Böyle kardeşlik olmaz

AMERİKALI elinde pasaportu, "hello" diyerek, bir selam çakıyor, elini, kolunu sallayarak, ülkeden içeriye giriyor.

Herhangi bir Avrupa Birliği ülkesi vatandaşı, elinde pasaportu, "hello" diyerek, bir selam çakıyor, elini kolunu sallayarak, ülkeden içeri giriyor.

Bir Türk elinde pasaportu saatlerce vize kuyruğunda, vizeyi alıncaya, ülkeden içeriye girinceye kadar canı çıkıyor.

Birilerinin el kol sallayarak, hiçbir vize işlemine tabi olmadan giriş yaptıkları, ama sıra Türklere gelince, cehennem azabı çektikleri yerler, bizim aziz dostlarımız, kan kardeşlerimiz, ortak atalara sahip olduğumuz Türki Cumhuriyetler. Dilimizin benzediği, geleneklerimizin örtüştüğü, aynı kandan geldiğimiz Türkmenistan, Özbekistan, Tacikistan, Azerbaycan, Kırgızistan.

Onlar, bize vize uyguluyor, üstelik can çıkarana kadar azap çektirerek. Saatlerce gümrük kapısında bekleterek.

BİZDE KALKTI

Birkaç gün önce, Resmi Gazete’de bir Bakanlar Kurulu kararı yayınlanıyor. Buna göre, Türkiye Azerbaycan, Moğolistan, Özbekistan, Tacikistan ve Türkmenistan vatandaşlarına vize kolaylığı getiriyor.

Bu ülkelerden Türkiye’ye gelecek olanların otuz günden kısa süreli ziyaretlerinde, Türkiye vizeyi kaldırıyor. İyi bir jest.

Ancak, tek taraflı. Oysa, bu gibi durumlarda, uluslararası gelenek, eski deyimle, mütekabiliyet, yeni deyimle, karşılıklılık ilkesine dayanıyor. Yani, sen bana nasıl davranıyorsan, ben sana öyle davranıyorum, kuralı.

Bu kısasa kısas değil, diplomatik bir ilke, ülkelerin diğer ülkeler karşısında duruşunu belirleyen kurallardan biri.

ANLAYIŞ BEKLEMEK

Biz, "onlar bizim kardeşlerimiz, vizeyi kaldırdık" derken, bizim kardeşler, bize sırtlarını dönüyor.

1- Türkiye, onlara kolaylık getirirken, karşılıklılık ilkesini göz ardı ediyor.

2- Onlar, bu jeste aldırmıyor.

Diplomatik açıdan, bu tatsız durum, pratikte daha da tatsız hale geliyor. Amerikalısı, Almanı, Fransızı müthiş kolaylık görürken, onlardan vize aranmazken, o ülkelere giden bizim vatandaşlarımız, vize almak için, saatlerce saçını başını yoluyor. Çoğu, o ülkelerde çalışan işadamları.

Şimdi Türkiye buna çözüm bulmak zorunda. Önce, kendi vatandaşına sahip çıkmak. Sonra, onlara uygulanan vize kolaylığına devam ederek, onlardan aynı anlayışı beklediğini, onlara anlatmak zorunda.

Nutuklarda, törenlerde can ciğer halvet olmak, kapılarda sırt çevirmek, böyle kardeşlik olmaz.

Cennette mola

BİZİM ülkemizin değişmezleri var. Bunlardan biri de, Türkiye gazetecilik cenneti.

Nereye baksan haber, nereye el atsan haber, hangi kapıyı açsan haber. İyi de olsa, kötü de olsa, gazetecilik açısından mutlaka haber. Çünkü, Türkiye kuralsızlıklar ülkesi. Bu nedenle, gazetecilik cenneti.

Ne zaman, ne olacağı belli olmayan bir ülke. Tahmini güç, sürprizleri bol, bin türlü sorunla boğuşan bir ülke.

Ülke boğuşuyor, gazeteci boğuşuyor, ülke yoruluyor, gazeteci yoruluyor. Ülke bu yorgunlukta mola vermiyor, ama gazetecinin mola vermesi gerekiyor. Biraz dinlenmek gerekiyor.

On gün sonra buluşmak umuduyla, cennette mola.
Yazarın Tüm Yazıları