Dallara kiraz bastı haberin var mı?

Gazeteci olmanın en zor taraflarından biri, her Allah’ın günü, bütün gazeteleri okumak, bütün haberleri izlemek, bütün ajansları takip etmek zorunluluğudur.

Memleket ahvali düşünülünce takdir edersiniz ki bu enikonu sinir bozucu, ülsere gebe, hatta kanserojen bir durumdur.

Sizden tatlı ve cadı olmasın, bizim Alışveriş Cadısı Banu (Tuna) söylenip duruyordu: ‘Ay yine bunalıma gireceğim!’

Dakikada 15 espri üretmeye muktedir bir arkadaşımız cevabı anında oturttu: ‘Akranların AB’ye girdi, sen hálá gire gire bunalıma giriyorsun!’

Tam o sırada burnumu gazetelere gömmüş homurdanmakta olduğum için anında atlangaç pozisyonuna yazıldım: ‘Kim giriyormuş AB’ye kiiim? Avrupa nere, biz nere? Biz girsek girsek çarşafa gireriz be!’

Gözümüz aydın, bizimkiler Meclis sıralarında uyuklaya uyuklaya YÖK yasasını geçiriverdiler biliyorsunuz.

Bunun yanında o evlere şenlik, o sakil müstehcenlik maddesi, mıhhh gibi duruyor. A, pardon, bilimsel yayınlara müsaade çıktı, yani böyle de pozitif bilimden yana, aydın ve sair zatlar... Eksik olmasınlar...

Sanata soyunmaya niyetlenenlerin haberi olsun: Bundan böyle iki-üç tane kıllı ve kıllanan adam, oturdukları yerde bir yandan burunlarını karıştırıp, bir yandan da rahat rahat; ‘Hmmm, hödö, bu resimde yuvarlak hatlar var. Sanırım sanatçı kalçalara bir gönderme yapmış, iyisi mi biz bunu yasaklayalım; zaten geçenlerde TV’de gördüm, herif kırıtıyor; eşcinsel meşcinsel olabilir’ şeklinde müdahalede bulunabilirler eserlerinize.

Siz iyisi mi makrame öğrenin; kanaviçe işleyin, öyle sanatla manatla, eften püften konularla vakit yitirmeyin. Taassuba gelin...

Okumuşsunuzdur: TCK altkurulunda görevli Doç. Dr. İzzet Özgenç, Nuh dedi, peygamber demedi, sanatı çarşafa sokmayı becerdi. CHP’li Orhan Erarslan müstehcenlik maddesi düzenlenirken, bilimsel, sanat ve edebi değere sahip eserlerin bu hükümden istisna tutulmasını önerdi. Ama yok, n’ayır efendim, kabul edilmedi. Üstelik CHP’lilerin itirazı olmasa, hani Özgenç’e kalsa, zina yeniden suç kapsamına girmek üzereydi. ‘17. yüzyıl cezacılarından betersiniz’ diyerek toplantıyı terk eden Eraslan’a saygılarımızı sunmak isteriz.

Özgenç’e de selámetle diyelim; bu kafayla, anca gidersiniz...

Ne diyebiliriz?..

Komiksiniz, komik... O kadar komiksiniz ki komik bile değilsiniz...

Gölgenizden korkuyorsunuz. Hayat işte, patır patır patlıyor dışarıda. Dallara kiraz basmış, insanlar sahillere koşmuş, bünyeye aşk basmış...

Ne yapabilirsiniz?

Size kalsa, sokakta öpüşenleri yaka paça içeri alacak, adamı falakaya yatıracak, kadını da kulağından tuttuğunuz gibi zührevi hastalıklara kontrole yollayacaksınız.

Size kalsa, kitapları, resimleri meydanlarda yakacaksınız.

Size kalsa, topumuzu çarşafa sokacaksınız.

Ama o kadar kolay değil. Şimdilik belki ama meydan sonsuza dek size kalmaz, bilesiniz...

Zira ne hayatın ne de evrimin önünde durabilirsiniz.

Sizin hükümranlığınız, bir-iki dönem ya sürer ya sürmez.

Sanat dediğiniz ise, sizi, bizi, hepimizi gömer; sanat hani, şu üstüne tükürmeyi iş edindiğiniz...
Yazarın Tüm Yazıları