Paylaş
Öyle bir ülkede yaşamak zor.
Çünkü, orası cennet gibi. Alışık olmadığımız bir bahçe .
Her şey kurala bağlı, her şey düzenli, insanların büyük çoğunluğu düzgün, terbiyeli, başkalarına saygılı. Bağırmak, çağırmak, tepmek, tepelemek, olur olmaz laf etmek hayli ender.
Öyle bir ülkede yaşamak zor.
Çünkü, orası cennet gibi. Alışık olmadığımız bir bahçe.
Hele öyle bir ülkede gazetecilik, o nasıl söz, ağzından yel alsın, adam sıkıntıdan patlar.
BOĞUŞMAK VARKEN
Oysa her gün, yılın 365 günü bir skandaldan öteki felakete, bir yolsuzluktan ölümcül bir ihmale yolculuk.
Argoyla karışık, ülkeyi yönettiklerini sanan büyüklerimizin eksilmeyen kavgaları, gürültüleri, hepimizi irkilten nutukları.
Öyle bir ülkede yaşamak zor.
Burası bizim ülkemiz.
Hergün, hepimiz birbirimizle kıyasıya boğuşuyoruz. Hiçbir şeyi paylaşamıyoruz. Hep biz haklıyız. Çünkü, elbet, ne var bunda, hep biz biliyoruz. Onur, gurur sadece bizde var.
Bu ülke bizim ülkemiz, bir yanıyla cennet. Hep söylüyorum, gazetecilik cenneti.
Nereye baksan haber, nereye el atsan haber, çal kapıyı haber, aç kapıyı haber. Günde bir değil, üç yazı yaz, malzemeden bol ne var.
Nazım’ın dediği gibi, “bu cennet, bu cehennem bizim”.
Hepimiz yorgun düşüyoruz. Ülke yorgun, sen yorgunsun, ben yorgunum.
Biraz dinlenmek gerekiyor.
Bir süre sonra buluşmak umuduyla şimdi mola zamanı.
Paylaş