kilo programlarında ilave B12 desteği kullanmak, bu vitaminin karbonhidratların yanmasını kolaylaştırdığından, kilo kaybını hızlandırabiliyor.
Yazarın Tüm Yazıları