Bir terör uzmanı diyor ki

26 Şubat 1993'de Washington'da Beyaz Saray ve Pentagon'dan yetkililere verdiği bir brifingde...

'Önümüzdeki dönemde ABD'nin bir numaralı düşmanı İslamcı köktendincilik olacaktır' dediği zaman kimsenin kendisini ciddiye almadığını söyleyen İsrailli terör uzmanı Yigal Carmon, 'Ama hayat beni doğruladı. New York'ta ikiz kulelere karşı girişilen ilk bombalı eylemin haberi geldiğinde, konuşmamın üzerinden henüz 24 dakika geçmişti' diyor.

Arı Hareketi'nin, dün başlayan Ortadoğu'da Güvenlik ve İşbirliği konulu sempozyumuna katılmak üzere İstanbul'a gelen Yigal Carmon ile son gelişmeleri tartıştık.

İsrail'in eski Başbakanı Barak'ın da terör konularında danışmanlığını yapmış olan Carmon'a ilk sorum, 'intihar saldırılarına karşı şiddet ile mücadele etmek bir çözüm olabilir mi?'ydi.

Önceki gün, yeni bir intihar saldırısıyla sarsılan İsrail'de dün İsrail Ordusu işgal ettiği yerleri tekrardan işgale başlamıştı. Şiddet-terör-şiddet-terör... Fasit daire. Teröre karşı mücadele yöntemi olabilir miydi bu?

'Köktendinci terörün, din ile ilgisi olmadığı ileri sürülüyor. Önce bunun yanlış olduğunu anlayalım. Her dinin içinde köktencilik var. Müslümanlıkta, Hıristiyanlıkta, Yahudilikte. Köktenci din adamları teşvik ediyor radikalliğe insanları. Din adına terör eylemine kalkışanları bu göreve gönderen din adamlarıdır. Dini ideoloji adı altında terörist ideolojiyi yayıyorlar o yüzden buna karşı mücadele eğitim ve hukuk devleti ilkeleriyle olmalıdır.' Örnek veriyor Carmon: 'Ortadoğu'daki İslam ülkelerinde cihat yasaklanmalı. Çünkü cihat, tarih boyu kutsal bir savaş çağrısı olmuştur. Cihat, dini bir görev olarak konuyor insanların karşısına, çocuklar şehit olmaya özendiriliyor. Bu bir ideolojidir. İnsanları yaşamaya değil ölmeye teşvik eden bir ideoloji. Bunları din tarihinin kavramları olarak değil, şimdiki zamanın değerleri olarak öğretiyorlar. Bu eğitim yasaklanmadıkça sonuç almak çok zor.'

* * *

BİR de madalyonun öteki yüzü var. Toprakları İsrail işgali altındaki Filistin halkının elindeki tek silahın intihar saldırıları olduğunu söylüyor Arap dünyasının bazı ileri gelenleri. İsrailli terör uzmanı bu görüşe de karşı çıkıyor: 'Neden Barak'ın önerilerini kabul etmediler? İki yıl önce yüzde 97 oranında toprak bırakılıyordu kendilerine. Neden uzlaşmadılar? İntihar saldırıları tamamen dini nitelik taşıyor. Kendilerini patlatan bu insanların, ölüme gitmeden önce videoya çekilen konuşmalarından da anlaşılacağı gibi onlara ölmeyecekleri aşılanıyor. Filistin televizyonunda Cennetteki hurilerin filmleri gösteriliyor.'

* * *

FİLİSTİN lideri Arafat ile ilgili söyledikleri de ilginç Carmon'un. Arafat ile bu soruna çözüm bulunamayacağını, herkes gibi o da tekrarlıyor. 'Hiç kimse alternatifsiz değildir. Yavuz Sultan Süleyman'ın, hatta Atatürk'ün bile koltukları boş kalmadı. Arafat mı yeri doldurulamayacak tek kişi? Kaldı ki Hamas'ın gücü de belli. Yüzde 14-18 arasında. Yeni bir liderlik iş başına gelir. Afganistan'daki gibi makul bir insan yönetimi alır, kendisine yardım edilir ve bu sorun da çözülür. Ama Irak faktörünü göz ardı etmemek lazım.'

* * *

İSRAİL'de olayların tırmanması, Filistin sorununun derinleşmesi sayesinde, Bush Yönetimi'nin takıntısı haline gelen Irak'a operasyon konusunun geri plana düştüğü sanılıyordu. Hayır. Tam tersine konu birbiriyle ilintili hale getirildi. Carmon ABD'de de taraftar bulan bu görüşü şöyle açıklıyor: 'Saddam, Arap kamuoyunu arkasına almak için yabancı düşmanlığını yayıyor. Filistin halkının arkasında olduğu için saldırıya uğrayacağı propagandasını yapıyor. O yüzden de bu çatışmanın sürmesini istiyor. Bu durum onun işine geliyor.'

Ama ne Irak ne de başka bir ülke, Carmon'a göre İslamcı fundamentalizmin arkasındaki esas güç İslam dünyasına Vahabiliği yaymak isteyen Suudi Arabistan. ABD eninde sonunda bu gerçekle yüzleşmek durumunda.

'Teröristlerin yeni saldırısının nereden geleceğini bilmek istiyorsanız, Vahabi parası ile beslenen kurumlardan gözünü ayırmayın' diyor Carmon.
Yazarın Tüm Yazıları