Çözüm, kadınları evde bırakmak mı?

TAYYİP Erdoğan'a adaylık yolunun açılması, seçmen olarak konuşmalarına ve önerilerine daha titizlikle eğilmemizi gerektirir diye düşünüyorum.

AKP'nin, iktidara gelmesi halinde başörtüsü sorununu nasıl aşacağını öğrenmiş bulunuyoruz.

Başörtülüleri kamu alanlarının dışında tutarak.

Başörtülü eşlerini resmî davetlere götürmeyeceklermiş, böylece gereksiz gerilimler yaşanmayacakmış.

Çözüm, toplumsal yaşamda kadınlardan feragat etmek mi?

Türbanlı oldukları için dışlanan kadınlara karşı ayrımcılığa, o türbanda ısrar eden erkeklerin de katılmaları ne tuhaf.

Bir kadın olarak bu durumu kabul etmem mümkün değil.

Aslında, başörtüsü meselesine akılcı bir çözüm getirme cesaretini göstermek yerine başörtülüleri, yeri geldiğinde siyasi bir konu olarak kullanmak üzere evlere tıkamak bazı çevreler için o kadar doğal ki, bunu bir çözüm olarak görebiliyorlar.

Bu çevrelerde kadının yeri zaten evi.

Ama seçimler öncesi gece gündüz çalışan, kapı kapı dolaşıp partileri için propaganda yapan türbanlı kadınların da mı söyleyecek bir şeyleri yok?

Türbanı savunmak için okullarından, işlerinden olan, toplumsal hayatın kenarında kalan kadınlar AKP'nin gerilim yaratmama formülünü benimsiyorlar mı?

Pekiyi bu nereye kadar gidecek?

Aslında bu soru bugün AKP ile ilgili esas soru. Türbanlılar da soruyorlar bunu. Nereye kadar gerilim yaratmamak için sahip çıktığımız sorunları erteleyeceğiz? diyorlar. AKP'de laikliğe karşı tehdit riski görenler de, bu geçiştirmeciliğin iktidar koltuğunda sona erebileceğini düşünüyorlar.

Öyleyse çözüm ne?

* * *

EVET ne yapalım? Doğrusu hazırda bir formülüm yok.

Türbanlı eşler resmi davetlere katılırsa ne olur?

Böyle bir sahneyi gözümün önüne getirince, olamayacağını daha iyi anlıyorum. Türkiye'yi temsil etmiyor o resim.

Dünyanın birçok ülkesindeki kadınlardan çok daha önce medeni haklara kavuşmuş olan, dini, toplumsal ve ekonomik alanda özgürlüklerle tanışmış olan Türk kadınını temsil etmiyor, örneğin bir AB Zirvesi'nde çekilen aile resmindeki türbanlı eş.

Hiçbir Orta Asya Türk cumhuriyeti böyle bir resim vermiyor.

Kaldı ki, Irak, Mısır, Suriye, Ürdün, Tunus gibi önemli Arap ülkelerinde bile protokolde eşlerinin yanında yer alan kadınlar dini inançlarını kamusal alana taşımıyorlar.

Dini tartışmalara girmek istemiyorum. Olurdu olmazdı, nerede ne yazıyor, kim ne demiş bilmiyorum. Ama bildiğim bir şey var, eğer AKP, 1950'lerin Demokrat Partisi'nin misyonuna soyunacaksa çizgisini berraklaştırmak zorunda.

* * *

BAŞINIZI açın demek zor bir şey. Böyle bir şeyi ben söyleyemem. Ama bir siyasi önderlik yapabilir. Nitekim MHP yaptı. Türbanlı milletvekili adayını siyaset dışına itmedi, onun yerine bir erkeği, ya da başı açık bir kadını getirme tercihi de yapmadı.

Baş örtülü kadına da siyaset yapma olanağı verdi ve onu Meclis'e taşıdı. Ama yasaların ve kuralların içinde kalarak gerilim yaratmadı.

AKP'li siyasetçiler de aynı yürekliliği gösterebilirler ve gerilimlere karşı çözümü başörtülü eşlerini evde bırakarak değil, çağdaş Türkiye resmine uygun kıyafetleri içinde protokoldeki yerlerine taşıyarak sağlayabilirler.
Yazarın Tüm Yazıları