Belediyemizin gücü o ünlü ’taşocağı’nı kapatmaya yetmiyor

ANKARA’nın en şirin yerleşim bölgelerinden Hasanoğlan... Hasan Ali Yucel’in Köy Enstitüleri’nin merkezi olan ve Demirel dahil bir çok siyasetçinin "ilçe olacaksınız" sözünü verdiği Hasanoğlan artık ülkemizin en modern köyü oldu.

Nostalji rüzgárıyla beraber 1953 yılına geri döndük. Çok şanlıyız. Nüfusumuz 14.000 oldu. 106.250 km alanımız. 70’i aşkın sanayi kuruluşumuz var. 450 sanayi parseline sahibiz.

Dünya devleri köyümüze yatırım yapıyor.

Köyümüzden hızlı tren hatta geçecek.

Köyümüz sanayi bölgesinden otoban geçecek.

Üç Lise, dört İlköğretim Okulumuz var.

Köy Enstitüleri’nin kurulduğu yıllara geri dönüyoruz.

Ülkemizin en büyük ders aletleri yapım merkezine sahibiz.

Ülkemizde ilk Milli Eğitim Akademi binamız bitmek üzere.

Yeşil kuşak Ankara projesine sahibiz.

Tek handikapımız taş ocağını kapatamamak... Ona da belediyemizin gücü yetmiyor. Çevre Bakanlığımız zaten görmüyor. Böyle bir sorun onlara göre yok. Akşamları insanlar balkonlarını tozdan temizlemek zorunda kalıyor.

Şunu aklımızdan çıkartmayalım. Dünyada fabrikası olmayan ve üretilemeyen tek şey topraktır.

Nejat TEKİNER

Tebüssüm kalmadı

HÜRRİYET Gazetesi okuru ve özellikle köşeniz okuyucusu olarak saygılarımı sunarım. Gazetecilik anlayışınız yansız yazılarınız takdire şayan, en önemlisi halkın yazılarını yayımlamanız; bundan dolayı tekrar tebrik ederek yazıma başlamak istiyorum. Ben M.’da yaşıyorum ve çalışıyorum.

Çok üzüntülü olaylar yaşadığımız şu günlerde havaların sıcaklığının da etkisiyle insanların yüzünde tebessüm kalmadı, çarşıya alışverişe veya pazara alışverişe gittiğimde inanın çok büyük üzüntü yaşıyorum. Birşey almaya çekinir hale geldim. Bir kilo meyve veya sebze alırken pazar artıklarından birşeyler toplamaya çalışan anneleri gördüğüm zaman içim burkuluyor. Düşünün yanında iki küçük bebeği, elinde torbası, insanların ayak bastığı yerlerde, hijyenliğini kaybetmiş sebze- meyveleri toplayan insanlar, kasaptan 3 YTL’lik kıyma isteyen insanlar, evime erzak alıp pişirmekten üzüntü duyuyorum. Akşamları tek odaya toplanıp elektrik fazla gelmesin diye odaya tıkılıp kalan aileler, toplu taşıma aracına bindiğim zaman donuk bakan gözler, acı dolu gözler, biz gülen bir toplumduk bize ne oldu? Hergün acı dolu haberler, ağlayan analar, babalar, umarım özlediğimiz günler çok yakındır. Artık üzülmek istemiyorum, ben yerken, aç insanları düşünerek ağlamak istemiyorum. Yattığımda maması olmayan bebekleri düşünmek istemiyorum çünkü uyuyamıyorum. İnanmak başarmanın yarısıdır, ben sade bir vatandaş olarak inanıyorsam devlet büyüklerimiz eminim başaracaklardır.

Güler ERÇETİN

Araç muayene skandalı

27.06.2007 günü Varlık Mahallesi’ndeki araç muayene istasyonunda araç kuyruğuna 07.30’da girdim. 08.30 da muayene başladı. Muayene memurunun önüne geldiğimde hiçbir şey yapmadan "Vezne makbuzunu verin" dedi. Kuyruktan çıkıp arabamı müsait bir yere park edip, vezne kuyruğuna girdim. Kuyrukta 136’nci sıradayım. 34 derece sıcakta bekleyerek 110.90 YTL vezneye yatırarak makbuzu aldım. Aynı memura gittim, yerinde yok. Aradım, buldum. Ruhsatı istedi, verdim. Ruhsatın muayene bölümüne bir tarih yazdı, bir imza attı. "Tasdiğe götürün" dedi. Tastik kuyruğuna girdim, orada da bir soğuk damga basıldı. İşlem bitti. Saat 10.30... Bu işlemler tam 4 saat sürdü. Araç muayenesini yapacak memura gittim, "Muayene ne oldu"dedim. "Muayene bitti" dedi. Ne bir fren muayenesi, ne bir far kontrolü, ne de sinyal veya motor dinlemediler. Sadece muayene parası alındı. İşlem tamam. Muayene olmadan muayene parası almak soygun değil de nedir?

Ya o sıcakta dört saatlik eziyet?

Erken gittiğim için dört saat... Geç gidenler için daha uzun işkence. Ayrıca, öğle yemek paydosu 1,5 saat. Mesai 16.30da bitiyor. Araç geldiği gibi trafiğe giriyor. Yetkililerin ilgisini rica ediyorum.

Fahri ÖZDEMİR- BATIKENT

KISA... KISA...

n ANKARA Siteler’deki Taşdelen Caddesi’nde, en az 3 kavşakta trafik lambası yok. Bu yüzden kazalar oluyor. Yetkililerin bir çözüm bulmasını istiyoruz.

C. B.

n ÇAYYOLU Konutkent 2’de her gece köpek havlamalarından uyuyamıyoruz. 15-20 tane köpek o kadar çok havlıyorlar ki, bir sıkıntıları da olabilir. Her gece sabaha kadar köpek sesi dinliyoruz. Bizler de hayvan seviyoruz ancak bunun da bir sınırı var. Yaz ayı olduğu için pencereler açık yatıyoruz, hasta var, yaşlı var. Bunun çaresi yok mu?

Sema DARBEL
Yazarın Tüm Yazıları