Balbay’dan sonrası fırtınadır

ANAYASA Mahkemesi Mustafa Balbay’ın haksız yere hapiste tutulduğu kararını verdi. Bu karar üzerine, Balbay’ı hapse atan mahkeme Balbay’ı tahliye etti.

Haberin Devamı

Balbay’ın durumunda olan ve hapiste tutulan vekiller var, onları da serbest bırakacaklar mı?
Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ da ömür boyu hapse mahkûm oldu.
2004 tarihli MGK toplantısında irticaya meyilli dini grupların takibi kararı alınmış, bu kararı da o zamanki Genelkurmay Başkanı, komutanlar, Başbakan, Cumhurbaşkanı imzalamış... İlker Başbuğ da kendi döneminde o kararın gereklerini yerine getirdiği için müebbete mahkûm...
Kararı imzalayan Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök, ‘demokrat komutan’ diye ‘memeli meşin top’ gibi şişirildi. Darbeyi önlediği iddia ediliyor, kendi askeri Süleymaniye’de ‘kafasına çuval’ geçirilip kuş kopayı (av köpeği) gibi çekiştirilirken, tenceredeki ete soğan doğrayıp ‘yahni’ yapan bir kişi nasıl darbeyi önlemiş anlamadım. Aciz aklımla düşünüyorum da, dağda savaşmış, ağzından barut püsküren komutanlar darbe yapmaya niyetlenecek, ömrü Brüksel’de karargâh subayı olarak geçmiş Özkök mani olacak, buna inanmak için biraz ‘susak ağızlı’ olmak lazım.
Diğer davalardan askerler uzun hapis cezaları aldılar, deliller üzerinde hukukçular anlaşamıyorlar. Yarın, bu davalar ile ilgili de bir Anayasa Mahkemesi kararı çıkarsa veya Avrupa Mahkemesi, bu yargılama uygun değil derse ne olacak?
Anlamadığım bir başka konu, Balbay’ı mahkûm eden mahkeme yaptığı yargılamaya neden sahip çıkmıyor da Anayasa Mahkemesi kararına göre hareket ediyor.
Eğer Balbay, haksız yere yatmışsa, bu haksızlığı kim tazmin edecek, çocuk oyuncağı değil, yıllarca mapusta kalmaktan bahsediyoruz. Başbakan 4 ay Pınarhisar’daki misafirhane gibi cezaevinde kaldı, nasıl olur diye mangalda kül bırakmadılar... Kimse haksız yere yatmasın, hani ileri demokrasiye geçmiştik... Suallerime cevap isterim.
Haydar VODİNALI

Haberin Devamı

Günün sözü

“Yerli üretim ve tüketim dengelerini bir devlet politikası haline getirmezsek bizi bekleyen tehlikeleri de bertaraf edemeyiz. AKP bilinçli olarak Yerli Malı Haftası’nı unutturmaya çalışıyor.” (Tacettin BAYIR USİAD İzmir Temsilcisi)

Atatürk ve Mandela çarpar

GALATASARAY’da Drogba ve Eboue, Sanica Boru Elazığspor maçında giydikleri “Teşekkürler Mandela” tişörtleri sebebi ile PFDK’ya sevk edildi.
Fethiyesporlu futbolcular da ‘Yüce Atatürk’ tişörtleri ile sahaya çıktıkları için Disiplin Kurulu’na sevk edildi.
Fethiyesporlu futbolcuların davranışlarını ‘fevkalade yanlış’ bulduğunu söyleyen Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, Drogba ve Eboue’nin Mandela mesajı için de “Türkiye’de ceza konusu yapılmasını da ben doğrusu Türkiye’nin dışındaki imajı ve iki futbolcumuzun dışavurumu açısından sağlıklı bir tercih olarak değerlendirmiyorum” diyor.
Burada ne demek istediğini anlayabildiniz mi?
Batı medyası eleştiri yapınca Spor Bakanı son anda uyanıyor!
Çark ediyor!
Biraz daha konuşursa, ‘Mandela cezası’ gelebilir Türkiye’ye...
Ardından Drogba ne dedi, “Aynı şeyi tekrar, tekrar yapacağım.”
Son anda vaziyetin vahim olduğu ‘anlaşılınca’, federasyona çatılsa ne olur çatılmasa ne...
Kafaların tümden değişmesi gerekiyor.
Önce Yıldırım Demirören’in kulağını çekmek lazım... Yüce Atatürk’ten mi Mandela’dan mı korkuldu.
Bilmeyen ve anlamayanlar hiç konuşmasınlar.

Haberin Devamı

Ude’nin Maltepe’ye hiç katkısı olmaz

DÜNKÜ köşenizde “Münih’i nasıl tarif ediyor” başlıklı yazınızı okudum. Dehşete düştüm. Böyle bir haber olabilir mi? Bu yazı çeşitli açılardan gazetecilik etiği ile bağdaşmamaktadır. Bunları şöyle sıralayabiliriz. Bir başka ülkedeki belediye başkanının gelip Türkiye’deki seçimlerde belirli bir adayın lehine çalışmalarda bulunması size göre siyasi açıdan doğru mu? Siz hiçbir yabancı belediye başkanının Almanya’daki yerel seçime destek için geldiğini gördünüz mü? Böyle bir şey olabilir mi? Maltepe’nin sorunlarını Sayın Ude mi çözecek? Ben yıllardır Almanya’da yaşayan biri olarak böyle bir şey görmedim.
Sayın Ude, henüz Münih Anakent Belediye Başkanlığı görevini sürdürüyor. Bu görevi sırasında Maltepe dışında hangi ülkenin belediye seçimine destek için gitmiştir? Maltepe Belediyesi’nde yapılacak bir seçim için bir yabancı belediye başkanının destek için çarşı pazar dolaşması küresel siyaset etiğine ne kadar uygundur? O zaman mesela Diyarbakır Belediye Başkanlığı için İran, Irak ve Suriye’den belediye başkanlarının gelmesine ne gözle bakılacaktır?

Haberin Devamı

Adaylar Ankara’ya akın ediyor

CHP MYK toplantısı için bugün yüzlerce aday adayı Ankara’ya akın ediyor. Heyecan artıyor. Siyasi kulisler de hareketli, herkes
22 Aralık’ı bekliyor:
KÜÇÜKÇEKMECE’de 1999’da aday yapılmaması üzerine istifa eden, 2009’da atama ile ilçe başkanı olan Kemal Çebi’nin, ön elemede 1’inci çıkması üzerine (şimdiki ilçe yönetimince destekleniyor) diğer adaylar 2’nci Gökhan Gümüşdağ ve 3’üncü Fatih Üstünbaş ile Sezai Aynalı, Oruç Oymak, Gürkan Canol’un birlikte hareket etme kararı aldıklarını, 505 bin seçmenli Küçükçekmece’de, CHP’nin sadece 7.317 üyesinin bulunduğu, ancak bu sayının yarısının sandığa gittiğini ve Çebi’nin ancak 1.269 oy aldığını, bu durum karşısında 1.685 olan seçim sandığına CHP adına sandık sorumlusu bile bulunamayacağının ortaya çıktığını... BAKIRKÖY’de aday sayısı 15’e yükselirken, son adayın bir milletvekilinin önerisiyle gelenin sendikacı Vicdan Baykara olduğunu...KADIKÖY Belediye Başkanı Selami Öztürk’ün önceki günkü aday tanıtım toplantısına katılmaması üzerine köşemize “Bu projelerimi daha önce (11 Eylül’de) ilçe örgütüne anlatmıştım, o yüzden katılmadım” açıklamasını yaptığını (Not: Kadıköy aday adayının adı Nur Kemal Çalışkan’dır, soyadı Okutan değildir)... FATİH CHP’den Siirt kökenli diş hekimi İlhan Dabakoğlu’nun “Sıkmadık el çalmadık kapı bırakmayacağız” sloganı ile sahaya indiğini....

Haberin Devamı

Hangi Trakya, nasıl bir siyaset anlayışı

BİZLER Ergene Havzası’nda doğru işler yapılması için çabalamakta ve bunu seçilmiş ya da atanmış kişiler olarak değil gönüllü olarak yapmaktayız. Bu açıdan da seçilmiş ve atanmışların fikir ve eylemlerinde samimi olmalarını ve halka doğruları anlatmalarını isteme hakkını kendimizde görmekteyiz. Bir kere şunun bilinmesi gerekiyor: “Ergene partiler üstü bir meseledir” ve her kim doğru bir projeye imza atıyorsa desteklenmelidir. Ergene Havzası’nda yaşanan kirliliğin %30’u evsel atıklardan, %5’i tarım temelli faaliyetlerden kaynaklanırken % 65’i ise sanayi atıklarından kaynaklanmaktadır. Bu da demek oluyor ki yaşanan kirlilikten, sanayi atıklarını kontrol altına alması gereken Bakanlık evsel atıkları kontrol etmesi gereken belediyelerden çok daha fazla sorumludur. Bu noktada, doğrularla birlikte yapılan yanlışlar Ergene Havzası’nı, geçmişten beri mücadelesini verdiğimiz şekilde çocuklarımız için yaşanabilir bir Havza yapmayacaksa bu yanlışları da halkımızla paylaşmamız her şeyden önce vatandaşlık görevidir. Biz, yanlış yapılan işlere çözüm önerilerimizle ve projelerimizle birlikte dikkat çekmeye devam edeceğiz.
11 Kasım 2013 tarihinde Ulusal Kanal’ın daveti üzerine katıldığım ve Başbakan Erdoğan’ın Trakya’ya gelişi öncesi “çözümleniyor gibi gösterilmeye çalışılan” sorunları dile getirdiğim canlı yayında da ifade ettiğim gibi mesele CHP-AKP meselesi değildir. Bugün, siyasi rekabet gereği, bir kesim Trakya’daki sorunları daha da artıran olumsuz gelişmeleri diğer kesimse sorunların çözümüne yönelik olumlu birkaç adımı görüp diğer boyutu görmezden gelmektedir. Ancak bilinmelidir ki Trakya’daki çarpık planlamanın, daha açık bir ifadeyle plansızlığın önüne geçilmediği takdirde yapılacak hiçbir proje doğru sonuç vermeyecektir. Dahası mesele, sadece Ergene Havzası meselesi de değildir. Lüleburgaz’da, Kırklareli’de, Babaeski’de, Vize’de ve diğer yerleşimlerde insanların, nedeni ne olursa olsun, gelecek kaygısı duymadan yaşayabilmeleridir. Bunun yolu da katılımcı bir tavırla doğrulardan yana taraf olmaktan geçmektedir. En azından çocuklarımıza bu anlayışla örnek olmalıyız.
Hakan Dedeoğlu-LÜLEBURGAZ

Haberin Devamı

Mersin Belediye Başkanı Macit Özcan nereye oynuyor?

YEREL seçimler öncesi, belediye başkan ve meclis üyelikleri için adayların belirlenmesi uzadıkça, ortaya trajikomik durumlar çıkıyor. Aday adayları, programlarını açıklayacaklarına, üstelik aynı partiden rakiplerini karalamak için, akla hayale gelmeyen yollara başvuruyor.
Bir başka konu, halen belediye başkanı olan aday adaylarının sınırsız harcamaları. Geçenlerde gazetelerin Türkiye kalıplarında, milyonlarca liraya mal olduğu anlaşılan ilanlar dikkatimi çekti. Bu ilanlar, üç dönemdir Mersin Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevini yürüten CHP’li Macit Özcan’ın bayram kutlamalarıydı. Acaba gazetelerin Adana/Çukurova kalıpları, üstelik çok daha ucuz olmasına rağmen, Macit Özcan’a neden yeterli gelmemişti? Burada tek neden akla geliyor: Demek ki sayın Özcan, çok daha yukarılara, belki de genel başkanlığa oynamaya karar vermiş. Sonra öğrendim ki, Mersin’in Adanalı başkanı bununla da yetinmemiş, kentteki billbordların büyük çoğunluğunu kiralayarak, kendisinin dev fotoğraflarıyla donatmış.
Vatandaşın parasını kent hizmetine harcayacağına, ikbale yatır gitsin. Ne âlâ memleket, değil mi?
Yurdanur SAYINER

Marmara’yı oksijensiz bıraktık

MAREM (Marmara Environmental Monitoring) projesi kapsamında yapılan araştırmalara göre, Marmara Denizi genelinde suda erimiş oksijen değerlerinin canlıların barınıp, üreyip, yaşamlarını sürdürebilecekleri seviyenin altına düşmesi sonucu oluşan vahim durum bu nadide denizimizi tehdit etmektedir.
Sevinç-Erdal İnönü Vakfı bünyesinde sürdürülen Marmara Denizi’nin Değişen Oşinografik Şartlarının İzlenmesi Projesi’nin (MAREM) Lideri Hidrobiyolog M. Levent Artüz’ün katılacağı basın toplantısı ile Marmara Denizi’ndeki oksijensizliğe dikkat çekilecek, ardından da dünyada ilk kez köpekbalıklarıyla dolu bir tankta Türkiye’nin tek kadın ilizyonisti İlkay Özdemir “ESCAPE SHOW’ gerçekleştirecektir.
Dikkat çekilmesi gereğine inandığımız bu olguda, Marmara Denizi’nin durumunun gündeme gelmesi amacı doğrultusunda toplumsal duyarlılık oluşturmak amaçlanmaktadır.
Yarın 11.00’de İstanbul Akvaryum Florya’da izleyiniz.

Yazarın Tüm Yazıları