Beyaz yakalı ontolojisi

Patrona sorarsan hainlik. Konuşmaya karar verene göre idealizm. Dışarıdan olan biteni izleyen içinse her yönüyle merak uyandırıcı...

Haberin Devamı

Hafta içi Goldman Sachs'ın Londra ofisinde çalışan 33 yaşındaki yöneticisi Greg Smith, şirketten istifa etti. Ama şöyle ayrıldı. Önce New York Times'a bir yazı yolladı: "Şirketim raydan çıktı, açgözlülük doruğa ulaştı, kimsenin müşterileri düşündüğü yok." Yazının internete konulmasından tam 15 dakika önce de patronuna istifa mektubunu yolladı. İşte bu yazı, Smith olayından yola çıkarak, plaza insanlarının iş ahlakını ele alma çabası. Beyaz yakalı için bir ontoloji denemesi...

 * ZAMAN UZUN MU Önce şunu soralım. Bir şirkete girdiniz, çalışmaya başladınız. Greg Smith'inki gibi bir çıkış yapmak için ne kadar süre geçmesi gerekir? Biri demiş ki, "Orada 12 yıldır çalışıyor, yeni mi aklı başına geldi". Mazeret belki şu olabilir. Eskiden alt seviyelerdeydiniz haberiniz olmuyordu. Ya da uyardınız, düzelmesini beklediniz, olmadı. Smith'e göreyse sebep zaman içinde yozlaşma. "Eskiden böyle değildi, son dönem bozuldu" argümanı. Makul mu? İşin sonucuna bakınca sonuna kadar.

Haberin Devamı

* BİR YASADIŞILIK YOK Peki sonuç ne? Smith'in yazısını okuyun. İçinde şirkete yönelik tek bir yasadışılık suçlaması yok. Eleştirilen, şirketin prensipleri. "Son 12 ay içinde kendi müşterisine 'kukla' diyen beş farklı direktör gördüm" diyor. Goldman'ın daha çok para kazanması için müşterilere kötü tavsiyelerde bulunuluyor. Ve 143 yılda kurulan müşteriyle güven ilişkisinin yok edildiğini savunuyor. Yasadışı işleri faş eden bir ıslıkçı (whistleblower) gibi değil yani... İstisnasız bütün beyaz yakalıları ilgilendiren bir iş ahlakı tartışması bu.

* CESARET İSTER Tartışmayı başlatan beyaz yakalının profiline bakalım. Bir komedyen tweet atmış, "Duydunuz mu, Somalili korsanlar Goldman'dan istifa etmiş" diyor... Suç ortağı görüyor. İsterseniz gazeteci fesatlığı deyin. Ben de Smith'in yazısını okurken işin biraz kişisel promosyona kaçtığı duygusuna kapıldım. "Bana eski kafalı deyin ama ben müşterilerime onlar için yanlış olacak bir ürün satmaktan hoşlanmıyorum" gibi cümleler var. Şunu mu bekliyor? "Güzel. İstifa ettin. Namuslusun. E madem bir şirket kur, biz de paralarımızı Goldman'dan alıp sana yatıralım". Tüm bunları düşününce de sanırım şunu kabul etmek gerekiyor. Çok cesur. Çünkü o yazıyı yazdıktan sonra bunlarla karşılaşacağını tahmin edecek kadar zeki.

Haberin Devamı

* AHLAK TERBİYESİ İşin ontoloji kısmına gelirsek... Smith mektubu ve benzeri olayların iş dünyasında yeni bir dönemin işareti olduğuna inanıyorum ben. İş ahlakının her geçen gün daha öne çıkacağı hissi. Şundan... Diyelim aile ıskaladı. Öyle okullara gittiniz ki, toplumsal değerler üzerine durup biraz olsun düşünme alışkanlığını orada da edinmediniz. Hepsinden sıyrılsanız bile Facebook'un, Twitter'ın elinden kurtulmanız mümkün değil. Örneğin Ekşi Sözlük de bu türden bir örnek. Beğenin beğenmeyin, o platform bir kuşağı terbiye etti. Yorumlar haksızlık bile içerse, orada yazı yazan, okuyanlar toplum ve ahlak anlayışı üzerine hiç değilse oturup kafa yordular, birbirlerine karşı da acımasız olduklarından, kendileri için gardını almış, üzerine düşünülmüş bir değer anlayışı yarattılar. Smith gibilerin çıkışlarında da, bu anlamda benzer bir işlev gören sosyal medyanın büyük payı var.

Haberin Devamı

* ŞİRKETİN SUÇU NE Peki "Goldman'ın suçu ne, bütün şirketler böyle" diyorsanız da... Orası öyle. Ama kusura bakmayın, Goldman için üzülecek bir durumum da yok. Yeniler için şaşmaz kuraldır. Başta işle ilgili en büyük sohbet konusu 'Oyunun Sonu' (Margin Call, 2011) filmindeki çömez gibi yöneticilerin maaşıdır. Şu müdür kaç kazanıyor, bilmem kim ne alıyor vesaire... Smith'in yıllık kazancıysa 500 bin dolarmış. Size çok gelebilir ama emsallerine göre değil. O zaman şunu demek lazım belki. Tüm kötü kalpliliğimle... Eğer vampirleşeceksen, çalışanlarına da çok vereceksin ki, New York Times'a yazı yazmasınlar...

* POPÜLERLİK ÖNEMLİ Hele Goldman gibi bilinen bir şirketsen haydi haydi. Olaydan sonra şirketin kağıtları yüzde 4 değer kaybetti. Niye? Çünkü Smith doğru yerden çıkış aldı. Çünkü toplumsal bilinç yerinde bile olsa... Sosyal medya harıl harıl çalışsa da... Goldman aynı zamanda insanların ilgisini çekecek belki de en doğru yerdi.

Haberin Devamı

* SONUÇ Son olarak, bu işin hayatımıza ne faydası oldu, diyorsanız da... Bu öyküden de Jerry Maguire'ın arınma yolculuğuna benzer bir ders pekala çıkabilir. Tom Cruise'un hırslı bir futbol menajerini oynadığı, iş yaşamı eleştirisi içeren 1996 filmi... Kim için mi? Sadece halihazırda plazalara yerleşmiş beyaz yakalılar için değil. Aynı zamanda öğrenciler için de. Toplumsal değer yargılarıyla her geçen gün daha fazla haşır neşir olan yeni nesil için.

HACKER'LIK AKTİVİZM

Greg Smith olayı ile bağlantılı olmasa da, iş ahlakı hassasiyetinin hayatımıza nasıl daha fazla etki edeceğinin... Ve bu konuda hangi yöntemlerin dahi meşru sayılacağının bir kanıtı olarak... Bugün 1500 kişinin çalıştığı Pentagon'un siber istihbarat birimini bundan 14 yıl önce kuran Jason Healey ile konuşuyoruz. Konu, Anonymous gibi hacker gruplarının kriminal açıdan nerede durdukları. "Biliyor musun" dedi, "Anonymous belki bazı şirketleri terörize ediyor olabilir. Ama bu hacker gruplarının çoğunun yaptığı aslında aktivizm. İşlerin doğru yapılmasını sağlamak" dedi. Ardından 'siber terörizm' lafının gereğinden fazla kullanıldığını söylerek, "Bunu söylemek istemezdim ama iki yıl önce bir Türk ile konuşuyordum. NATO'nun terörizm merkezindeydi. 'Siber terörizm devam ediyor ve korkunç bir problem' dedi. 'Gerçekten mi' dedim. 'Peki siber teröristler hiç birini öldürdüler mi? İnsanları bu yolla terörize ediyorlar mı' diye sordum. 'Tabii ki hayır. Ama böyle söylediğimde merkezim için daha fazla fon elde edebiliyorum' dedi. Siber terörizm tam 21 yıldır konuşuluyor ama hiçbir zaman insanları terörize ettiklerini görmedik."

Yazarın Tüm Yazıları