Bu ilaçlara aman dikkat!

Türkiye’de 2000’li yıllara girerken 2-3 milyar doları geçmeyen yıllık ilaç harcaması, ilaç savurganlığı, yanlış ve bilinçsiz ilaç kullanımı ile 15 yılda beşe katlandı. Yanlış kullandığımız, gereksiz yere yuttuğumuz ya da çöpe attığımız yüzlerce kutu ilaç var. Bu yazıda özellikle üç ilaç grubuna dikkatinizi çekmeye çalışacağım...

Haberin Devamı

İLAÇLAR, doğru yer ve zamanda, doğru dozlarda kullanılınca hastalıkları iyileştiren, hatta bazen bize neredeyse hayatımızı geri verebilen moleküllerdir. Ne var ki, ülkemizde ciddi bir ilaç savurganlığı, yanlış ve bilinçsiz ilaç kullanımı problemi var. Bu kötü gelişme, bu sağlıksız gidiş yalnızca sağlığımızı bozmakla kalmıyor, ülkemiz ekonomisine de zarar veriyor. Türkiye, uluslararası ilaç üreticilerinin iştahla baktığı, pazara girmek için can attığı ülkelerin başında geliyor. 2000’li yıllara girerken 2-3 milyar doları geçmeyen yıllık ilaç harcamamızın, 15 yılda beşe katlandığı göz önüne alınırsa, bu iştahın nedenini anlamak zor değil. Ben, sorunun ekonomik yanından çok “sağlık boyutunu” önemli buluyorum, ve çok iyi biliyorum ki ciddi bir çalışma yapılsa, ilaç tüketimimiz en az yarı yarıya azaltılabilir. Yanlış kullandığımız, gereksiz yere yuttuğumuz ya da çöpe attığımız yüzlerce kutu ilaç var. Bu yazıda özellikle üç ilaç grubuna dikkatinizi çekmeye çalışacağım.

VARAN 1

Haberin Devamı

Statinlerdeki şeker tehdidi

BIRKAÇ yıl önce, kardiyologlarının önerdiği kolesterol ilacını kullanmaya başlayan, 3 aylık şeker ortalaması Hemoglobin A1c değerlerinde ciddi bir yükselme olduğunu gördüğüm hastalarıma, bu ilaçları kullanmak zorunda olup olmadıklarını kardiyologlarıyla bir kez daha tartışmalarını önermiştim. İki hastam, ilaçları bıraktıktan iki ay sonra HbA1c değerlerine yeniden baktırdı. Son üç ayın kan şekeri ortalamasını gösteren bu test, kolesterol hapları kesildikten sonra yeniden normale döndü.
Hanımlar risk altında
Bu sonuca hiç şaşırmadım. Çünkü, 2000’li yılların başından bu yana statin içeren kolesterol haplarının, yaşı elliyi geçenlerde, özellikle menopoz dönemindeki kadınlarda kan şekeri yükselmesine yol açabileceğini gösteren bulgular yayınlanıyordu. Hastalarım da kan şekerleri normal, kiloları sağlıklı, menopoz dönemini keyifle geçiren hanımlardı.
Her tip statinde var
Bu yılın ocak ayı başında yayınlanan yeni bir çalışma da, kolesterol ilaçlarının kan şekerini yükseltebileceği konusunu yeniden gündeme getirdi. Araştırmanın sonucuna göre kolesterol hapları bazı hastalarda kan şekerini ve HbA1c’yi yükseltebiliyor, şeker hastalığı riski belirgin olarak artıyordu. Üstelik bu etki statin grubu ilacın rovastatin, atorvastatin, simvastatin içerip içermediğine de bağlı değildi. Statinlerin, bu olumsuz etkileri ilacın her tipi için geçerliydi.

VARAN 2

Haberin Devamı

Gastrit ve reflü için ezbere hap almayın

REFLÜ, gastrit ve benzeri sorunlarla karşılaştığımızda artık doktorlara bile sormadan kullanmaya başladığınız H2 reseptör blokerleri (Famotidin, Ranitidin) ve proton pompası baskılayıcıları (pantoprazol, lansoprazol) gibi mide ilaçlarının, mide asidini azaltmaları sonucu B12 vitamini ve demirin emilimini azaltabileceklerini biliyor muydunuz? Uzmanlar son yıllarda giderek belirginleşen ve ciddi bir sağlık tehdidi haline gelen B12 vitamini eksikliğinin, biraz da bu ilaçların bilgisiz ve kontrolsüz kullanımıyla bağlantılı olabileceğini belirtiyor.
Doktorunuza danışın
Dahası bu ilaçların demir ve kalsiyum emilimini de etkileyebileceklerinin altını çiziyorlar. Demir emiliminin azalmasının demir eksikliği sorununa (mesela kansızlığa, unutkanlığa, yorgunluğa), kalsiyum emiliminin bozulmasının ise kemik yoğunluğu azalması –osteoporoz- probleminin hızlanmasına yol açabileceği dikkate alındığında, en ufak bir mide sorununda bu haplara sarılmanın pek de akıllıca olmayacağı daha iyi anlaşılacaktır. Doktorunuz önermedikçe, kullanım süresini belirmedikçe bu ilaçlardan uzak durmanızda ve onları asit giderici haplar gibi rastgele kullanmamanızda fayda var.

VARAN 3

Haberin Devamı

Depresyon haplarına gelince...

İLAÇ kullanımlarıyla ilgili bir başka uyarımız da antidepresan ilaçlarla ilgili. Depresyon sorununun bir çığ gibi büyüyüp yaygınlaştığı doğru ama, antidepresan ilaçların rastgele, bilinçsiz biçimde hatta bazen, eş-dost, konu-komşu tavsiyesiyle kullanıldığı da kesin! Bu ilaçlar bizim ülkemizde de en çok satanlar (!) listesinin ilk sıralarında yer alıyor. Konunun uzmanları, ruh sağlığı ve hastalıkları ile ilgili hekimlerin dediklerine bakılırsa, antidepresanların neredeyse yarıya yakını gereksiz ve lüzumsuz kullanılıyor.
‘Gücü’ azaltır, kilo aldırır
Pek çok ilaç gibi antidepresanlar da doğal olmayan kimyasal maddeler. Ve ne yazık ki onlar da diğer ilaçlar gibi “masum değiller”. Antidepresan kullanımının uyku sorunlarına yol açabildiği, yorgunluk ve halsizlik nedeni olabildiği, kilo almayı kolaylaştırıp tatlı krizlerine sebep olabildiği, cinsel gücü azaltabildiği biliniyor. Özellikle cinsel güç ve kilo artışı sorunu önemli ve sık görülen problemler. Ayrıca, bazı antidepresanlar kabızlık, ağız kuruluğu, baş dönmesi, göz kararması gibi hayatın tadını, tuzunu kaçırabilen değişikliklere de yol açabiliyorlar.
Benim önerim, antidepresan ilaçları mümkünse sadece ruh sağlığı uzmanlarının önerisiyle kullanmanızdır. Bunun mümkün olmadığı durumlarda, en azından bir dâhiliye uzmanının fikrini almadan antidepresanlara başlamayınız. Depresyon sorununun psikoterapi uygulamaları, egzersiz çalışmaları, omega-3 destekleri gibi doğal yollarla da hafifletilebileceği hatırlanırsa bu ilaçların neden “leblebi” gibi kullanılmamaları gerektiği daha kolay anlaşılacaktır.

Yazarın Tüm Yazıları