Berksan’ın akıl sağlığını oynatan, tahrip gücü yüksek ikinci klibi huzurlarınızda

Şu pozitif enerji geyiğini ilk ortalığa salan her kimse, onu elime geçirirsem fena yapacağım. Ümüğünü bir sıkacağım, bünyesindeki bütün pozitif enerji ter gözeneklerinden fışkıracak.

Bedeninin her yerine falçatayla artı şeklinde çizikler atacağım.

Ne bileyim işte, yapacağım bir şeyler...

İsmi lázım değil çok yakın bir dostum, geçenlerde ayıptır söylemesi ağdacıya gitmiş. Ağdacı hanımefendi, üzerinize afiyet, pozitif enerji meraklısı reikici arkadaşlardan...

Bizimki kadınların bitmeler bilmeyen kıl-tüy derdinden yakınacak gibi olmuş, aldığı yanıt ne dersiniz?.. Mevzua pozitif yaklaşıp kıllarıyla barışık olacakmış!.. Ağdacı hanımefendinin önerisi bu... Kıllar bile sevildiğini hissedermiş!!!

‘Yuh artık!’ şeklinde isyanlarda bizimki háliyle; ‘Hadi onun başkalarının kılını tüyünü sevmesini anlarım, kadın bu işten ekmek kazanıyor da, bu ne bu be kardeşim?!. Bacak tüylerimi canım cicim muhabbetiyle okşayacak hálim yok ya...’

Ayrıca sevince ne olacak o kıllar, o da meçhul yani... Ya bitki gibi, sevgiyle büyüyor, serpiliyorlarsa?..

‘Sen söyle o ablaya, ağdacılığı bıraksın, müzik kanallarından birine VJ olmak için başvursun’ dedim; ‘Uçan kaçan pozitif enerji meraklısına şarkı sunduruyorlar. Yapıcı ‘meşaj’larını ekrandan daha geniş kitlelere iletebilir bu sayede. Bakarsın yollarda birbirinin koltuk altını öpen insanlara rastlamaya başlarız. Eğleniriz hiç değilse...’

‘İvvvrençççsinnn’ dedi.

‘Biliyorum, artıııı, heyvanım’ dedim, sessizce dağıldık... Eve erken gelip, bilgisayarın başına çökmem gerekiyordu zira.

DUYGU YÜKLÜ KLİPLER KATARI

Bayram münasebetiyle gazetenin takvimi öne çekildiği için, bu hafta günde çift yazı attırıyorum. Anlayacağınız, pozitif enerji benim sokağa pek uğramıyor bu aralar...

Bu sebepten olsa gerek, müzik kanalları arasında zaplarken, pozitif enerjiden dem vuran VJ’lere özellikle gıcığım...

Az önce Kral TV’de bilmem kimin duygu yüklü ‘Slow türkü’sünü (Bakalım yorgun kulaklarımız daha neler duyacak...) anons etmiş olan VJ hanım, şimdi de Berksan’ın yine duygu yüklü (Klipler his taşıyan katarlar şeklinde geliyor huzura, sormayın!) son klibi Aşka Mahkum’u anons ediyor.

Berksan kardeşimiz, (Arkadaş 79’lu olduğu için ablası sayılırız. Bu senli benli yaklaşımımızı bayram vesilesiyle mazur görür diye umuyoruz) ön camı patlamış, üzerinde dumanlar tüten bir arabanın içinde, kahır makamından çalan şarkısını söylüyor.

İkinci albümü Kalbime Dönüyorum’un üçüncü klibi bu. Murad Küçük tarafından, Çatalca’da çekilmiş...

Berksan’ın diğer kliplerinde de olduğu üzere, bunun da mütevazı bir bütçeyle çekildiğini tahmin ediyoruz.

BERKSAN’DAN YENİ AMME HİZMETLERİ

Tacizci sevgilinin (Kapına güller koyan, telefonda dinleyip susan, gölgen gibi peşinde koşan, camına taş atıp kaçan, içip içip ağlayan... Bendim ben...) şirin tehditlerinin (Çilek dudaklarına yapışım kalıcam, senin için bu şehri yakıcam, senin aklını alıcam, vs...) dile getirildiği şarkısı geçtiğimiz yıl her yerde çalıyordu biliyorsunuz.

‘Bi şarkı yapıcam, beyninizi ütücem’ şeklinde sözler ihtiva eden ayrı bir şarkı bile bestelese olurdu yani Berksan; oralarda seyrediyordu kıvam...

Çilek’e ilham olan eski sevgilinin durumu nedir bilemeyeceğim ama, benim aklımı aldığı muhakkak... TV’de zaplasanız, taksinin radyosunda; arabadan zıplasanız, alışveriş merkezinin hoparlöründe... Akıl makıl kalmamıştı yani... Hak getire...

Berksan Bey, akıl sağlığı üzerine derin düşünce mesaisi veren ve bizlerin akıl sağlığıyla oynamaktan hazzeden bir arkadaş olsa gerek ki ikinci albümün ‘Delirdin mi şaşırdın mı, keçileri kaçırdın mı?’ şeklinde ilerleyen şarkısının tahrip gücü de Çilek’ten hafif olmadı yani...

Onun klibi de mikrofon başında şarkısını söyleyen Berksan’ın ve kalça kıvıran manken bir ablanın görüntülerinden ibaret, mütevazı bir klipti...

YA AŞIK OLMADINIZ YA DAYAK YEMEDİNİZ

Neyse işte...

Aşka Mahkum’u anons eden VJ’den bahsediyorduk. Bilin bakalım, VJ ablamız şarkıyı sunmadan önce ne buyurdu: Evet efendim, aşk kimi zaman acı verebilirmiş ama pozitif yaklaşımla bu acılar bile yapıcı duygulara dönüştürülebilirmiş.

Delirmiş bunlar yemin ederim. Ya hayatlarında hiç aşık olmamışlar ya da hiç dayak yememişler...

Klibe bakacak olursanız, adam aşkından kafayı sıyırmış, gitmiş arabayı ağaca geçirmiş... Oysa hadiseye pozitif yaklaşsa ve yapıcı azme dönüştürse, gitse pistte sürat yapsa, belki aşkının gazıyla F1 pilotu olacak, Alonso’nun tahtına oturacak; arkasından ağıt yaktığı abla da kapısında kul köle olacak ama heyhat...

Sersem çocuk, sen kalk, negatif enerjiden zehirlenip otomobili ağaca tosla! Hiç hoş bir mesaj değil yani... Hele ki bu yazının kaleme alındığı çarşamba, yani arife günü sayısını tam olarak bilemediğimiz, ancak yılların tecrübesiyle kabarık olacağından yana hiç şüphe duymadığımız bayram trafiği zayiatını düşününce... Hiç, hiç hoş bir mesaj değil...

BERKSAN’IN EMRE ALTUĞ’DAN FARKI

Ama nedir? Sırf VJ’e kılımdan, klibi sevesim geldi.

Bakmayın zaten, Berksan’a da özel bir antipatimiz filan yok. Bilakis, gayet düzgün bir adam... Şahsen bayılmasak da piyasa şartlarına dümen kıran, akılda kalan, dile takılan şarkılar yapıyor işte... Kendi yapıyor, kendi söylüyor üstelik... Hem Emre Altuğ lezzetinde eli yüzü düzgün, genç kız tabiriyle ‘hoş çocuk...’ Ayrıca Emre Altuğ gibi kendi dudaklarına hayran olacağı yerde başkalarının çilek dudaklarına şarkı yazıyor; daha ne olsun...

Allah sahibine ve sevenlerine bağışlasın...

Fena bir şeyler söylemiş gibi olduysam da takmayın yani... Bizden sıka sıka pozitif enerji ancak bu kadar çıkıyor; o yüzden...
Yazarın Tüm Yazıları