Benzin fiyatına sanat eğitimi

İLK Kültür Bakanı Talát Halman dostum, Sanat Eğitimi konusunda düşüncelerini iletti bana.

Başlattığı projenin devamının, birçok öğrenciyi eğiteceği kanısında olduğunu belirtti.

İddiası şu: ‘‘Ellerinde otobüsler var, çocukları bu araçlarla tiyatroya, konsere, operaya götürecekler, devletin cebinden sadece benzin parası çıkacak.’’

Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Mustafa İsen de bunu gerçekleştirmek için çalışıyor.

Halman'a göre, 1971'de başlayan proje devam etseydi, 40 milyon çocuk sanat eğitimi almış olacaktı.

Bu proje içinTalát Halman'ın söylediğine dikkat edelim:

‘‘Hayatımda yaptığım en önemli işti. Sürdürülseydi gençliğin çehresi değişirdi.’’

Halman,
eğitimin nasıl başladığını, nasıl terk edildiğini Cahide Birgül'ün hazırladığı Aklın Yolu Birdir kitabında (s. 218-219) ayrıntısıyla anlatıyor, sanırım bugünkü uygulamalara yardımcı olacak düşünceler görüşler, saptamalar aşağıdaki cevapta.

* * *

CAHİDE BİRGÜL soruyor: O dönem sizin pek çok projeyi hayata geçirmeye çalıştığınızı biliyorum. Bunların arasında bir de çocuklar için konserler ve temsiller projeniz vardı değil mi? Biraz ondan söz eder misiniz?

Talát Halman
yanıtlıyor:

- O beni hálá heyecanlandıran bir projedir. Birçok kültür bakanlarına ısrarla o programı canlandırmaları için talepte bulundum, ricada bulundum, bazılarına yalvardım, bazılarına acı konuştum... Çünkü son derece gerçekçi, üstün verimli ve gayet basit bir projeydi. Anlatayım:

Galiba 1971 kasım ayının başlarında bir uygulamaya giriştik... Ankara'da ilkokullardan çocukları alıp Milli Eğitim Bakanlığı'nın otobüsleri ile ders saatleri içinde, öğretmenleri ile birlikte Devlet Tiyatrosu'na getiriyoruz. Bir piyes ya da çocuk oyunu seyrettiriyoruz... Sonra okullarına geri gönderiyoruz. Yahut aynı şekilde CSO'ya (Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası) getirtiyoruz. Orada bir konser dinletiyoruz. Örneğin ilk başladığımızda anlatıyı Cüneyt Gökçer yapmıştı... Prokofiev'in Peter ile Kurt hikáyesi... Biliyorsunuz, çocuklar için çok eğlenceli ve öğreticidir.

Hatta öğretmenler bile yararlanıyorlar. Bunun için ne çocuklar, ne aileleri tek bir kuruş harcıyorlar.

Devlete külfeti yok. Zaten repertuvarda olan etkinlikler bunlar. Birçok sanatçı maaşını alıyor, işe uğramıyor bile. Hálá da öyle ya. Ne provaya gidiyorlar, ne bir oyunda oynuyorlar. Bu şekilde onların zamanını da değerlendirmiş oluyoruz. Devlet boşuna maaş vermemiş olacaktı.

* * *

İKİ unsura dikkat edelim:

Birincisi bu eğitimin ders saatleri içinde yapılması, diğeri de devlet sanat kurumlarının bu işe gönül ve emek vermesi.
Yazarın Tüm Yazıları