Barcelona'da hedef Avrupa ekonomik gücünü yaratmak

AVRUPA, milli menfaatlerimize uyar mı uymaz mı tartışmaları arasında Türkiye, Avrupa ile birlikte yeni bir gelecek yolculuğuna çıktı bile.

Avrupa Birliği üyeleri ve aralarında bizim de bulunduğumuz adayların bir araya gelecekleri önemli bir zirveyi izlemek üzere Barcelona'dayım.

Bu zirvede, Avrupa'yı 2010 yılına kadar dünyanın en güçlü ekonomisi haline getirecek reformları hayata geçirecek kararlar alınacak. Ekonomik reformlarla paralel olarak yapılması gereken sosyal reformlar tartışılacak. Çevre üzerinde durulacak ve bu akşam da, Ortadoğu masaya yatırılacak.

Türkiye'nin Barcelona'ya getirdiği mesajlardan biri de Ortadoğu.

Başbakan Ecevit ve Dışişleri Bakanı Cem Avrupa'yı, şiddet tırmanışını önlemek için bir şeyler yapmaya çağıracaklar.

* * *

BARCELONA Zirvesi'nin gündemi, iki yıl önce yapılan Lizbon Zirvesi'nde alınan kararları canlandırmak. Bu karara göre, Avrupa Birliği 2010 yılına kadar dünyanın büyük ekonomik güçleri arasında yerini alacak. ABD ile rekabet edebilecek ekonomik ve sosyal bir güç haline gelecek.

Portekiz'in başkanlık döneminde benimsenen bu hedef, İspanya'nın başkanlık döneminde yeniden Avrupa'nın gündemine taşınıyor.

Avrupa'yı bir dünya gücü haline getirme hedefinde Akdeniz ülkelerinin başı çekmesi bir rastlantı değil. Akdeniz yaratıcılığı bu.

* * *

AVRUPA, hedef koyuyor. Ancak bu hedeflere ulaşmak öyle kolay olmuyor. Uzun ve zorlu müzakereler gerekiyor.

Örneğin, Avrupa enerji piyasasının liberalleşmesi, Fransa'nın diretmesi yüzünden bir türlü gerçekleşemiyor. Bu toplantının en önemli sorunu da bu. Seçimlere hazırlanan Fransa Cumhurbaşkanı Chirac ve Başbakan Jospin, Fransız elektrik şirketini özelleştirmek istemiyorlar. Hatta Fransa'da tartışmalar, yabancı yatırımcı düşmanlığına kadar uzanıyor. 'Amerikan şirketleri, elektriğimizin patronu olamazlar' diyenler az değil.

Fransa tek değil. İngiltere de Lizbon hedeflerinde ayak sürüyor. O da işçi hakları ve çalışma koşullarıyla ilgili Lizbon'un sosyal hedeflerinin gerisinde. Örnekleri artırabiliriz. Zaten Barcelona Zirvesi, bir anlamda bir özeleştiri toplantısı da sayılabilir. Üye ülkelerin hükümetleri, iki yıldan beri Lizbon kararlarını hayata geçirmek için bir şey yapmadıklarının farkındalar.

Komisyon Başkanı Prodi, zirve öncesinde yaptığı açıklamada, 'Lizbon'da kararlaştırdığımız gibi 2010 yılında Avrupa Birliği, dünyanın rekabete en açık ekonomik güçleri arasına girecektir. Ben diğerlerine göre daha az kötümserim' diyor. Ama bunun için atılması gereken adımları hatırlatıyor; 'Avrupa olarak araştırma ve geliştirmeye daha fazla kaynak ayırmalıyız. Araştırma için özel sektörde ve kamuda bütçe ayırmaz ve Avrupa bilim adamları için olanaklar sağlamazsak Lizbon hedefini yakalayamayız. Unutmayalım ki ABD biyoteknoloji ve eczacılıkta Avrupa'nın önünde. Bu farkı kapatmalıyız.'

* * *

İSPANYA, zirvede anlamlı ve sembolik bir de adım atıyor. Başkanlar Zirvesi'nde ilk kez aday ülkeler ile toplantı sonunda değil ortasında görüşülecek. Böylece adayların görüşleri de zirve sonuçlarına yansıtılmış olacak.

Bu toplantı sırasında adayların Lizbon stratejisine uyumu için neler yapıldığı tartışılacak. Aslında adaylar çeşitli fonları kullanarak alt yapı değişikliklerini gerçekleştiriyorlar. İşte Türkiye'ye yapılan haksızlık tam da burada. Türkiye bu fonlardan hala doğru dürüst yararlanamıyor. Başbakan ve Dışişleri Bakanı'nın, toplantıda ve ikili temaslarda dile getirecekleri konulardan birisi de bu olacak.

Bugün ve yarın, iki yoğun gün bekliyor bizi.
Yazarın Tüm Yazıları