Cehalet her yerde bozguncudur

İSVEÇLİ Parlamenter Per Gahrton'un, bir seminer bağlamında İstanbul'da bulunması ve Ermenistan'ın Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü nezdindeki Daimi Temsilciliği'nin açılış davetine katılmış olması çok güzel bir tesadüftür.

Dünkü Hürriyet'te yazı işlerimizin bu konuyla ilgili habere attığı manşet, olayı çok güzel özetliyor. Medeniyet Dersi.

Henüz tarihçilerin bile üzerinde uzlaşamadıkları konularda, kendisinin en doğrusunu bildiğine inanarak hazırladığı raporla, Avrupa Parlamentosu'nu Türk tarihi hakkında karar verme yanlışına sürükleyen bu kafa, cehaletin Avrupa'daki örneğidir. Ve ister Türkiye'de, ister Avrupa'da olsun cehaletin, bozguncu karakterini sergileyen çarpıcı bir örnektir.

Ermenistan'ın KEİB nezdindeki daimi temsilcisi Arsen Avakyan ile dün sabah söyleşi yaptım. İlk sorum, İsveç Yeşiller Partili parlamenter Per Gahrton'un açılışa davetli olup olmadığıydı.

'Hayır. Kapıda el sıkıştık ama o kişinin o olduğunu ben de sonradan öğrendim.'

Rapor konusundaki görüşleri ise şöyleydi: 'Ben burada Karadeniz Ekonomik İşbirliği örgütü çerçevesinde bulunuyorum. İkili ilişkiler konusunda konuşmaya yetkim yok. Ancak, bizim Türkiye ile ilgili resmi görüşümüz şudur. İki ülke arasında diyalogu başlatalım. Önkoşulsuz bir diyalog. Cumhurbaşkanımız söyledi, diyalog lazımdır. Hem soykırım hem diğer sorunları bu diyalog içinde ikili düzeyde çözeriz. Bu diyalog olmadığı için, üçüncü tarafların sesi çıkıyor.'

* * *

DİYALOG
şart ama ya işgal altındaki Azerbaycan toprakları? Ermenistan ile iyi komşuluk ilişkilerine her zaman inanmış olmama karşın, Türkiye'nin Azerbaycan'ın hakkını koruma sorumluluğu olduğunu da düşünürüm.

'Bu sorunlar, diyalog sürecinde daha rahat ve etkili biçimde ele alınabilir' diyor Avakyan 'Üstelik, Azerbaycan ile Ermenistan arasında en üst düzeyde diyalog sürüyor. Bizim cumhurbaşkanlarımız görüşüyorlar. Bir tek Türkiye ile hiçbir ilişki yok. Bu ilişki eksikliğinden en büyük zararı iki ülke görüyor. Ekonomik zarar bu. Ermenistan'da Türk mallarına çok rağbet var. Ama bunlar ya Gürcistan ya da İran üzerinden giriyor. Bizim tüketicimiz çifte gümrük vergisi veriyor. Oysa, bölgede Karadeniz Ekonomik İşbirliği ruhunun öngördüğü biçimde gerçek serbest dolaşımı sağlayabilsek hepimiz için büyük olanaklar doğacak. Bu birliğin üzerine siyasi birlik de kurabiliriz Avrupa gibi.'

* * *

TÜRKİYE
'de ilk Ermenistan temsilciliği 1919'da, Perapalas'ta verilen büyük bir davetten sonra İstanbul'da Haláskárgazi Caddesi'nde açılıyor. Aynı dönemde Atatürk Hükümeti Erivan'da Büyükelçilik açıyor. Kars ve Gümrü'de konsolosluklar görev yapıyor. 1924 yılında temsilcilik yetkisi Sovyetler Birliği'ne geçince de temsilcilikler kapanıyor.

Bu, Ermenistan'ın Türkiye'de açtığı ikinci temsilcilik. Türkiye, Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü'nün ev sahibi ülkesi. Diğer üyeler, kendi elçilik ve konsoloslukları içinde temsil ediliyorlar. 'Bizim Türkiye'de Büyükelçiliğimiz olmadığı için Daimi Temsilcilik açan ilk KEİB ülkesiyiz' diyor Avakyan.

* * *

AVRUPA
Parlamentosu'nun Kafkasya raporu, Türkiye'nin Avrupa ile ilişkilerini etkilemez. Ama bazı soruları kendimize sormamıza yarayabilir. Örneğin, eğer Avrupa Parlamentosu'nda Türk milletvekilleri olsaydı, bu rapor böyle çıkar mıydı?

Eğer Ermenistan halkı ile aramızda daha yakın ve ekonomik işbirliğine dayalı etkili ilişkiler bulunsaydı, soykırım lobisi bugünkü kadar etkili olabilir miydi?
Yazarın Tüm Yazıları