Sadece birkaç insan tanıyıp sevip gidecektik bu dünyadan

Bazıları Nazım Hikmet’in, bazıları da Arthur Schopehauer’in dizeleri diyor.

Kiminse harika yazmış, demiş ki...

“Alt tarafı bir çiçek toplayıp, bir hayvan sahiplenip, bir kaç insan tanıyıp, sevip gidecektik bu dünyadan. Nasıl kötü bir zamana denk geldi ömrümüz. Vicdansızların, sapıkların, katillerin, nefretin, cehaletin ortasına düştük...”

Narin’in ölümü tüm Türkiye’yi yasa boğdu. Cenaze törenini gözüm yaşlı izledim.

Törende imam, “Bugün burada musallada yatan bizim vicdanımızdır, insanlığımızdır. Cenabı Hak bizi vicdan sahibi insanlardan eylesin. Narin'imiz cennettedir. Masum yavrumuzdur. Emin olun cennettedir. Bunun mutlaka hesabı sorulacaktır” dedi.

Gazeteci olarak bu ve benzeri olayları defalarca izledim, haber olarak verdim.

Her seferinde “bu son olsun” dedik ama olmadı; bizleri üzen olaylar devam etti, en son Narin’imizi kara toprağa verdik.

İnsanlığımız, vicdanımız sorgulanıyor.

Eminim emniyetimiz en kısa sürede olayı tüm ayrıntılarını kamuoyuna paylaşacak.

Göreceksiniz bilinen bir hikaye yine çıkacak.

Alt tarafı bir çiçek toplayıp, birkaç insan tanıyıp, sevip gidecektik bu dünyadan...

İzin vermiyorlar işte.

Tadım notları kitap oldu

Şan Eylem Doğan; o da benim tanıdığım en keyifli insanlardan biri... Bir lezzet yolculuğunun mimarlarından, gastronomiyi iyi bilenlerden… Harika da bir kitap yazdı.

“Viskinin Gizemli Yolculuğu...”

Viskinin insanlık tarihiyle bağlantılarını, bugüne dek hiç duyulmamış belgelerle ve hikayelerle anlattı.

Şan’ın müziğe olan tutkusunu iyi bilenlerdenim.

Aslında iyi bir yemeğe fonda iyi bir müzik eşlik ettiğinde insan çok daha mutlu oluyor.

Şan da bu kitapta bu ritmi yakalamış.

“Tadım notlarını; müziğin trafikleriyle açıklamayı keşfettim. O ekspresyonu tadarken ve aynı anda sevdiğim bir parçayı dinlediğimde neler hissettiğimi kağıda döktüğümü fark ettim. O günden beri tadım notlarını ilham da gelmişse müzik ile anlatmayı tercih ederim.”

Şan, kitabın yazım sürecinde akademisyen, uzmanla çalışma fırsatı yakalamış. Kitapta yer alan; tahıllar, ilk biranın keşfi, organik kimya, sherry şarapları, tat ve aromalarla ilgili bölümleri farklı bir bakış açısıyla yazmış.

Prof. Dr. Tolga Esetlili, Prof. Dr. Mustafa Can, Murat Mumculoğlu, Miami Üniversitesi’nden Prof. Linda Bartoshuk, Stanford Üniversitesi’nden Prof. Li Liu o isimlerden bazıları…

Gastronomi yolculuğunun içinde biraz lezzet, biraz sanat, çok da yorum var.

Anlatan insanları seviyorum.

Hele anlatılanlar sayfalara dökülmüş, bir kitap haline gelmişse daha çok seviyorum.

İlkan’a da veda

Beni üzen bir başka olay da Datça’da oldu.

İzmir'de yaşayan ve Basketbol Süper Ligi'nde yıllardır birçok takımda forma giyen, aynı zamanda bir dönem A Milli Takım'da da oynayan İlkan Karaman Datça’da geçirdiği bir kaza sonucu yaşamını yitirdi.

Kaza deyince olayı hafifletmeyelim.

İlkan; Datça’da bir ev kiralıyor, eşyalarını yerleştiriyor. Geç bir vakit de yaya karşıya geçerken alkollü bir araç sürücüsü İlkan’a çarpıyor.

İlkan olay yerinde ölüyor.

Kazanın ardından otomobili terk ederek ayrılan Emre Ali Ö...

Sonsuzluğa uğurladığımız İlkan Karaman’ın ismini açık yazıyoruz ama normalin iki katı daha fazla alkol alıp olay yerinde kaçan ismi açık yazamıyoruz işte…

İyi yetişmiş, Türk sporuna katkı vermiş, bundan sonra da verecek gencecik bir evladımızı daha uğurluyoruz.

Yazık, çok yazık...

Cennet yapmak varken böyle bırakmak olur mu

Çeşme’nin bana göre değeri az bilinen yerlerinden biri Ovacık’tır.

Aslında Toscana’da olsa buraları cennete dönüştürülürdü, Bordeaux’da olsa buraları bir bağ denizine çevrilirdi.

Doğası harikadır; Çeşme’den de farklıdır.

Buradaki oksijen kalitesi uluslararası literatürlere girmiştir.

Ovacık’ın denizi soğuktur ama pırıl pırıldır.

Çeşme’de de eşi yoktur.

Alaçatı’yla komşudur ve bana göre Çeşme’nin e değerli yerlerinden biridir.

Bu bölgede hala bazı insanlar tarım yapmaya çalışıyor.

Domatesin, kavunun tadı başkadır, lavantası da harikadır.

Bağların sayısı, yüzölçümü artsa da, hala dikilecek fidanlar olduğunu biliyorum.

Bütün yaz takip ettim.

İlkbaharda bu bölgeye su altyapısı için çalışma yapıldı.

Bir kısmı bitmiş, bir kısmı devam da ediyor olabilir.

Oysa bu altyapı çalışmaları yıllar öncesinden bitmesi gerekirdi.

Ama bizde böyle işte, her şey geriden geliyor.

Neyse, başlaması bile benim için pozitif bir gelişmedir.

Yaz geçti, bu yapılan altyapı için tek santim asfalt atılmadı ya da bir iyileştirme yapılmadı.

Belki çalışmalar devam ettiği için sonraya bırakılmış olabilir ama en ufak müdahalenin yapılmaması da gerçekten de tepki çekti.

Arabaların lastikleri patladı, 10 dakikalık yol yarım saatten fazla sürdü.

Bu olmaz.

Evet yaz bitti, en azından bir sonraki sezon için bu yollar toparlanmalı