Çamur deryasından doğan tekstil üssü

Daha düne kadar, tekstil merkezi denince akla, İstanbul’un Mahmutpaşa, Merter ve Osmanbey gibi semtleri gelirken, şimdi Ankara’nın Balgat semti ilk sırada söyleniyor. Zira, Ankaralı tekstilciler atağa geçti ve İstanbul’un iç piyasadaki üstünlüğüne son verdi.

Peki bu birinciliğin altında yatan sebep ne? Lafı fazla uzatmadan cevabı hemen vereyim. İstanbul’un tekstil firmalarının ağırlıklı olarak ihracata yönelmeleri ve iç piyasaya yönelik üretim yapan firmaların da koleksiyonlarını Laleli esnafına hitap eden tarzda değiştirmeleri. Hal böyle olunca da, Balgat’lı tekstilciler hiç beklemedikleri bir başarıyla buluştu. Sonuçta Başkentli tekstilciler ihracatın yanında, Türkiye’nin her yerinden gelen iç piyasa taleplerini de karşılamaya başladı.

Ankaralı tekstilcilerin "Balgat tarihi" aslında 1970’li yılların ortalarına dayanıyor. İlk olarak Ankara’nın meşhur Dörtel firması 1974’de 22 bin metrekarelik bir alana sahip fabrikasıyla Balgat’ı yeni üretim adresi olarak seçiyor. Dörtel’i kısa sürede Karton, Desen, Ekol, Seçil, Modailgi, Tüzün firmaları takip ediyor ve zamanla semtteki tekstil fabrikalarının sayısı 130’u geçiyor. Bu sayı, kısa bir süre öncesine kadar siyasi partilerin merkezi olarak bilinen Balgat’ı bir tekstil üssü haline dönüştürüyor.

Bu arada yan yana dizilen showroomlara ise her geçen gün bir yenisi ekleniyor. Hatta bir çok İstanbullu ünlü marka Ankaralı tekstilcilerin yarattığı bu pazardan pay kapmak için dev yatırımlar yapıyor.

Balgat’ın bir tekstil üssüne dönüşüşünün öyküsünü Ankara Giyim Sanayicileri Derneği Başkanı Canip Karakuş şöyle anlatıyor: "Biz buralara ilk geldiğimizde gecekondudan başka bir şey yoktu. Kumaşçı arkadaşlarımız geldiğinde, çamur içindeki caddeyi özel aldığımız çizmeleri giyerek geçerlerdi. Ancak zamanla Balgat bir moda merkezi haline geldi. Şimdi burada 150’ye yakın firma var ve yaklaşık 8 bin kişi çalışıyor."

Karakuş, Ankara’nın özellikle kadın giyiminde iç piyasa üstünlüğünü ele geçinmesini ise üyelerinin modayı ve teknolojiyi yakından takip etme kararlılığına bağlıyor. Canip Bey, "Beş sene önce AGSD’ni kurduk. Derneğin kurulmasıyla birlikte, bayan giyimi ve trikoda hızla bir numaraya yükseldik. Şu anda Türkiye iç piyasasının büyük bir çoğunluğunu biz karşılıyoruz." diye konuşuyor. Ayrıca Ankaralı tekstilcilerin, bayan giyiminde modayı İstanbul’dan daha iyi takip ettiğini, Türkiye’de en kaliteli malın Ankaralı firmalar tarafından üretildiğini de savunuyor.

Tüzün Giyim’in sahibi Tüzün Mirza ise sürecin Ankara’nın lehine değişimini, "İstanbul’da çok büyük ihracatçı firmalar var. Ama eskiden iç piyasada da üstünlük tamamen İstanbul’daydı. Ankara bu son dört yılda özellikle daha çok iç pazarda İstanbul’un önüne geçmeye başladı. Çünkü, neredeyse on yıldır Osmanbey’deki, Şişli’deki o üreticiler Laleli piyasasına yönelik koleksiyonlar yapmaya başladılar. Bu süreç, iç piyasadaki güçlerini kaybetmelerine neden oldu. O müşteriler de yavaş yavaş Ankara’ya kaydı. Ankara’ya kayınca da herkes Balgat’ı üs olarak seçti" şeklinde özetliyor.

Güncel gelişmeler seksin önüne geçti

Yaklaşık 4 yıl önce meslektaşım Recep Tanıtkan’ın güzel bir haberi yayınlanmıştı.. www.kurandaara.com sitesinde "bizim insanımız en çok hangi soruların cevabını arıyor" diye araştırma yapılmış ve ilk sıraları cinsellikle ilgili kelimelerin aldığı ortaya çıkmıştı. İlk yirmi soru arasında, oral seksten mastürbasyona, zinadan ters ilişkiye kadar birçok cinsel içerikli soru yer almıştı. Hatta bu tür sorularına Kuran’da yanıt arayanlar, ilk üçü bile zorlamıştı.

Geçen gün merak edip aynı siteye girdim ve sıralamanın değişip, değişmediğine baktım. İlk yirmi arasında "Namaz" kelimesinin ilk sıraya, "Oruç"un ise ikinci sıraya yerleştiğini gördüm. Üçüncülük kürsüsünde ise "Zina"nın hakimiyetine tekrar tanık oldum. Son rakamlara göre, siteyi tıklayan 813 bin kişi Kuran’da "Namaz"ın karşılığını ararken, yaklaşık 214 bin kişi de "Oruç" hakkında bilgi sahibi olmaya çalışmış. Yine tüm zamanlarda 164 bin kişiyle "zina" üçüncülüğe yerleşmiş.

İlgimi çeken bölüm ise kadınların örtünmesi üzerine sorulan soruların azlığıydı. Sadece 38 kişi "Kadınlarda örtü"yü sorarken, 28 kişi "Örtünme"nin Kuran’daki karşılığını aramış. Anlayacağınız, vatandaşımızın soru yağmuru arasında dini bilgi ve farzlar ilk sıraları alırken, cinsel içerikli arayışlar artarak devam etmiş. Bu arada oral seks, mastürbasyon, ters ilişki gibi sorular, dolayısıyla da cevapları siteden kaldırılmış.

Müjde Ar aşkına gerçek gibi tatbikat

Geçenlerde verilen bir davette Müjde Ar ve eşi Ercan Karakaş ile koyu bir sohbete dalmıştık. Uzun yıllara dayanan dostluğumuz ise hoş anıları hatırlamamıza neden olmuştu. Müjde Ar ve ben anlattıkça da çevremizdeki insan halkası yoğunlaşmaya, kahkaha sesleri daha da yükselmeye başlamıştı. İşte, o hoş anılardan biri...

Müjde Ar’ın fırtına gibi estiği seksenli yılların başıydı. Bir yandan film, diğer yandan sahne çalışması yapan Ar, sosyal etkinliklerini hiç ihmal etmezdi. İşte o etkinliklerden birinde, askerlerin sosyal aktivitesine katkı sağlamasından dolayı Etimesgut’taki karargahta kendisine teşekkür şildi verilecekti. Karavanadan yenilen yemek sonrası, bahçedeki çardak altında içilen kahveler ve yapılan sohbetler, biraz sonra yanımıza gelen iki komutanın anlattıklarıyla kahkaha tufanına dönüşmüştü.

O gün tatbikat vardı ve eğitimin bir parçası olan bu etkinlikte, askerler tam teçhizatlı olarak savaş oyunu gerçekleştirecekti. Tatbikat start aldığında her zamankinden farklı bir şeyler oluyor, silah elde taarruza geçen askerler kendilerini uçarcasına yere atıp, sipere uzanıyor, adeta Rambo filmlerindeki gibi sahneler yaşanıyordu.

Onlardaki bu istek ve hareket komutanlarını da şaşırtmış ve kısa bir süre sonra işin aslı anlaşılmıştı. Müjde Ar’ın gelişini gören askerler, tatbikat esnasında film çekileceği dedikodusunu yaymış ve tüm birlik kameralara daha iyi görüntü verme telaşı içine girmişti. Eh, ne de olsa Yeşilçam ayaklarına kadar gelmişti. Her şey iyi hoştu da, bu dedikoduya inananlar, kafalarını şöyle bir kaldırıp "Kamera var mı, yok mu?" diye bakmamıştı. Üstelik Müjde Ar, tatbikat alanının yanından bile geçmemişken.

İşte, eşine siyasi faaliyetlerinde yardımcı olmak amacıyla Ankara’ya gelen Müjde Ar ile bu anıyı paylaştık. Zira, ekrandan haber programlarını izlerken birçok Amerikalı ve İngiliz askerin, kendilerini halen Hollywood filminin bir aktörü zannettiği kanısına vardık.
Yazarın Tüm Yazıları