Can yakan faiz yerinde duruyor

"FAİZ düşmemiş ki, bizi asıl yakan o faiz, faize çare yine yok".

Bu, dün en çok dile getirilen cümle. Kredi kartı borcuna uygulanan faizden söz ediliyor.

Ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan kredi kartlarıyla ilgili önlemleri açıklıyor dün.

Ateş düştüğü yeri yakıyor. Belli bir kitlenin en büyük yaralarından biri, ödenemeyen kredi kartı borçları. Hükümetin konuya eğilmesi yerinde.

BAZI RAKAMLAR

Babacan’ın açıklamasında yer aldığı gibi, 874 bin 657 kişi kredi kartı borçlusu.

Toplam kredi kartı borcu 3 milyar 107 milyon lira ya da 1.5 milyar dolar. Kredi kartı sahiplerini acıtan borç miktarı. AB ülkelerinde böyle borç yok.

Ekonomik krizle birlikte, zaten ödeme güçlüğü içinde bulunan bir milyona yakın insan, borç faizinin altında iyice eziliyor.

Babacan dün borçlara çözüm olarak, hükümetin ödenemeyen borçlara binen faizin faizini kaldırdığını açıklıyor. Taksit sistemi getiriyor. Bu da, bir şey.

Ama, asıl sorun ana borçlara uygulanan faizin yüksek olması, hükümet ona dokunamıyor.

MÜTHİŞ FARK


Kredi kartlarına uygulanan faizi Merkez Bankası belirliyor. Tıpkı, döviz kuru gibi. Sonra faiz, döviz gibi, piyasada dalgalanıyor.

Bankalar faizi serbest piyasada biraz yükseltiyor. Merkez Bankası’nın belirlediği aylık faiz yüzde 3.96. Bankalar bu faiz oranını yüzde 4.71’e kadar yükseltiyor. Yıllık yüzde 50’ye varan faiz.

Yıllık enflasyon yüzde 10, kredi kartı faizi yüzde 50. Aslında, kredi kartı faizi dünyanın her yerinde yüksek. Ama, bizdeki gibi, enflasyonla faiz arasındaki bu müthiş fark, başka yerde yok. İnsanlar buna isyan ediyor.

Açıklanan kararlarda bu isyana çare yok.

Kredi kartı, adı üstünde, ödeme aracı, geçici bir kredi. Faiz yüksek, çünkü kredi kartı kullanımının mümkün olduğu kadar az olması isteniyor. Ne var ki, kutsal pratik ters işliyor. İnsanlar şakır şakır kredi kartı kullanıyor, olmayan paralarından. Sonra aile faciaları yaşanıyor.

Hükümet faizi indiremiyor, sorunun can alıcı yerine dokunamıyor, bankalar karşısında yenilgi alıyor.

Bunun çaresi var. Merkez Bankası faizi düşürecek, o bankaların uygulamasına yansıyacak. Neden hálá aylık 3.96 gibi yüksek bir oran, anlamak güç.

İran’da sandıkların sırrı

TAHRAN’da yaşayan İran’lı arkadaşlarımı arıyorum. Cumhurbaşkanlığı seçiminde o arkadaşlarımdan bazıları Ahmedinejad, bazıları Musavi için oy kullanıyor. Ama, iki taraf ortak noktada birleşiyor:

"İslam Devriminden bu yana, bir seçim sonrasında ilk kez böyle bir sıkıntı yaşıyoruz, genel huzursuzluk var ve artıyor."

Olaylar, tutuklamalar TV görüntülerine zaten yansıyor. Arkadaşlarım TV’lere yansımayan bir başka gerçeği dile getiriyor:

"Hangi sandıkta, ne kadar oy kullanıldı, o sandıkta kim, kaç oy aldı, bugüne kadar hálá açıklanmadı, bu otuz yıldır ilk kez oluyor. Bu da seçimde kuşkuları artırıyor."

Bir ülkede seçimlerin dürüst yapılıp yapılmadığı uluslararası gözlemci raporlarıyla belirleniyor. Genellikle AGİT (Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı) gözlemcileriyle. Ancak, İran AGİT üyesi değil. Onun için İran seçimlerinde AGİT gözlemcisi yok.

İran halkı kaderiyle baş başa.
Yazarın Tüm Yazıları