Bildiğin kadarsın

BİR Amerikan televizyon kanalının reklamında, dünya gündeminde yer alan sıcak olaylardan kesintileri yansıtan resimlerin altında ‘‘Bildiğin kadarsın’’ (You are what you know) yazısı göze çarpıyordu.

İlan bir yıldır duvarımda asılı. Çağımızın tek tanımlayıcı değerini anımsatıyor.

Kimlerden olduğun artık önemli değil.

Atalarının başarıları seni tanımlamaya yetmiyor.

Varlığın, malın, mülkün, banka hesapların da kim olduğunu anlatmakta yetersiz. Şimdi referans bilgi.

‘‘Bildiğin kadarsın.’’

* * *

İLERLEME yarışındaki ülkeler hızla bilgiye doğru yürüyüp, ona göre örgütlenirken Türkiye'de bilgi neden bazı çevrelerde hálá korku kaynağı?

Bilgi korkusu, soğuk savaş damgalı bir alışkanlık.

Bilginin önem kazanması, sorgulama ve hesap sormayı da normalleştirir diye korkuyorlar.

Sezen Aksu'nun konserinden rahatsız olanları televizyonlarda dikkatle izledim.

Şarkılarla Türkiye'nin bölünmeyeceğini bildiklerini söylüyorlar, kimseyi dışlamak istemediklerini vurguluyorlardı. Ama böyle şarkılarla, türkülerle ya Türk milletinin gevşeme ihtimali onları tedirgin ediyordu.

Evet, sevgili okuyucularım esas korku buydu. ‘‘Ya halk gevşerse?’’ Millet dedin mi kaskatı olacak. Öyle her şeye gevşek gevşek olur demeyecek. Tabuları olacak.

Dokunulmazlıklarını tabular ve kutsal değerler üzerinde inşa edenleri de düşünmek lazım değil mi?

Oysa dil, insanın bilgiye ulaşmasındaki en önemli araç. Ana dilini iyi konuşmayan insan başka bir dili de öğrenemez, cehaletin kara batağından kurtulamaz.

* * *

BU hafta İstanbul'da düzenlenen 2002 Bilişim Zirvesi, Türkiye'nin yarına koşan yüzünü yansıtıyor. Bilgiye ulaşmanın önemini kavrayan gençlerin doldurduğu fuar alanında yeni ürünlerle tanışmanın yanı sıra çok ilginç konferansları da izleme fırsatı buldum.

İşte bir gerçek. Bilişim teknolojisine ABD'nin yaptığı yatırım Avrupa Birliği üyesi ülkelerin ortak yatırımlarından yüzde 50 fazla. Türkiye ise Avrupa'nın aday ülkelerinin bile gerisinde. Gayri Safi Milli Hasıla'da sektörün geliri binde 0.8.

Ve son bir yılda Türkiye'de küçülen sektörlerin başında geliyor bilişim sektörü. Oysa, e-Avrupa projesi ile bütünleşme sözü veren Türkiye eylem planını gelecek yıl sonuna kadar hayata geçirmek zorunda. Ortak alan paylaşımı için gerekli bir adım bu.

Dünyadaki en kritik ve öncelikli sektör haline gelen bilişim öncelik sıralamasında yerini almadıkça, istediğin kadar gevşeme, tabularına sarılıp kaskatı otur. Önüne bu tabloyu çıkartıp ‘‘Bildiğin kadarsın’’ deyiverirler adama.
Yazarın Tüm Yazıları